Cezasızlık… 2023 yılındaki hak ihlallerinin yargıdaki durumunu bu tek kelimeyle özetlemek mümkün.
Distopyaların en karanlığı: Zaman Makinesi
Başta 6 Şubat depremleri olmak üzere yaşam hakkı, barınma hakkı, işkence ve kötü muamele yasağı gibi birçok insan hakkının ihlal edildiği farklı olaylara şahit olduğumuz 2023 yılı, bu ihlallerin sık sık cezasızlıkla sonuçlandığı da bir yıl oldu.
Ayrıca yeni tip yüksek güvenlikli hapishaneler ile mahpusların maruz kaldığı izolasyonun artması ve şartlı tahliyelerin engellenmesi de geçen yılın geleceğe kalan hak ihlallerinden oldu.
2023’ün ihlallerinin kısa özetini derledik…
Ocak
Avukat Mehmet Emin Aktar, Diyarbakır’da 2017 Newroz kutlamaları sırasında polisin vurup öldürdüğü üniversite öğrencisi Kemal Kurkut ile ilgili davanın sonucunu, “Tipik bir cezasızlık kararı” diye değerlendirdi.
Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesinin bozma kararının ardından Diyarbakır 7. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yeniden yapılan yargılamada karar 17 Ocak’ta verildi. Mahkeme, istinafın kararına uyarak polise ceza verilmesine yer olmadığına hükmetti. Kurkut’u vuran polis Y.K. halen polislik görevine devam ediyordu.
KEMAL KURKUT DAVASINDA CEZASIZLIK
Mahkemenin akladığı polisi, İçişleri Bakanlığı bile kusurlu bulmuştu
Bartın’daki Türkiye Taşkömürü Kurumu’na (TTK) bağlı Amasra Taşkömürü İşletme Müessesesi’ndeki (TİM) 14 Ekim 2022’de gerçekleşen göçükte 42 madenci hayatını kaybetti. Amasra Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma tamamlanarak savcılık fezlekesi 13 Ocak 2023’te Bartın Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildi.
Toplam 23 şüpheli hakkında hazırlanan fezlekeye, 31 Ekim 2022 tarihli Bilirkişi Raporunda sorumlulukları tespit edilen TTK Genel Müdürü, TTK Genel Müdür Yardımcısı ile Çalışma Bakanlığı ve Maden Petrol İşleri Genel Müdürlüğü (MAPEG) denetçileri dahil edilmedi.
Amasra soruşturmasında Taş Kömürü Kurumu yetkilileri yok
“Madendeki iş cinayetinde deliller incelenmeden iddianame yazıldı”
Bayrampaşa Cezaevi’nde 19 Aralık 2000’de, “Hayata Dönüş Operasyonu/Tufan Planı”nın uygulanmasıyla ilgili davada müzekkere yazılan Milli Güvenlik Kurulu’ndan (MGK) mahkemeye ilk kez “yanıt” geldi.
Ancak belge adı altında Bakırköy 13. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilenler, biri 1994, üçü 1996 tarihli dört basın bildirisi çıktı. Birkaç cümlelik bu açıklamaların ne tarih ne kapsam ne de içerik olarak Hayata Dönüş Operasyonu’yla ilgisi yok.
MGK'NİN “HAYATA DÖNÜŞ”TEN HABERİ YOKMUŞ
MGK mahkemeye, belge yerine 29 yıllık basın açıklamasını gönderdi
"HAYATA DÖNÜŞ" DAVASI
Mahkeme: Yalman da MGK'yı kabul etmişti, belgeleri gönderin
Şubat
Depremin vurduğu Hatay’da Büyükburç Mahallesindeki evlerinden gözaltına alınan iki kardeşten Ahmet Güreşçi hayatını kaybetti, Sabri Güreşçi’de işkence izleri tespit edildi. Gözaltına alınan Ahmet Güreşçi’nin babası karakol önünde beklerken battaniyeye sarılı bir insan çıkarıldığını fark etti; hastaneye giden aracı takip edince onun oğlu olduğunu gördü, doktorun “Ambulansa gerek yok, vefat etti” dediğini duydu.
