* Fotoğraf: Pexels
Haberin İngilizcesi için tıklayın
2020 sonunda bitti. Başlı başına şu kısa cümle bile sembolik de olsa çoğumuzu mutlu etmeye yetiyor.
Malum, 2020 hemen hiç kimse için pek de kolay bir yıl olmadı. Aralık 2019'da Çin'in Wuhan kentinde ortaya çıkıp 2020 yılı boyunca dalga dalga tüm dünyaya yayılan yeni tip koronavirüs (Covid-19) salgınından tutun da hemen yanı başımızda cereyan eden Azerbaycan-Ermenistan savaşına kadar felaket ve ölüm hep hayatımızın bir parçasıydı sanki.
Tevekkeli değil, 1 Haziran öncesinde, yani Covid-19'dan ölenlerin sayısı henüz bu kadar yüksek değilken Türkiye'de yapılan bir kamuoyu araştırması için yurttaşlara "Koronavirüs sonrası gelecekten ne kadar umutlusunuz" sorusu yöneltilmiş, katılımcıların yüzde 62'si bu soruyu "Umutlu değilim", yüzde 24'ü ise "Kararsızım" şeklinde yanıtlamıştı.
Peki, 2020 gerçekten bu kadar kötü bir yıl mıydı? 2020'de bizi mutlu edecek, bir nebze de olsa bize umut verecek hiçbir şey olmamış olabilir mi?
Tabii ki olamaz.
2020 yılında dünyada ve Türkiye'de hak ve özgürlükler adına, her türlü ayrımcılığı tersine çevirmek adına atılan adımları, doğadan bilime çeşitli alanlarda yaşanan olumlu gelişmeleri sizler için derledik...
LGBTİ+ hakları insan haklarıdır
LBGTİ+ların yıllardır, hatta yüzyıllardır farklı coğrafyalarda maruz kaldığı baskı, şiddet ve ayrımcılığı düşünecek olursak, onların görünürlüğü ve gasp edilen haklarının sonunda teslim edilmesi adına atılan her adım şüphesiz 2020'nin umut verici gelişmeleri arasında sayılmaya değer.
O zaman önce Türkiye'den biraz uzak bir coğrafyaya gidelim.
2019 yılındaki yerel seçimlerde Kolombiya'nın başkenti Bogota'nın ilk açık lezbiyen belediye başkanı seçilen Claudia López, bir süredir birlikte olduğu Angélica Lozano'yla evlendiğini duyurdu. López, bundan birkaç gün sonra, 1 Ocak 2020'de de resmen göreve başladı.
Bundan yaklaşık bir ay sonra, Birleşik Krallık'ın eşcinsellerin evlenmesini en son yasallaştıran bölgesi olan Kuzey İrlanda'da ilk eşcinsel evlilik yapıldı. Evlilik eşitliğinin yasal hale gelmesinin ardından evlenen ilk çift, 26 yaşındaki Robyn Peoples ve 27 yaşındaki Sharni Edwards oldu.
Almanya Federal Meclisi de Mayıs 2020'de aldığı bir kararla "gay onarım terapisi" olarak adlandırılan ve elektroşok, hipnoz gibi "yöntemlerle" uygulanan "onarım terapileri"ni 18 yaş altındakiler için yasakladı.
Amerika Birleşik Devleti (ABD) Anayasa Mahkemesi de Haziran 2020'de LGBTİ+ hakları adına önemli bir karara imza attı. Mahkeme işyerinde ayrımcılığı yasaklayan federal kanunun gay ve trans bireyleri de koruduğu hükmüne vardı. Karar, ABD'de Anayasa Mahkemesi'nin eşcinsel evliliklere ülke genelinde izin verildiği tarih olan 2015 yılından bu yana ülkede LGBTİ+ bireylerin en büyük kazanımı olarak kabul edildi.
Sudan'da da kadın ve LGBTİ+ hakları aktivistlerinin mücadelesi sonuç verdi. Temmuz'da alınan bir kararla kadın sünneti kaldırıldı, seyahat etme özgürlüğü hakkı kazanıldı, LGBTİ+'lara kırbaç cezası kaldırıldı.
