Eğitim Reformu Girişimi (ERG) 2023-2024 eğitim-öğretim yılında yaşanan gelişmelere ilişkin hazırladığı Eğitim İzleme Raporu (EİR) 2024’ü yaptığı basın toplantısıyla paylaştı.
Karaköy Minerva Han’da yapılan toplantıya eğitim ve çocuk alanında çalışan çok sayıda sivil toplum örgütü temsilcisi katıldı.
Toplantının açılış konuşmasını Eğitim Gözlemevi Koordinatörü Burcu Meltem Arık yaptı.
Eğitim İzleme Raporları’nın önemine değinen Arık, raporlarla eğitimde yaşanan sorunların tespit ettiklerini ve çözüm önerileri sunduklarını söyledi.
Ardından dört başlıkta hazırlanan raporun sunumuna geçildi.
"Türkiye vatandaşı 612 bin 814 çocuk eğitim dışında"
İlk sunumu ERG Politika Analisti Özgenur Korlu, örgün eğitime erişim, kapsayıcı ve güvenli eğitim ortamları ile temel becerilerin ele alındığı “Nitelikli Eğitimi İzlemek için Temel Göstergeler” başlıklı sunum yaptı.
Nitelikli eğitimin bir göstergesinin de “örgün eğitimde yer alan çocuk sayısı” olduğunu söyledi. Bu koşulun nitelikli eğitim için tek başına yeterli olmadığını ancak “eğitim sisteminin birincil önceliğinin tüm çocukların örgün eğitim kurumlarına kayıtlı olması” olduğunu vurguladı.
Türkiye’de öğrencilerin 22 yaşına kadar ortaöğretim kurumlarında eğitime devam edebileceğini ifade eden Korlu, eğitim dışındaki çocuk sayısı değindi.
15,16 ve17 yaşın eğitim dışına çıkma oranı artıyor
Korlu, 2023-2024 eğitim-öğretim yılında zorunlu eğitim çağında olup ancak eğitim dışında kalan Türkiye vatandaşı çocuk sayısının 3,9 olduğunu belirtti Yaklaşık olarak 612 bin 814 çocuğun eğitim dışında kaldığını söyledi. Eğitim dışında kalan çocukların yüzde 53,6’sı oğlan, yüzde 46,4’ünün kız çocuğu olduğunu vurgulayan Korlu, eğitim dışındaki çocukların yüzde 73,9’unu 14-17 yaş aralığının oluşturduğunu belirtti.
Korlu, eğitim dışına çıkan çocuk sayısının en çok 15 yaştan sonra arttığını, bu yaştan itibaren en az her 20 çocuktan birinin eğitim dışına çıktığını ifade etti.15, 16 ve 17 yaştaki eğitim dışındaki çocuk oranının önceki yıla göre arttığını belirten Korlu, 16 yaşındaki her 10 çocuktan 17 yaşındaki ise her yedi çocuktan birinin eğitim dışında olduğunu söyledi.
"Muş’ta her üç kız çocuğundan biri eğitim dışında"
15-17 yaş grubunun en çok eğitim dışında olduğu illerin başında Muş, Gümüşhane ve Ağrı’nın yer aldığını vurgulayan Korlu, bu illere özellikle müdahale edilmesi gerektiğini, belediyelere de bu konuda görev düştüğünü belirtti. Korlu, Muş’ta hem 16 ve 17 yaşındaki her üç kız çocuğundan birinin eğitim dışında olduğunu, Siirt, Bitlis ve Ağrı’da da 17 yaşındaki her üç kız çocuktan biri eğitim dışında kaldığını ifade etti. Korlu, eğitim dışında kalan kız çocuklarının zorla evlendirilme ile karşı karşıya kaldıklarını ifade etti.
242 bin 360 "yabancı" çocuk eğitim dışında
Eğitim dışında kalan “yabancı” öğrenci sayısını da paylaşan Korlu, Türkiye’de 6-17 yaş grubunda 1 milyon 181 bin 111 “yabancı” çocuk olduğunu, bu sayısının yüzde 80,8’ini geçici koruma altındaki Suriyeli çocukların oluşturduğunu söyledi.
Korlu, “yabancı” çocukların net okullulaşma oranının ilkokul çağında (6-9 yaş) yüzde 90,4, ortaokul çağında (10-13 yaş) yüzde 92,5, ortaöğretim çağında (14-17 yaş) yüzde 48,6 olduğunu belirtti.
“Yabancı” statüsündeki çocuklarda eğitim dışında kalma oranının ise 242 bin 360 olduğunu ifade eden Korlu, Türkiye’de toplamda eğitim dışındaki çocuk sayısı 855 bin 174’e ulaştığını belirtti.