Hatay’da gözaltında ölüm
JANDARMA PERSONELİNE SORUŞTURMA
“Bu yağmacı, öyle bir bak geç, ölmesin yeter”
“Marketten pirinç, domates, patates almıştım”
Hatay’da depremin ardından kolluk gücünün şiddet olayları da arttı. Hataylı bir gencin darp edilmesine müdahale eden avukatlardan Ezgi Önalan “Kamuflaj üniformalı kişiler bir çocuğu dövüyordu, bizi görünce bazıları uzaklaştı. O sırada dövülen kişiye ‘Avukatlar geliyor kaza yaptım de’ demişler. Dövülen kişi 18 yaşındaydı, olaydan tedirgin olduğu için şikayetçi olmayacağını beyan etti” dedi.
“Özel harekat polisi 18 yaşındaki genci dövüyordu”
Hatay’da evinin önünde hasar kontrolü için beklerken darp edilen Ö.T. ve iki yeğeni şikayetçi oldu. Ö.T. “Ertesi gün karakolda çağrıldım, teşhis için sandım ama ifademi geri çekmemi istediler” dedi.
Polisten “hırsız” diye darp ettikleri depremzedelere: “Pardon, yanlışlık oldu”
Mart
Hatay’da karakolda darp edilip mazot içirilen Suriyelilerden ikisi hayatını kaybetti. Reyhanlı’da başlatılan soruşturmada, iki teğmen ve bir üsteğmen tutuklandı.
Üç asker, "insan öldürme" suçlamasıyla tutuklandı
Hatay, Defne’de hasarlı evden akrabasının eşyalarını çıkaran H.K. bekçilerce darp edildi, hakaret ve küfre maruz kaldı. Olaydan hemen sonra doktor raporu alarak şikayetçi oldu.
Depremzedelere bekçi şiddeti: “Burada OHAL var, devlet de yargı da biziz”
Avukatlar, işkence dosyasını takip ederken işkence tehdidine maruz kaldı
Maraş merkezli depremlerden etkilenen kentlerdeki hapishanelerden ve mahpusların durumundan net bilgi almak çok zordu. Mahpusların bazıları sevk edilirken bazıları da kaldığı hapishanelerdeki koşullar nedeniyle mağdur edildi.
Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği (CİSST) Savunuculuk Koordinatörü Berivan Korkut, deprem bölgesindeki mahpuslarla ilgili bilgileri bianet’le paylaştı: “Depremin görünmeyen yüzü olan mahpusların da depremzede olduğu, deprem bölgesinde bir kurumda tutulmasa bile birçoğunun ailesini ve yakınlarını kaybettiği, uzun bir süre dışarıdan ekonomik destek alamayacakları fark edilmeli, bu konuda acil önlemler alınmalı.”
“Mahpusların da depremzede olduğu unutuluyor”
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Memur Suçları Soruşturma Bürosu, Bayrampaşa Cezaevi’ndeki Hayata Dönüş Operasyonu’nda tutulan tutanağın sahteliğiyle ilgili suç duyurusunda, kovuşturmaya yer yok (takipsizlik) kararı verdi.
"HAYATA DÖNÜŞ OPERASYONU"
Jandarmanın sahte tutanağına zamanaşımından takipsizlik
Nisan
ABD’de bu yıl içerisinde meydana gelen kitleye silahlı saldırıların oranı, 2023 yılının günlerinden fazla. Yani, her güne birden fazla saldırı düşüyor.
ABD’de epidemi: Kitleye silahlı saldırı
InSight Crime’a konuşan uzmanlar, “Türkiye mafyası, Doğu Avrupa, Batı Asya ve Körfez’deki petrol zengini ülkelerle bağlantısıyla, dünyanın en küçük ama gelişen kokain pazarlarına ticaretin lideri oldu” değerlendirmesini yaptı.