"Tanrı çocuklarınızı oldukları gibi seviyor." Bu sözler Katolik Kilisesi lideri Papa Francesco'ya ait. Eylül 2020'de bir LGBT derneğinin üyeleriyle yaptığı sohbette söylediği bu sözlerin ardından Francesco, "Eşcinsel insanlar bir ailede bulunma hakkına sahiptir. Onlar Tanrı'nın çocuklarıdır ve bir aile hakkına sahiptir. Kimse dışlanmamalı veya bu yüzden üzülmemelidir" diyerek eşcinsel evliliği destekleyen bir açıklama yapan ilk Papa oldu.
4 Kasım 2020'de ABD'de yapılan seçimlerden de bir dizi güzel haber geldi: Demokratik Parti adayları Taylor Small Vermont Eyalet Temsilciler Meclisi'nin ilk açık kimlikli trans kadın vekili; Sarah Mcbride ABD'nin ilk trans senatörü; Mauree Turner Oklahoma eyaletinde meclise seçilerek ABD meclisindeki ilk açık kimlikli non-binary milletvekili oldu.
Aralık'ta ise, ABD'den bambaşka bir coğrafyada, Pakistan'da Nisha Rao, ülkenin ilk trans avukatı olarak Karaçi barosunda görevine başladı.
"Biz de varız değil, biz varız"
Peki ya Türkiye? LGBTİ+ların hak, özgürlük ve görünürlükleri adına Türkiye'de umut verici şeyler olmadı mı? Bu soruya yanıt vermek için tekrar 2020'nin Ocak ayına, bu sefer İstanbul'un Avcılar ilçesine gidelim:
İstanbul'da yaşayan trans kadın aktivist Niler Albayrak, CHP'li Avcılar Belediyesinde belediye şoförü olarak işe başladı. Yaklaşık iki ay sonra, 23 Şubat tarihinde ise CHP İstanbul İl Kadın Kolları Delegesi seçildi.
25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü dolayısıyla bianet'e konuşan Albayrak, "Türkiye'de kadın olmak zorken trans kadın olmak çok daha zor" dedi ve ekledi: "Biz kadınlar aslında çok güçlüyüz, sadece bu gücümüzün farkına varamıyoruz."
19 Avrupa ülkesinde eylem, turnuva, etkinlik ve konferanslarla kutlanan "homofobiye karşı futbol" ayı Şubat'ta Türkiye'deki tek etkinlik Sicilya Demir Spor ve Sportif Lezbon arasındaki futbol maçıydı.
Kadir Has Üniversitesi Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Çalışmaları Araştırma Merkezi'nin Mart ayında yayınladığı "Türkiye'de Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Algısı" araştırması ise "Eşcinsel birliktelikler toplumumuza aykırıdır" diyenlerin oranı halen bir hayli fazla olsa da "LGBTİ+lar toplumda eşit hakları sahip olmalıdır" diyenlerin oranının arttığını ortaya koydu.
LGBTİ+'lar ve hak savunucuları, 23 Nisan Çocuk Bayramı nedeniyle sosyal medyada "#LGBTİÇocuklarVardır" etiketi altında birleşerek eylem yaptı.
Bundan birkaç ay sonra, Haziran 2020'de resmi sosyal medya hesaplarından yaptığı "Onur Ayı" paylaşımına gelen homofobik ve transfobik tepkiler üzerine açıklama yapan spor ürünleri mağazası Decathlon ise, kapsayıcı mesajından geri adım atmayacak, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'ne de atıfta bulunarak şöyle diyecekti:
"Biz tüm renkleri içerisinde barındıran ve çeşitliliğe kucak açmış, insana insan olduğu için değer veren duşumuzun her zaman gururla arkasındayız. Sporun birleştirici gücüne inanıyoruz!"
