Sermaye daha fazla kâr hırsıyla doğaya saldırırken, ağaca, toprağa, suya, dağa kök salanlar da bu yıkımla yaşam alanlarından koparılıyor. Bazıları da bu saldırılara karşı yaşam alanlarını daha da sahipleniyor.
Ancak yaşam alanları her gün büyüyen bir tehditle karşı karşıya. Tüm yıl bu tehdide karşı mücadele edenler, yeni yıl gecesi de yaşam alanları için nöbette olacaklar.
“Yılbaşı mesajımızı alandan vereceğiz”
İkizdere Çevre Derneği (İÇDER), 31 Aralık akşamı İkizdere’de Cengiz İnşaat’ın talan ettiği Eşkencidere Vadisi’nde mücadele ateşi yakılacağını duyurdu.
Dernek, ekoloji mücadelesi verenlere de şu çağrıyı yaptı:
“Biz İkizdere direnişçileri yeni yıla girerken mücadele alanından ayrılmayacağız, yılbaşı mesajımızı alandan vereceğiz. Tüm doğa katliamı yapılan alanlardaki direnişçi dostlardan aynı şekilde bulundukları direniş alanlardan mesajlar bekliyoruz.”
“2023’te yıkım daha da şiddetlenecek”
Yeni yılda doğaya dönük saldırıların genişleyeceğini söyleyen İkizdere Çevre Derneği Basın Sözcüsü Asuman Fazlıoğlu, nöbet kararına ilişkin “Birçok alana ruhsat verilmiş durumda, 2023’te yıkım daha da şiddetlenecek. Buna hazırlıklı olmalıyız” dedi.
“Mücadele ateşi” yakılacak
31 Aralık gecesi İkizdere Vadisi’nde nöbette olacağını belirten İkizdereli Dursun Baş, o gece vadi girişinde mücadeleyi simgeleyen bir ateş yakacaklarını kaydetti.
Bu ateşin aynı zamanda zafer ateşi olmasını umduğunu ifade eden Baş, 4 yıldır vadi için mücadele ettiklerini, neredeyse iki yıldır süren çalışmalarda vadinin talan edildiğini belirterek yıkımın sürdüğünü ve bu yıkıma karşı bir duyarsızlığın söz konusu olduğunu söyledi.
“2023 doğanın kazandığı bir yıl olsun”
Baş “Bu ateşi yakıyoruz, direnişi hatırlatmak, mücadelenin dışına düşmüş arkadaşlarımızı hareketlendirmek istiyoruz. 2023 doğaseverlerin zaferi olsun diye yakıyoruz bu ateşi. Oksijenimiz bitti, doğamız gitti, oksijen alamıyoruz artık. 2023 doğanın kazandığı bir yıl olsun” diye konuştu.
Akbelen Orman’ında nöbet
Muğla'nın Milas ilçesine bağlı Akbelen Ormanı’nda maden sahasının genişletilmesine karşı mücadele eden İkizköylüler, 532 gündür nöbet tutuyor. İkizköylülerin, şirketin ormana kesim için gireceği yönünde duyum aldıklarını belirtmeleri sonrası yaşam alanı savunucuları dayanışma için Akbelen’e doğru yola çıktı. İkizköylüler ve yaşam alanı savunucuları da yılbaşı akşamı direniş alanında olacaklar.
“Biz bitti demedik, mücadelemiz sürecek”
İkizköy Çevre Komitesi Başkanı Nejla Işık uzun soluklu bir direniş sürdürdüklerini belirtirken son mahkeme kararıyla Akbelen’de kesim tehdidinin ortaya çıktığına dikkat çekti. Yürütmeyi durdurma kararının kaldırılmasının ardından Akbelen Ormanı için her an nöbette olduklarını kaydeden Işık şirketin ise “kazandık” söylemleri eşliğinde daha rahat davrandığını belirtti.
Işık, “Hâlbuki mahkeme henüz bitmedi. Biz bitti demedik. Mücadelemizi hem fiili hem hukuki sürdüreceğiz” dedi.
Son yaşananlarla birlikte, yılbaşı için Akbelen’de desteğe gelecek olan yaşam alanı savunucularının daha erken yola çıktıklarını belirten Işık, nöbetin ve direnişin yılbaşından sonra da süreceğini vurguladı.
“Buraya bir şekilde girmek isteyecekler”
Muğla ve çevre kentlerdeki ekolojik yıkımı da hatırlatan Işık, yaşam savunucularının 31 Aralık gecesi başta Akbelen olmak üzere tüm doğa talanına karşı sözlerini söyleyeceklerini aktardı.
YK Enerji’nin son mahkeme kararıyla elinin güçlendiğini ve buna dayanarak harekete geçeceğini belirten Işık “Buraya bir şekilde girmek isteyecekler çünkü bu onlar için son şans. Seçimler de yaklaştı ve seçimlerin bu sürece etkisi oluyor” dedi.