“Modern İpek Yolu: Eroinden kokaine”
“Gazeteci Regina Martinez, yaşadığı Veracruz eyaletindeki iki hükümet yetkilisini araştırıyordu: Fidel Herrera ve Javier Duarte. Dünyanın en tehlikeli bölgelerinden biri olan Veracruz’da uyuşturucu tacirleri ve suç ortakları, aralarında genç uyuşturucu satıcıları, aileler, çiftçiler ve politikacıların da olduğu yüzlerce kişiyi öldürdü. Cesetlerin çoğu mezartaşı olmayan toplu mezarlarda. Regina Martinez rüşvet almayı reddetti, tehditleri umursamadı. Diğer birçok Meksikalı gazeteci gibi öldürüldü.”
Karteller, Meksika’yı nasıl değiştirdi?
Mayıs
OHAL Komisyonuna yaptığı şikayet, KHK ile ihraç edildikten sonra yaptığı eylemleri nedeniyle reddedilen öğretmen Engin Karataş, komisyon hakimleri hakkındaki şikayeti işleme konulmayınca Bakanlığa dava açtı.
Adalet Bakanlığına "Geleceğe Dönüş" davası
Hayata Dönüş Operasyonu davasına tanık olarak çağrılmasına rağmen dördüncü kez gelmeyen ve mazeret de bildirmeyen Tantan için zorla getirilme kararı çıkarılması talebi reddedildi.
HAYATA DÖNÜŞ OPERASYONU DAVASI
Sadettin Tantan’ın “adresi bulunamıyor”
Elazığ 1 No’lu Cezaevindeki mahpus Sadık Aslan’ın tahliyesi, iyi hal değerlendirme puanına sahip olmasına rağmen pişmanlık göstermediği ve tahliye olduktan sonra yeniden suç işleme ihtimali olduğu gerekçesiyle engellendi.
17 yıldır cezaevinde bulunan Aslan’ın Avukatı Özge Akyüz bianet’e yaptığı açıklamada, Elazığ 1 No’lu Yüksek Güvenlikli Ceza İnfaz Kurumu İdare ve Gözlem Kurulu’nun hiçbir somut gerekçe olmaksızın keyfi ve sübjektif değerlendirmeler ile mahpusların koşullu salıverilme tarihleri gelmesine rağmen tahliyelerini engellediğini söyledi.
İyi halli ama “Anayasa’dan bahsettiği için” tahliyesi ertelendi
Haziran
Avukat Naim Eminoğlu, yeni Y Tipi cezaevleriyle birlikte mahpusların maruz kaldığı izolasyonun daha da arttığını anlattı.
Y TİPİ CEZAEVİ
12 metrekarede tuvalet, banyo, mutfak, yatak
Kendisinden “kuyunun dibindeki insan” diye bahseden mahpus, yeni yüksek güvenlikli yapılardan Y tipi cezaevlerini detaylarıyla anlattı: İnfaz koruma memurundan başka birinin sesini duymak istiyorsanız, “uslu” bir mahpus olmalısınız…
KUYUNUN DİBİNDEKİ İNSAN ANLATTI
“Artık tek başınasın”
Avrupa Uyuşturucu ve Uyuşturucu Bağımlılığı İzleme Merkezi (EMCDDA), 2023 Avrupa Uyuşturucu Raporu’nu açıkladı. Rapor, Avrupa Birliği (AB) üyesi devletler, Norveç ve Türkiye’den verilerle hazırlandı. Rapora göre, 2021 yılında eroinle ilgili yakalamalar ikiye katlandı. AB üyesi ülkelerde 2021’de toplam 9,5 ton uyuşturucu kolluk güçlerince ele geçirildi. Sadece Türkiye’de ele geçirilen eroin miktarı ise 22,5 ton.
Eroinde “rekor” Türkiye’de
Temmuz
Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu’nun Madımak Katliamı Hafıza Merkezi projesi kapsamındaki Dijital Kütüphane açıldı. Kütüphanede kitaplar, makaleler, dergiler, dava dosyaları, raporlar, fotoğraflar, mektuplar, şiirler, videolar, biyografiler yer alıyor:
“Madımak Katliamı’na ilişkin her türlü yazılı, görsel ve işitsel materyali toplamak, tasnif etmek ve kamusal erişime sunmak üzere dijital bir platform oluşturma fikriyle yola çıktık.”