İstanbul LGBTİ+ Onur Yürüyüşü bu yıl pandemi nedeniyle online düzenlendi. Onur Haftası etkinlikleri öncesinde bianet'e konuşan 28. İstanbul LGBTİ+ Onur Haftası Komitesi'nden Ali Yıldırım, "Biz varoluşumuzu kutluyoruz. Biz varız, buradayız diyoruz. Biz de varız değil, biz varız" dedi.
Son olarak, Ekim 2020'de, Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) LGBTİ+ Dayanışması, 1999'dan bu yana tüm Norveçli öğrenciler adına barış ve insan haklarını geliştirmeye önemli katkıda bulunan bir öğrenci veya öğrenci kuruluşuna iki yılda bir verilen Öğrenci Barış Ödülü'nü kazandı.
Yurtta kadın, dünyada kadın
2020 yılı şüphesiz kadınlar için de pek kolay bir yıl olmadı. Özellikle pandemi döneminin beraberinde getirdiği eve kapanma, işsizlik ve ekonomik sorunlar kadınların hayatını derinden etkiledi.
Fakat 2020 yılı yine de kadınlar ve cinsiyet eşitliği adına bir dizi olumlu gelişmeye de şahit oldu. Önce dünyadaki gelişmelere bir göz atalım:
Katolik aleminin ruhani lideri ve Vatikan Devlet Başkanı Papa Franciscus, Ocak 2020'de Vatikan Devletler Arası İlişkiler Sekreterliğinin çok taraflı ilişkilerden sorumlu müsteşarlığına Francesca Di Giovanni'yi atadı. Giovanni Vatikan bürokrasisinde üst makama gelen ilk kadın yönetici oldu.
Koronavirüs döneminde sıkça dillendirilen görüşlerden biri de pandemiye en iyi tepki veren ülkelerin ortak bir noktası olduğuydu: Kadın liderler.
Bu kadın liderlerden biri de şüphesiz Yeni Zelanda Başbakanı Jacinda Adern'di. 2017 yılında göreve gelen ve Ekim 2020'de ikinci defa seçilen Adern, bundan birkaç ay önce yaptığı bir açıklamada ped ihtiyacının bir "lüks" olmadığının altını çizerek bundan böyle kız öğrencilerin ped ihtiyaçlarının ücretsiz karşılanacağını duyurdu.
Ekim'deki seçimlerden sonra ise Yeni Zelanda'da dünyanın en kapsayıcı parlamentolarından biri oluştu: Yeni parlamentonun yaklaşık yarısı artık kadınlardan oluşuyor, LGBTİ+'ların oranı ise yüzde 11. Yerli Maori ve Pasifika halklarının parlamentodaki temsil oranı, nüfusa oranlarından daha fazla. Yaklaşık 4,9 milyon nüfuslu ülkede Ardern'in 20 üyeli bakanlar kurulunun sekiz üyesi kadın. Kabinede Maorilerden beş bakan var.
Donald Trump'ın Amerika Birleşik Devletleri'ndeki (ABD) Başkanlık seçimlerini kaybetmesinin bile başlı başına bir mutluluk sebebi olması bir yana, Joe Biden'ın başkan yardımcısı adayı Kamala Harris de Biden'ın başkanlığı kazanmasının ardından ülkesinde adeta tarih yazarak ABD'nin ilk kadın, ilk siyah ve ilk Asyalı başkan yardımcısı oldu.
Kadınların siyasetteki varlığı ve görünürlüğü açısından umut veren diğer bir isim ise şüphesiz Belaruslu muhalif Svetlana Tikhanovskaya'ydı. "Avrupa'nın son diktatörü" Alexander Lukaşenko'ya karşı seçim yarışına katılıp sonrasında ülkesini terk etmek zorunda kalan Tikhanovskaya ülkesinde ve dünyada pek çok kadına umut verdi.
2020 yılında dünyadan iki diğer olumlu haber ise İspanya ve Danimarka'dan geldi. Uluslararası Af Örgütü'nün Mart ayında duyurduğu üzere, İspanya onay olmadan cinsel ilişkiyi tecavüz olarak tanımlayan ve cinsel şiddete karşı tedbirler içeren bir yasa tasarısını görüşeceğini açıkladı.