“Çabamız gelecek nesle temiz bir ülke bırakmak”
Işık 2023’ten sağlık, barış ve huzur dilerken iklim krizinin varlığına dikkat çekerek termik santrallerden vazgeçilmesini istedi.
Bölgedeki termik santrallerin kapatılarak, bu santrallerde çalışan işçilere başka alanlarda istihdam sağlanmasını talep eden Işık, herkesi Akbelen’de yıkıma karşı mücadele ve dayanışmaya çağırdı. Işık sözlerini “Bizim çabamız gelecek nesillere temiz bir ülke bırakmak adına…” diye sonlandırdı.
“Ekoloji mücadelesi, sömürü düzenine karşı”
Çevre aktivisti Deniz Gümüşel de ekoloji mücadelesinin 2023’te de süreceğini belirterek şunları söyledi:
“Çünkü şirketler bu talan ekonomisinden çok da kolay vazgeçmeyecekler gibi. Seçime yaklaştıkça da maalesef iktidarın daha fazla şirketler yararına doğayı sömürüye açtığını görüyoruz. Seçime kadar böyle devam edecek. Seçimden sonra ne olacak derseniz de onu bir sonraki iktidar belirleyecek.
“A ya da B partisine karşı değil, liberal kapitalizmin yaratmış olduğu bu korkunç sömürü düzenine karşı bir mücadele, ekoloji mücadelesi. Dolayısıyla iktidarda kim olursa olsun, seçimde iktidar partisi değişse bile eğer doğanın ve toplumun yararına politikalar üretilmeyecekse, şirketler kayırılmaya devam edilecekse o zaman mücadelemiz de aynı hızıyla devam edecek.
“Elbette umudumuz, iktidarın değişmesiyle birlikte, doğa katliamının durdurulmasına yönelik politikaların oluşturulması.”
“Haklı olan biziz, çünkü yaşamı savunuyoruz”
2022 yılının yaşam alanı savunucuları ve doğa için zorlu bir yıl olduğunu kaydeden Gümüşel “Hakkımızda ne kadar çok suçlama yapılırsa yapılsın, ne kadar çok dava ve kovuşturmaya maruz kalırsak kalalım haklı olan biziz, çünkü yaşamı savunuyoruz ve haklılığımızı buradan alıyoruz. Sağlık bir çevrede yaşamak artık Birleşmiş Milletler’in bile görmezden gelemeyeceği, Evrensel İnsan Hakları Beyannamesi’ne girmiş bir hak” diye konuştu.
Yaşam alanı savunucularının aleyhine kullanılan yasaların çıkarıldığına işaret eden Gümüşel “Bütün bu yasalar gelip geçici, özü şu ki biz evrensel bir hakkımızı kullanıyoruz. Hem doğanın var olma hakkını hem kendi yaşam hakkımızı savunuyoruz. Yılmamak lazım” dedi.
Çambükü’nde OSB’ye karşı nöbet
Temel geçim kaynağı hayvancılık olan Amasya’nın Taşova ilçesine bağlı Çambükü köyünde ise mera alanına Organize Sanayi Bölgesi (OSB) yapılmak istenmesine karşı köylülerin mücadelesi sürüyor.
Mahkemenin sonuçlanması beklenmeden iş makinelerinin girdiği Çambükü’nde köylüler 31 Aralık akşamı yaşam alanlarını korumak için nöbette olacak.
Yeşilırmak’ın yakında bulunan 50 hanelik köyde yıllardır hayvancılık ve tarım yapılıyor.
Köy sakinlerinden Yalçın Bolat OSB yapıldığı taktirde bugüne kadar yapmış oldukları hayvancılığın tamamen biteceğini belirterek iktidarın tarım ve hayvancılık politikasını da eleştirdi: “Biz ülke ekonomisine katkıda bulunuyoruz. Ufak tefek bir iş değil yaptığımız. Ayrıca senede 7 ton kuru bamya üretiliyor bu köyde. Şu an bamyanın kilosu bin lira.”
Bolat Yeşilırmak kıyısında olduklarını ve yapılmak istenen OSB’nin sadece kendilerine değil Yeşilırmak’ın geçtiği tüm bölgeleri kirleteceğini ifade etti.
“Sonraki nesle temiz hava bile kalmayacak”
OSB’nin yerinin iyi seçilmediğini belirten Bolat pek çok bölgede de bu yanlış seçimlerin olduğunu ve halkın buna karşı mücadele verdiğini söyledi.
Bolat sözlerini şöyle sürdürdü: “Türkiye’de bu anlamda verilen mücadelelere baktığımda hemen hemen herkesin uğraşı, gelecek nesillere temiz bir gelecek bırakabilmek. Aslında devletimizin yapması gereken şeyi milletimiz yapmaya çalışıyor ve devlete rağmen yapmaya çalışıyor. Devletin bunu kendine görev edinmesi gerekirken… Bizler sahip çıkmazsak bizden sonraki nesle bırak organik beslenmeyi temiz bir hava bile kalmayacak. Kendi ellerimizle kendi kıyametimizi hazırlayacağız.” (ZK/AS)