MADIMAK KATLİAMI HAFIZA MERKEZİ
“Kaybedilenlerin onuruna diktiğimiz bir anıt”
“Hayata Dönüş” savcısının beraatı onandı: Soruşturmayı akamete uğrattığı, delilleri görmezden geldiği, rütbelileri koruduğu iddiasıyla görevi ihmalden yargılanan savcı Demirel ile ilgili son kararı veren Yargıtay Ceza Genel Kurulu “soruşturmada 12 yıllık gecikme yaşandığını” kabul etti.
“Hayata Dönüş” savcısının beraatı onandı
Ağustos
6 Şubat depremlerinin üzerinden 6 ay geçti. Yıkıma dair bugüne dek açılan soruşturmalarda 1757 şüpheli hakkında işlem yapıldı, 351 kişi tutuklandı. Maraş merkezli depremlerin bıraktığı yıkım ve devamındaki hak ihlallerinin çok azı davaya dönüştü:
“Müteahhitlerin yanı sıra yapı ruhsatı veren, iskan ruhsatı veren, denetim görevini yerine getiren ve bu işlemlerin gerçekleşmesinde sorumluluğu bulunan kişi ve kurumların soruşturulmaması sebebiyle sürecin eksik yürütüldüğünü düşünüyoruz.”
“Yıkımla ilgili kamu görevlileri de soruşturulmalı”
Anayasa Mahkemesi (AYM), “hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını” (HAGB) düzenleyen kanun maddelerini iptal etti. Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) Yönetim Kurulu Üyesi, Avukat Ali Şafak bianet’e yaptığı açıklamada, “Yüksek Mahkemenin iptal kararını Anayasanın 13, 17, 35 ve 36. maddelerine dayandırmış olsa da asıl vurguyu 36. maddede düzenlenen adil yargılanma hakkına yaptığını” söyledi.
“HAGB, cezasızlığın yasal haliydi”
Ekvador’un başkanlık seçimlerinden 10 gün önce, anketlerde önde görünen aday Fernando Villavicencio suikasta uğradı. Halka son seslenişlerinden birinde, şunları söylemişti: “Bana kurşun geçirmez yelek giymemi söylediler. İşte buradayım, terli bir gömlekle, kahretsin. Sizler benim kurşun geçirmez yeleğimsiniz. Buna ihtiyacım yok! Cesur bir milletten geliyorsunuz ve ben de sizin gibiyim. İşte buradayım. Bana diz çöktüreceklerini söylediler…. Uyuşturucu baronları gelsin. Tetikçiler gelsin, buradayım. Tehdit zamanı bitti…”
Ekvador, nasıl “narko-devlet” oldu?
Sincan’daki mahpus, yeni “yüksek güvenlikli” cezaevini anlattı: “Mimari ve idari biçimi insan psikolojisini allak bullak etme, 7/24 psikolojik işkence etme üzerine kurgulanmış yeni bir zindan biçiminden söz ediyorum...”
Sincan’daki mahpus, yeni “yüksek güvenlikli” cezaevini anlattı
Antalya yüksek güvenlikli cezaevindeki mahpuslarla görüşen ÇHD, mahpusların havalandırma alanını “Hitler’in Fırını” diye tarif ettiklerini aktardı.
ÇHD RAPORU
“S tipi cezaevlerinde hücrede kamera bulunuyor”
Eylül
Karadeniz Ereğli'ye bağlı Kandilli beldesinde bulunan TTK Armutçuk Müessesesi maden ocağında 13 Eylül’de, eksi 450 kotunda tavan çökmesi sonucu göçük oldu. Bir işçi hayatını kaybetti, 6 işçi yaralandı.
ARMUTÇUK MADENİNDE İŞ CİNAYETİ
Sayıştay, 6 yıldır “iş güvenliği tehdit altında” diyordu
Faili meçhul cinayetlerin yargılandığı davada Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesi, gerekçeli kararını açıkladı.
Aralarında Mehmet Ağar ve Korkut Eken'in de bulunduğu sanıklar, Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 223/1-e maddesindeki “Yüklenen suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmaması” gerekçesiyle beraat etti. Sanıklar hakkındaki bazı suçlamaların da düşmesine hükmedildi.