Danimarka da onay olmadan gerçekleştirilen cinsel ilişkinin tecavüz olarak kabul edilmesini öngören bir yasa değişikliği konusunda uzlaştı.
Kasım ayında Birleşik Arap Emirlikleri'nde de bir dizi reform yürürlüğe girdi. Buna göre, "namus cinayetlerine" yönelik cezanın hafifletilmesini öngören yasa maddesi iptal edildi, evli olmayan çiftlerin birlikte yaşamaları suç olmaktan çıkarıldı ve ülkede alkol satışı serbest bırakıldı.
Brezilya Futbol Federasyonu da Eylül'de önemli bir karara imza atarak kadın ve erkek milli takım oyuncularına eşit ücret ödeneceğini duyurdu.
2020 bitmeden iki güzel haber de İskoçya ve Arjantin'den geldi. İskoçya Meclisi, tampon ve ped gibi hijyen ürünlerini tüm kadınlar için ücretsiz hale getirecek uygulamayı onaylayarak dünyada bir ilke imza attı.
Seçim kampanyası sırasında kürtajı yasallaştırmak için Kongre'ye tarihi bir yasa tasarısı sunacağının sözünü veren Arjantin Cumhurbaşkanı Alberto Fernández ise sözünü tutarak yasa tasarısını sundu. Takvimler 30 Aralık'ı gösteriğinde kürtaj ülkede yasallaşmıştı.
"Me too" Türkiye'de: "Uykuların kaçsın"
* Fotoğraf: Zeynep Kuray
Her yıl olduğu gibi 2020 de Türkiyeli kadınlar için mücadeleyle geçti: Ayrımcılık ve eşitsizlikle mücadele, erkek şiddetiyle mücadele, eril devlet ve yargıyla mücadele, pandemi ve yoksullukla mücadele...
Az çok takip etmeye çalıştığımız kronolojik sırayı burada kısa süreliğine bir kenara bırakıp belki de en başta şunu söylememiz gerekiyor:
2020 yılı Türkiye için aynı zamanda "Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi"nin ya da bilinen adıyla İstanbul Sözleşmesi'nin iktidar partisi ve ona yakın çevrelerce tartışmaya açıldığı yıl oldu.
Fakat Türkiye'nin dört bir yanında binlerce kadın pandemiye rağmen ellerinde pankartları, dillerinde sloganlarıyla sokaklara çıkıp "İstanbul sözleşmesi yaşatır" diyerek kazanılmış haklarından öyle kolay kolay geri adım atmayacağını gösterdi. Bu açıdan bakıldığında, 2020 yılı başlı başına kadın hareketi için umut verici bir yıldı.
O zaman, en sonunda "uykuların kaçsın" diye bitireceğimiz bu bölümde Türkiye'de kadınlar ve cinsiyet eşitliği adına atılan olumlu adımların bazılarını hep birlikte yeniden hatırlayalım:
"Bir kadın, arazi aracıyla geçilmez denen yerlerden geçer", "Bir erkek inatçı lekelerin hakkından gelir", "İşinden evine dönen kadını eşi bebeğiyle karşılar..." Reklam Verenler Derneği İstanbul, Ankara ve İzmir'de billboardlara yerleştirdiği bu sloganlarla cinsiyetçiliğe dikkat çekti.
Türkiye'de 2020 yılı aynı zamanda "erkek işi" yapan kadınlara şahit oldu: Antalya'daki bir akaryakıt istasyonunun çalışanlarının tamamını oluşturan kadınlar, "Kadın isteyince yapamayacağı hiçbir şey yok" dedi.
Yenilenen İstanbul seçimlerinden sonra beş kadının yönetim kadrosuna seçildiği İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) ise Metro İstanbul'daki kadın sürücü sayısının 90'a yükseldiğini, İBB Deniz Hatlarında ilk defa beş kadın gemicinin iş başı yaptığını duyurdu.
