BM Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF) Küresel İçgörü ve Politika Ofisi (OGIP) Direktörü Laurence Chandy, ve OGIP'in Politika Şefi Jasmina Byrne'nin UNICEF'in "Çocuklara Yönelik Beklentiler: 2022" Raporu"na illişkin sunumları, çocuk hakları savunucularına 2022'de çocuklar bekleyen tehlike ve zorluklar konusunda önemli bir perspektif sunuyor.
* * *
Yeni yıl birçok şeyle ilişkilidir: Kararlar, havai fişekler... ve gelecek yıl öngörüleri. İster The Economist ister IMF olsun, herkesin bir görüşü vardır ve bu görüşler birbirlerini yakınsamaya eğilimlidir. Ancak bu çözümlemelerde eksik olan şey, çocuklara yönelik çıkarımların dikkate alınmasıdır. UNICEF'in devreye girdiği yer de tam burasıdır.
UNICEF, çocukları desteklemek için çalışanların hayatta kalmasına ve nerede olduğumuzu, nereye gittiğimizi ve ne yapmamız gerektiğini daha iyi anlamaları için gelişmelerine yardımcı olmayı amaçlayan küresel görünüm dizimizin sonuncusu olan Çocuklara Yönelik Beklentiler: 2022'yi yayınladı. Bu yıl, rapor, önümüzdeki yılı şekillendirmesi beklenen 10 ana eğilim ve bunların her birinin çocukların hayatlarını nasıl şekillendireceğine dair yorumumuz çevresinde toplanıyor.
2022'de pandeminin üçüncü yılına giriyoruz ve çocuklara verilen zarar giderek daha belirginleşiyor: Çocuk yoksulluğunda görülmemiş artış. Rutin aşılamaların ilerlemesinde aksilikler. Bütün bir kuşağın eğitiminin aksaması. Son iki yılda olduğu gibi, 2022'de de çocuklara yönelik beklentiler en başta pandemiye ve onun nasıl yönetildiğine bağlı olmaya devam edecek. Soru, virüsün ne zaman ortadan kaldırılacağı değil, etkilerini ne zaman artık çocukların yaşamlarını kesintiye uğratmayacak kadar azaltabileceğimiz? Pandeminin üçüncü yılına girerken henüz orada değiliz ve çocukların kayıpları yığılmaya devam ediyor.
2021'de dünyanın COVID'e yanıt vermede birleşme konusundaki isteksizliği, yanlış adımların tekrarlanmasına neden oldu. 2022'de aynı iş birliği eksikliği, G20'nin yıl ortasına kadar her ülkede nüfusun en az yüzde 70'ini aşılama hedefini riske atıyor. Gecikme ne kadar uzun sürerse, virüsün nihai kontrolünü geciktiren başka kaçış varyantlarının ortaya çıkma olasılığı da o kadar yüksek olacak.
COVID-19, eşitsizlikleri görülmedik ölçüde artıran bir kriz oldu: Aşılara erişim eşitsizliği bir yana, en yoksul çocuklar öğrenim kayıplarına en çok uğrayanlar oldu ve iş kayıplarına eşitsiz bir şekilde en çok kadınlar ve gençler uğradılar. 2022'de eşitsizlikler yeni biçimler almaya hazırlanıyor: COVID mRNA dozlarına ve güçlendiricilere erişim sınırlı kalacak ve Paxlovid gibi hayat kurtaran tedavilere erişim daha da sınırlı olacak.
Yıl sonuna kadar, zengin ülkelerin pandemi öncesi ekonomik yörüngelerini yeniden tutturmaları beklenirken, düşük gelirli ülkelerin bu trendin altında kalacağı öngörülüyor. Bunu daha da kötüleştiren, birçok ülkede, mali kısıtlamalar dolayısıyla, destek politikalarının zamanından önce sona erdirilerek çocuklar için kamu hizmetlerinin ve birçok aileye can simidi olarak hizmet eden genişletilmiş sosyal koruma önlemlerinin riske atılması olasılığıdır.