Kararda, Ayhan Çarkın dışındaki sanıkların, üzerlerine atılı suçları inkar ettiği, “kanun dışı bir iş yapmadıklarını belirttikleri” ifade edildi.
ANKARA FAİLİ MEÇHUL CİNAYETLER DAVASI
Gerekçeli karar: Mehmet Ağar’a “masumiyet karinesi” ile beraat
Madımak katliamının üç firari sanık yönünden görülen davası, 14 Eylül’de zamanaşımı kararıyla bitirildi.
Müdahillerin avukatı Şenal Sarıhan’ın “Yıllardır ortada insanlığa karşı işlenmiş bir suç olduğunu söylüyoruz. Bu suçlarda aftan söz edilemez, zamanaşımı olamaz” şeklindeki itirazı dikkate alınmadı.
Adalet, zamanaşımına uğrar mı?
Mahpusların şartlı tahliyesine karar veren İdare ve Gözlem Kurulunun kriterleri arasında mahpusun elektrik ve su kullanımı başta olmak üzere harcamalarında tasarruf kurallarına riayet edip etmediği ve kişisel bakıma özen gösterip göstermediği de var.
Şartlı tahliyeye neye göre karar veriliyor?
Ekim
Hamas’ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları öncülüğündeki Filistinli direniş grupları 7 Ekim’de İsrail’e karşı 'Aksa Tufanı Operasyonu' başlattı. İsrail ordusu da 'Demir Kılıçlar Operasyonu' adıyla Gazze Şeridi’ne yönelik yoğun kara ve hava saldırıları başlattı.
İsrail’in saldırıları halen sürüyor.
Gazze'deki Sağlık Bakanlığı, İsrail saldırılarında en az 8 bini çocuk, 6 bin 200’ü kadın olmak üzere 19 bin 667 Filistinlinin öldürüldüğünü, 52 bin 586 kişinin yaralandığını açıkladı. Kayıp olduğu belirtilen en az 3 bin 250 kişinin de İsrail'in hava saldırıları sonucu yıkılan binaların enkazının altında olduğu tahmin ediliyor.
Oxfam: Gazze nüfusunun yüzde 90'ından fazlası açlık çekiyor
DSÖ: Filistin’deki sağlık merkezlerine 493 saldırı oldu
“Gazze sakinleri, gıda krizi içinde”
10 Ekim katliamının üzerinden 8 yıl geçti. Davanın müdahil avukatlarından Senem Doğanoğlu, tutuklu sanıklar yönünden sona eren davada mahkemenin, yargılamayı sadece yakalanan IŞİD militanlarıyla sınırladığını, araştırma taleplerinin cevapsız kaldığını ve mahkemenin kendilerine “Bu kadarına razı olun” dediğini söyledi. Firari sanıkların yargılandığı dava ise halen devam ediyor.
Katliamda sorumluluğu veya ihmali ortaya çıkan, hatta müfettiş raporlarına konu olan kamu görevlileri ise mahkemeye tanık olarak dahi çıkarılmadı.
10 EKİM KATLİAMI
“Katliam davasında hüküm giyen bazı IŞİD’liler aramızda dolaşıyor”
10 Ekim davasının dosyasına yıllar sonra giren belgelerde yer alan ihbarın değerlendirilmemesine dair Emniyet personeli hakkındaki suç duyurusu takipsizlikle sonuçlandı. Müdahil avukatlar itirazlarını AYM’ye taşıdı.
10 EKİM KATLİAMI DAVASI
“Gübre ihbarının üstü örtülmeseydi, katliam gerçekleşmeyecekti”
Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) davasında Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, dosyanın esasından inceleme yaparak avukatlar Selçuk Kozağaçlı ve Barkın Timtik’a verilen cezaların bir kısmının onanmasını, diğer sanıklar yönünden dosyanın istinafa gönderilmesini istedi.
Cezası onanması istenen Ebru Timtik hayatını kaybetmişti.
ÇHD davasında tebliğname: 100 klasörlük dosyaya bir haftada onama istendi
ÇHD davasından hükümlü bulunan Avukat Didem Baydar Ünsal, “iyi halli bulunmadığı” için şartlı tahliye hakkından yararlanamadı.