Kasım ayında şiddetle mücadele etmek adına kulüp bünyesinde "Kadının Güçlenmesi" isimli bir çalışma grubu oluşturan Galatasaray Spor Kulübü de Birleşmiş Milletler Küresel İlkeler Sözleşmesi'ni (UN Global Compact) imzalayarak sözleşmede yer alan Kadının Güçlenmesi Prensipleri'nin (WEPs) 7 ilkesine uyacağı taahhüdünde bulundu.
Son olarak, sosyal medyada 20'ye yakın kadının Hasan Ali Toptaş'ın kendilerini taciz ettiğini ve cinsel saldırıda bulunduğunu açıklamasının ardından pek çok kadın yaşadıkları erkek şiddeti ve taciz olaylarının faillerini ifşa etti ve etmeye de devam ediyor.
O zaman biz de Türkiye'nin "me too" hareketi haline gelen "Uykuların kaçsın" hareketi sürerken buradan bir kez daha söyleyelim:
"Uykuların kaçsın ben ne zaman ifşa edileceğim diye."
Daha kapsayıcı, daha renkli bir dünyaya doğru
2020 yılında ırkçılık ve ayrımcılığa karşı en yüksek ses şüphesiz Siyah Amerikalı George Floyd'un bir grup polis tarafından öldürülmesinin ardından ABD'de yükseldi. "Siyah Yaşamlar Değerlidir" (Black Lives Matter) diyen milyonlarca insan dünyanın pek çok yerinde sokaklara çıkarak siyah karşıtı ırkçılığa ve polis şiddetine karşı tavrını ortaya koydu.
Irkçılık karşıtı eylemler, sömürge dönemini temsil eden heykellerin yıkılmasına da sahne oldu: Boston'daki Kolomb heykelinin başı kesildi, Minnesota'nın başkenti St. Paul'deki ve Virginia'daki Kolomb heykelleri yıkıldı... Britanya'daki gösteriler sırasında ise Bristol'de köle tüccarı Edward Colston'un Colston Avenue'deki heykeli yıkıldı ve Avon nehrine atıldı.
Özellikle yapısal ırkçılık ve ayrımcılığa karşı gösterilen bu sembolik tepkiler 2020'nin umut verici gelişmeleri arasında yerini aldı.
Kısa bir süreliğine Türkiye'ye dönecek olursak, "Demir Yumruk" lakabıyla tanınan ve Türkiye'nin ilk profesyonel milli boksörü olan Garbis Zakaryan'ın adının Gençlik ve Spor Bakanlığı'nca bir boks turnuvasına verileceğinin açıklanması 2020 yılında Türkiye'den kapsayıcılık adına gelen nadir olumlu adımlardan biri olarak kabul edilebilir.
Tüm bunların yanı sıra, Hollanda Kraliyet Futbol Federasyonu (KNVB) da bu dönemde futbolda ayrımcılık ve ırkçılıkla mücadele için daha fazla kaynak ayıracağını duyurarak bu bağlamda bir dizi yaptırım açıkladı.
2020 yılında ABD'den gelen haberlerin hepsi kötü değildi:
ABD'li SpaceX şirketi, NASA için Kasım ayında uzaya bir uçuş gerçekleştirdi. Falcon 9 roketiyle yapılan ve dört astronotun yer aldığı uçuşa katılanlardan biri de Victor Glover'dı. Bu uçuşla birlikte Glover Uluslararası Uzay İstasyonu'nda (ISS) uzun dönem görev alan ilk Siyah olacak.
NASA bundan birkaç ay önce yaptığı bir açıklamada da astronot Jeanette Epps'in Boeing CST-100 Starliner uzay aracının mürettebatına katıldığını duyurmuştu. ISS'de altı ay kalması planlanan Jeanette'in böylece Uluslararası Uzay İstasyonu'nda uzun süreli yaşayan ve çalışan ilk siyah kadın astronot olması bekleniyor.
Son olarak, daha pozitif, kapsayıcı ve renkli bir dünya için atılan bir adım da moda alanından geldi: Temmuz 2020'de 18 yaşındaki Ellie Goldstein, Vogue dergisinde yer alan ilk down sendromlu model oldu.