Son olarak, okulöncesi eğitimin önemine vurgu yapan Korlu, okulöncesi eğitimin zorunlu eğitim kapsamına alınması gerektiğini çocukların akranlarıyla erken buluşmasının eğitim hayatının bütününü etkilediğini ifade etti.
Korlu, konuşmasını UNESCO’nun bu yıl sunduğu Mutlu Okullar Projesi ile tamamladı.
Yeni stratejik plan: Türkiye Yüzyılı
Ardından, ERG araştırmacısı Gülen Naz Terzi, “Eğitimde Yönetişim” başlıklı sunumunu yaptı. Terzi, Milli Eğitim Bakanlığı’nın 2019-2023 Stratejik Planına ve 2024- 2028 Stratejik Planına değindi.
Önceki stratejik plan ile yeni stratejik plan arasındaki farkı anlatan Terzi, yeni planda Türkiye Yüzyılı'na vurgu yapıldığını, “din”, “ahlak”, ve “değerlere” bağlılık gibi ifadelerin yer aldığını belirtti.
Ayrıca bir önceki dönemle karşılaştırıldığında bazı göstergelerde gerileme olduğunu ifade eden Korlu, “Göstergelerin bir kısmında verilen vaatler yerine getirilmesi oldukça olumlu. Ancak bazı göstergelerde gerileme var. Gerilemenin nedenini bilmiyoruz çünkü MEB bunlara dair bilgi paylaşmıyor, bu da şeffaflık açısından ciddi sorunlu bir durum" dedi.
Terzi, konuşmasını şöyle sürdürdü: “2019-2023 Stratejik Planı’nda ikili eğitime devam eden öğrencilerin oranının 2023 itibarıyla temel eğitim için yüzde sıfır ve ortaöğretim için yüzde 2,0 olması hedefleniyordu. Ancak On İkinci Kalkınma Planı’nda ve MEB 2024- 2028 Stratejik Planı’nda ikili eğitimin kaldırılması bir amaç olarak yer almıyor.”
"Küresel bir öğretmen krizi yaşanıyor"
ERG Kıdemli Politika Analisti Ekin Gamze Gencer de “Öğretmenler” başlıklı sunumunda Türkiye ve dünyadaki durumu anlattı.
Küresel bir öğretmen krizi yaşandığını ancak bunun yeni bir durum olmadığını belirten Gencer, dünyanın 1980’lerden sonra bu krizi konuştuğunu söyledi.
İnsanların gittikçe öğretmenlikten uzaklaştığını belirten Gencer, dünyada öğretmenliğe başlayanların hızlıca meslekten çıktıklarını belirtti.
Dünyada ciddi bir açığı olduğunu ifade eden Gencer, Türkiye’de ise tablonun farklı olduğunu söyledi.
Gencer, “Türkiye'de öğretmenler meslekte kalıyor ancak bu mutlu oldukları anlamına gelmiyor” dedi.
2030’a kadar tüm dünyada toplamda 44 milyon ilköğretim ve ortaöğretim öğretmenine ihtiyaç olduğunu ifade eden Gencer, “Öğretmenlere ilişkin Küresel Rapor’a göre öğretmen açığının önü alınamazsa, 10 ülkeden yalnızca dördünde 2030’da tüm çocukların ilkokula gitme ve mezun olma hedefini gerçekleştirebilecek sayıda öğretmen olacak” diye konuştu.
"Heterojen okul ortamları yaratılmalı"
“Ekonomik kriz ve eğitim” başlılık son sunumu yapan ERG Politika Analisti Kayıhan Kesbiç ise; gittikçe artan çocuk yoksulluğuna, MESEM’lerde yaşanan çocuk ölümlerine ve çözüm önerilerine değindi.
Kesbiç, konuşmasında özetle şöyle dedi: “Eğitim dışındaki çocuk sayısı son üç yılın en yüksek seviyesine çıktı. Son yıllarda çocuklardaki bodurluk oranı arttı. Bu nedenle çocukların eğitim sistemi içerisinde kalmasını sağlayacak sosyal politika araçları üzerinde çalışmalar yapılmalıdır. Okullarda ücretsiz ve sağlıklı okul yemeği uygulaması okul terklerini önlemede önemli bir kazanım sağlayabilir.
Okulöncesi eğitimde en az bir öğretim yılının zorunlu eğitim kapsamına alınması ve ücretsiz sunulması gerekiyor. Ayrıca, okullar arasındaki imkân farklarının azaltılması, sosyoekonomik olarak daha heterojen okul ve sınıf ortamlarının yaratılmalıdır. Bu durum ülkede artan kutuplaşmanın da önlenmesine katkı sağlayacaktır."
(RT)