Şartlı tahliyeye ret: “Toplumla bütünleşmeye hazır değil”
Kasım
Gazeteciler Tolga Şardan dezenformasyon yasasıyla suçlandığı soruşturma kapsamında tutuklandı, Cengiz Erdinç ve Dinçer Gökçe gözaltına alındı. BirGün gazetesinden üç haberci hakkında aynı suçlamayla soruşturma başlatıldı. bianet Editörü Evrim Kepenek de aynı suçlama kapsamında hakkında açılan soruşturmada ifade verdi.
PEN Norveç Hukuk Danışmanı, ÇHD Genel Yönetim Kurulu Üyesi, Avukat Ceren Uysal, yasayı bianet’e değerlendirdi:
“Ekim 2022’de çıkartılan dezenformasyon yasası diye adlandırdığımız torba yasa ile Türk Ceza Kanunu’na ucube bir madde daha eklenmiş oldu. Ucube diyorum zira madde ceza hukuku prensipleri ile bütünsel olarak çelişecek düzeyde muğlak bir dille kaleme alınmış. Maddenin en problemli yanlarından biri, içeriğin üretilmesi ile yayılması arasında bir ayrım yapılmayarak herkesi ama herkesi potansiyel fail haline getirmesi. Sosyal medyada herhangi bir haberi retweet ettiğinizde bile bu suç tipinin potansiyel faili olabiliyorsunuz.”
“Dezenformasyon yasası, herkesi potansiyel fail haline getiriyor”
Yargı, tarihinde bir ilki yaşadı: Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Can Atalay kararında, Anayasa Mahkemesi (AYM) kararına uymadığı gibi AYM üyeleri hakkında suç duyurusu yaptı.
“AYM üyeleri açısından isnat edilen bir suçun varlığından ve/veya suçun unsurlarının oluştuğundan söz etmek mümkün değildir. Evet ortada bir suç vardır. Söz konusu suç açıkça T.C. Anayasası m. 153/son hükmün açık ihlalidir. Anayasa ihlal suçudur; ancak bu suçun faili Yargıtay 3. Ceza Dairesi ve üyeleridir.”
TÜRKİYE HUKUK TARİHİNDE BİR İLK
“AYM’nin kendi 9 üyesini yargılaması mümkün görünmüyor”
Kolombiya’da zorla kaybedilen binlerce kişiden bazılarının cesetleri, nehirde başlayan baraj inşaatının ardından keşfedilince, dünyanın en büyük arama çalışmalarından biri başladı.
Kartel ile nehir arasında bir “toplu mezar” hikayesi
Kolombiya, Meksika, Türkiye: Ne alakası var?
Aralık
Ankara Tabip Odası İnsan Hakları Komisyonu, izolasyonun, mahpusun fiziki ve ruhsal sağlığını kısa ve uzun dönemde nasıl etkilendiğini, sosyal etkileşimin insan sağlığındaki yerini anlattı:
“S, Y tipi ve yüksek güvenlikli cezaevlerinin fiziki koşulları ve yarattıkları sorunlar, F tiplerinden daha ağırdır.
Yüksek güvenlikli cezaevlerinde bir insanın dışarıyı göstermeyen sık tel örgülü tel ile kapatılmış küçük bir pencerenin olduğu, çok küçük bir yaşam alanında bütün gününü geçirmesi, tek başına 1,5 saatlik süreyle çıkılan ve sadece gökyüzünün küçük bir kesitinin görülebildiği, etrafının 8 metre yüksekliğindeki duvarlar ve telle çevrili olduğu, 25 metrekarelik havalandırma alanlarında yaşamını geçiriyor olması, bedensel, ruhsal ve sosyal olarak bir insan hakları ihlalidir.
Hücre tipi cezaevi yöntemi mahpuslar açısından insan kişiliğini fiziksel ve ruhsal açıdan yok etmeyi hedefleyen ve uzun zamana yayılan bir işkence yöntemidir.