* Fotoğraf: David Pd Hyde / Gucci
"Sihirli bir değneğim olsa..."
Çocuklar... Her ne kadar koronavirüs salgını sürecinde birinci dereceden risk grubu olarak kabul edilmeseler de pandeminin getirdiği eve kapanma süreci onların da hayatlarında köklü değişiklikler yaptı.
Nisan 2020'de, koronavirüsün henüz Türkiye'ye geldiği ve eğitimin uzaktan yapılmaya başlandığı dönemde İstanbul Okmeydanı'nda Ebru öğretmenin "Elinizde sihirli bir değnek olsa neyi değiştirmek isterdiğiniz" sorusuna bir ilkokul öğrencisi şöyle cevap vermişti örneğin:
"Benim elimde sihirli gücüm olsaydı yaşlıları kurtarırdım. Koronavirüsün tedavisini bulup herkesi kurtarırdım ve öğretmenim ile arkadaşlarıma kavuşurdum. Şu an ben eğlenmek ve okulda olmak istiyorum."
Başka bir öğrencinin kaleminden ise şu satırlar dökülmüştü:
"Benim elimde sihirli bir değnek olsa benim tek istediğim şu olurdu; tüm çocukların eşit olmasını isterdim. Yani çocukların savaştırılmaması, şiddet görmemelerini ve kaçırılmamasını isterdim. Ayrıca çocukların istedikleri hayatı, özgürce yaşamalarını isterdim..."
Peki, biz bugünün yetişkinleri çocuklara güzel, yaşanabilir bir dünya bırakabilecek miyiz? Bizden sonraki kuşaklar nasıl bir doğa devralacak?
Peki ya doğal yaşam ve ekoloji?
Koronavirüs salgınının ilk zamanlarında uygulanan sıkı kapanma önlemleri pek çok ülkede sosyal ve ekonomik hayatı o denli durma noktasına getirmişti ki büyük şehirlerin sokaklarında özgürce gezinen geyikler, tavus kuşları ya da deniz ayıları neredeyse şaşırtıcı bir görüntü olmaktan çıkmıştı.
İklim krizi halen önümüzdeki en büyük tehditlerden biri olsa da 2020 yılı boyunca dünyada doğa adına olumlu kabul edebileceğimiz bazı gelişmeler de olmuş gibi görünüyor. Bunlardan bazılarını hatırlayalım:
İrlanda hükümeti Ocak ayında aldığı kararla 2030'dan itibaren sadece elektrikli araç satışına izin verecek bir yasa tasarısı hazırladı. Yasa tasarısı kapsamında benzinli ve dizel araçların satışı yasaklanacak.
Daha önce de "iklim değişikliği" yerine "iklim krizi", "küresel ısınma" yerine "küresel ısıtma" terimlerini kullanacağını açıklayan İngiltere'nin The Guardian gazetesi Ocak ayında yaptığı bir açıklamayla artık petrol ve gaz şirketlerinden gelen reklamları kabul etmeyeceğini duyurdu.
Mart ayında ABD'nin California eyaletinde, Senato'ya yunus ve balinaların esaret altında tutulmasını, üretim programlarına alınmasını, teşhir edilmesini, ithalat ve ihracatını yasaklayan bir yasa tasarısı sunuldu.
* Fotoğraf: Pixabay
National Geographic dergisinin derlediğine göre, 2020 yılında koronavirüs sebebiyle hayat tarzımızda yapmak zorunda olduğumuz değişiklikler vahşi hayata da olumlu yansıdı. Derginin paylaştığı bir araştırma, ABD'de Mart ve Nisan aylarında trafiğin yüzde 73'e varan oranda azaldığını, bunun da vahşi hayvanların ölümüyle sonuçlanan trafik kazalarının sayısının yüzde 58 oranında düştüğünü ortaya koydu.
Haziran 2020'de de Çin koronavirüs salgının başlamasında "etkili olduğu" iddia edilen pangolinleri geleneksel ilaç listesinden çıkardı.