Uzun vadeli sonuçlar
Zengin ülkelerdeki çocuklar pandemiden fakir ülkelerdekilerden önce kurtulmayı umabilirler, ama insani sorunlarla boğuşan çocuklar daha kalıcı bir krizle karşı karşıya. 2022'de insani ihtiyaçların rekor artışlar göstereceği öngörülüyor. İklim değişikliği, etkisi arttıkça yeni felaketleri besleyecek, istikrarsızlığı tetikleyecek ve mevcut kırılganlıkları şiddetlendirecek.COVID'e verilemeyen küresel yanıt çok taraflı uluslararası ilişkilerin sağlıksızlığını nasıl ortaya koyduysa, çatışma ve iklim değişikliği de bu ilişkilerin onlara her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyulduğunda bir zamanda bozulmakta olduğunu hatırlatıyor.
Çocuklar için başka istikrarsızlık kaynaklarının da vahim sonuçlarıyla birlikte çıka gelmesi çok muhtemel. Siber saldırılar, okullar da içinde olmak üzere çocukların bağımlı olduğu kurumları giderek daha fazla hedef alırken, silahlı insansız hava araçları savaşı dönüştürecek. Enflasyonist baskılar da , özellikle küresel gıda ve enerji piyasalarına en çok bağımlı olan hanelerin satın alma gücünü tehdit ediyor.
Değişim zamanı
2022'de dünyanın COVID stratejisini yalnızca virüsü hafifletmeye değil, toplum üzerindeki, özellikle de çocuklar üzerindeki etkisini azaltmaya odaklanacak şekilde yeniden kurması gerekiyor. Bu, okulları açık tutmayı üstlenmek ve okullar ve ailelere çocukları güvenli bir şekilde okulda ve öğrenimde tutmak için ihtiyaç duydukları kaynakları sağlamak demektir.
Bu, aileleri ve çocukları ve onların ihtiyaç duydukları mal ve hizmetleri kurtarma paketlerinin merkezine yerleştirmek ve çıkagelecek kemer sıkma düzenlemelerinden korumak demektir. Bu, pandemiden kaynaklanan kayıpları, öğrenme, beslenme ve zihinsel sağlığı geri kazanmaya yatırım yapmak demektir. Ve bu, dünyanın en fakir ülkelerinde birinci basamak sağlık hizmetlerine erişimi güçlendirmek ve genişletmek için sağlık sistemlerinin iki katına çıkarılması demektir.
Bütün bu zorluklara karşın çocuklar ve gençler geleceğe yönelik iyimserliklerini dile getiriyorlar ve 2022, onların haklı olduğunu kanıtlayacak fırsatlar sunacak.
Örneğin, pandemi için geliştirilen teknoloji ve altyapı, çocukların yaşama tutunması için beklenen yeni devrimin başını çekebilir. İlk verem, sıtma ve HIV mRNA aşı adaylarının 2022 ve 2023'te, tıpkı Sahra-Altı Afrikası'nda RTS,S sıtma aşısının devreye sokulması gibi, klinik deneylere girmesi bekleniyor.
Bir çok yerde, 2022'de, yeşil yatırımın bir büyüme motoru olarak ortaya çıktığı görülecek. Elektrikli araç satışlarının iki katından fazla artması beklenirken, yenilenebilir enerji kaynaklarının önümüzdeki beş yıl içinde yeni elektrik üretiminin yüzde 95'ini oluşturması, iklim değişikliğini azaltması ve gençlere sayısız yeni iş sağlaması umuluyor.
Ayrıca, çocuk bakımı ve ruh sağlığı hizmetlerinin genişletilmesi ve daha cömert ve evrensel sosyal koruma da içinde olmak üzere acil pandemi politikaları, daha güçlü çocuk koruma ve desteğini kurumsallaştırma fırsatı verebilir ve hükümetler ile yurttaşlar arasındaki güveni güçlendirir. (AEK)