Yaşam-mekanın ilişkisinin belirgin olduğu cezaevi gibi çeşitli alanlarda; kişilerde depresyon, saldırganlık, algıda ve duygularda küntleşme, düşünce içeriğinde bozulma gibi birçok ruhsal bozukluklar geliştiği, çeşitli bilimsel araştırmalarla desteklenmiştir.
Uzun süreli yapay ışıklarla ve 24 saat aydınlatılmış ortamlar, pencerelerin dış mekanının görülemeyeceği yükseklikte ve küçük olarak yapıldığı odalarda yaşayan kişilerde hem ruhsal hem de bedensel sorunların ortaya çıkması kaçınılmazdır.”
10 ARALIK İNSAN HAKLARI GÜNÜ
“Mahpuslarda depresyon, algı ve duyguda küntleşme, düşünce bozulması gelişebilir”
Tutuklu avukat Timtik “yüksek güvenlikli” cezaevlerini yazdı
10 ARALIK İNSAN HAKLARI GÜNÜ
“En ağır” ceza: Ağırlaştırılmış müebbet ne demek?
AĞIRLAŞTIRILMIŞ MÜEBBET HAPİS
“Devlet darağacını kaldırdı ama idamı kaldırmadı”
Medico International’ın hazırladığı, “Hangi “güvenlik”ten söz ediyoruz? / Neden Türkiye “güvenli üçüncü ülke” olarak kabul edilemez” başlıklı uzman görüşü, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) sunuldu. Uzman hukukçuların kaleme aldığı görüş, Türkiye’nin mülteciler için neden “güvenli üçüncü ülke” olarak kabul edilemeyeceğini irdeliyor.
10 ARALIK İNSAN HAKLARI GÜNÜ
Türkiye, mülteciler için “güvenli” mi?
Avrupa Parlamentosu (AP) Türkiye Daimi Raportörü Nacho Sánchez Amor, Cumartesi Anneleri/İnsanları’nın Galatasaray Meydanı’ndaki 975. hafta buluşmasını gözlemci olarak takip etti, ardından İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi’nde basın açıklaması düzenledi: “Cumartesi Anneleri/İnsanları hiçbir polis olmadan eylemlerini bu meydanda yapabilmeli.”
Amor: Cumartesi Anneleri vatandaş olmanın çok güzel bir örneği
Ne olmuştu?
İstanbul Beyoğlu Kaymakamlığı 25 Ağustos 2018'de yapılan Cumartesi Anneleri/İnsanları'nın 700. buluşmasını "herhangi bir bildirimde bulunulmadığı" iddiasıyla yasakladı.
Galatasaray Meydanı'nda toplanan Cumartesi Anneleri/İnsanları'na saldıran polis 23 kişiyi gözaltına aldı. Ardından 46 kişiye "Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'na muhalefet" suçlamasıyla dava açıldı.
1995'te gözaltında kaybedilen Hasan Ocak'ın ablası Maside Ocak, darp edilerek gözaltına alınanlar arasındaydı. 82 yaşındaki annesi Emine Ocak da polis şiddetine maruz kaldı.
Maside Ocak, kolluk görevlileri ve amiri hakkında suç duyurusunda bulundu. Ancak Başsavcılığın soruşturmaya yer olmadığı kararı vermesi üzerine başvurduğu İstanbul Sulh Ceza Hakimliği de itirazı kesin olarak reddedince Ocak dosyayı AYM'ye taşıdı.
Yüksek mahkeme, şubat ayında verdiği kararda Anayasa'nın 34. maddesinde düzenlenen "toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının ihlal" edildiğine hükmetti. Maside Ocak'a 13 bin 500 TL manevi tazminat ödenmesine karar verdi.
Ardından AYM, Cumartesi İnsanları/Anneleri eylemine saldırıp Sebla Arcan'ı darp eden polis memurlarının, kötü muamele ve eziyet yasağını ihlal ettiğine hükmetti. Görevlilerin yargılanması ve Arcan'a 50 bin TL manevi tazminat ödenmesine karar verdi.
Bu iki AYM kararına rağmen, hak savunucularının Galatasaray'da basın açıklaması yapması polis şiddetiyle engellendi. Son haftalarda hak savunucuları gözaltına alınmasa da meydandaki polis ablukası devam ediyor.
(AS)