Ekim 2020'de bir mutlu haber de Avustralya'dan geldi: Avustralya'nın Tazmanya adasından adını alan Tazmanya canavarı, 3 bin yıl sonra yeniden Avustralya anakarasına döndü. 11 Tazmanya canavarı bir çevre koruma örgütünün çalışmaları sonucunda doğaya bırakıldı.
Diğer yandan, Nisan ayında İsveç 1989'den bu yana faaliyet gösteren son kömür santralini de kapatarak bunu yapan üçüncü Avrupa ülkesi oldu.
Çin Devlet Başkanı Xi Jinping de Eylül ayında yaptığı açıklamayla ülkesinin 2060'a kadar karbon salımını sıfıra indirmeyi hedeflediğini duyurdu.
Newcastle Üniversitesi ve BirdLife International'ın birlikte gerçekleştirdiği bir araştırma ise 1993 yılında bu yana uluslararası düzeyde devam eden doğa koruma çalışmaları sayesinde 48 kuş ve memeli türünün yok olma tehlikesini atlattığını ortaya koydu. Eylül ayında yapılan açıklamaya göre, bu türlerin arasında tepeli aynak, sarı kulaklı papağan, Hawai kargası, kaşık gagalı çulluk, kızıl kurt, kara ayaklı gelincik ve cüce domuz da bulunuyor.
2020 yılında Hollanda'da ortaya çıkan "ineğe sarılma" (koe knuffelen) trendinin ülkede gittikçe popülerleşen bir rahatlama ve sağlıklı yaşam trendi halini alması ise belki de bu dönemde dünyadan gelen en ilginç ve yüzlerde gülümseme yaratan haberlerden biriydi.
* Fotoğraf: Pixabay
Türkiye'den birkaç gülümseten haber
Bilumum maden ve enerji santralinin, kontrolsüz ve çoğu zaman kanunsuz yapılaşmanın doğayı tehdit ettiği, yerel halk ve hak savunucularının yaşam alanları için yürüttüğü mücadelenin engellendiği, yasal mücadelenin ise çoğunlukla sonuç vermediği bir ülkede doğa ve ekolojiyle ilgili olumlu bir gelişme, umut verici bir haber bulmak şüphesiz oldukça zor.
Bulabildiğimiz birkaç haber ise şu şekilde:
Ocak ayında Göller Yöresinde (Burdur, Isparta ve Antalya) yapılan Kış Ortası Su Kuşu Sayımlarına (KOSKS) göre, 2020 yılında bölgedeki kuş sayısı yüzde 26,34 arttı. Bölgede en çok görülen kuş türleri; 434 bin 990 sakarmeke, 97 bin 191 elmabaş patka, 75 bin 478 macar ördeği, 30 bin 559 çamurun ve 12 bin 288 bahri kuşu olarak sıralandı.
* Fotoğraf: Anadolu Ajansı (AA)
Mart 2020'de İzmir'in Seferihisar ilçesinde bulunan Doğa Okulu'nun araştırma binasında doğa koruma ve doğa kültürü üzerine çalışmalar yapan araştırmacılar için bir Doğa Kütüphanesi açıldı. Kütüphanede beş binin üzerinde kaynak olduğu ifade edildi.
Türkiye'de ilk koronavirüs vakasının görülüp çeşitli kapanma önlemlerinin getirildiği Mart ayından sonra yapılan ölçümlerde özellikle araç trafiğinin azalmasına bağlı olarak hava kirliliğinde düşüşler tespit edildi.
Ekosfer Derneği'nin hazırladığı bir rapora göre İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa ve Çanakkale'de hava kirliliğine yol açan PM10 ve NOx (Azot oksit) derişimlerinde kapanma dönemlerinde belirgin bir azalma oldu.
WWF'in (Dünya Doğayı Koruma Vakfı) 2020 Küresel Gençlik Ödülleri'ni kazanan dört gençten biri Türkiye'deki "Fridays for Future" (Gelecek için Cumalar) hareketinin Türkiye ayağının başlamasını sağlayan 13 yaşındaki iklim aktivisti Atlas Sarrafoğlu oldu.
Adıyaman'ın Samsat ilçesinde sadece Mezopotamya'da yaşayan ve nesli tükenme tehlikesi altında olan Fırat kaplumbağasına rastlandı:
* Fotoğraf: AA
Ağustos ayında Diyarbakır'da UNESCO'nun Dünya Kültür Mirası listesinde bulunan Hevsel Bahçelerinden güzel fotoğraflar geldi. Fotoğraf sanatçısı Mehmet Masum Süer, az bulunan ve nesli tükenmeye yüz tutan hayvanlar arasında yer alan uzun kulaklı kirpilerin fotoğraflarını çekti:
Uzayda yaşam, dünyada yaşam
2020 yılı ve bilimsel gelişmeler deyince çoğumuzun aklına haklı olarak ilk önce koronavirüs aşı çalışmaları gelecektir. Fakat bu bir sene içinde farklı alanlarda da bir dizi umut verici gelişme oldu. Her şeyden önce "Umut hâlâ var" diyebilmek için 2020'nin olumlu gelişmelerini derlediğimiz bu yazıyı bilim alanından gelen güzel haberlerle noktalayalım:
Business Insider'ın aktardığına göre, Birleşik Krallık'taki Enzim İnovasyon Merkezi ve ABD'nin Colorado eyaletindeki Ulusal Yenilenebilir Enerji Laboratuvarı araştırmacıları plastik şişeleri altı kat daha hızlı ayrıştırabilen bir "süper enzim" geliştirdi.
Bilim insanları Eylül ayında yaptıkları bir açıklamayla Venüs'ün atmosferinde dünyada anaerobik mikropların ürettiği ve insanlar için zehirli bir gaz olan fosfin bulduklarını açıkladı. Mikropların yaşamlarını sürdürebileceği bu gaz, araştırmacılara göre Venüs'te yaşam belirtisinin bir bulgusu.
* Fotoğraf: Pixabay
Bundan bir ay kadar önce Nature Astronomy'de yayınlanan bilimsel bir makale ise Mars ve Jüpiter arasında yer alan "Ceres" isimli cüce gezegenin soğuk yüzeyinin altında büyük bir tuzlu su rezervi olduğunu ortaya koydu. Aynı dönemde Mars'tan gelen benzer bir haberle birlikte bu iki gezegende mikrobik yaşam olabileceği tahmin edildi.
NASA ise Ekim ayında yaptığı bir açıklamayla Ay'ın yüzeyinde donmuş su izlerinde rastlandığını duyurdu.
Hong Kong Bilim ve Teknoloji Üniversitesi'nden (KUST) bilim insanlarının yönettiği uluslararası bir ekip dünyanın ilk üç boyutlu biyonik gözünü geliştirdi. Şimdiye kadar geliştirilen biyonik gözlerden, hatta bazı durumlarda insan gözünden bile daha iyi görme yetisine sahip olduğu ifade edilen biyonik göz görme engelli kişiler için umut oldu.
Son olarak, Avustralya'nın Translasyonel Araştırma Enstitüsü Queensland Üniversitesiyle işbirliği içinde yürüttüğü kanser aşısı çalışmalarında umut verici sonuçlar elde edildiği duyuruldu. Araştırmayı yürüten ekibi yöneten Doç. Dr. Kristen Radford, "Bu aşının kan kanserlerini tedavi etmek için kullanılabilmesini umuyoruz" dedi. Aşının aynı zamanda meme, akciğer, yumurtalık ve pankreas kanserleri ile merkezi sinir sistemi tümörlerinin tedavisinde de kullanılabileceği tahmin ediliyor.
***
2021 yılında daha az savaşın, hastalığın, açlığın ve ölümün olduğu bir dünyada daha mutlu haberler verebilmek dileğiyle... İyi yıllar. (SD)
* Yazının başlığı 2018 yılında hayatını kaybeden dünyaca ünlü fizikçi Stephen Hawking'in "'Hayat varsa, umut da vardır" sözlerinden ilham alıyor.