Kadın Dayanışma Vakfı’nın 1993’den bugüne sürdürdüğü kadına yönelik şiddetle mücadele çalışmalarının bir parçası da şiddete maruz kalan kadınlara verdiği ücretsiz sosyal, psikolojik ve hukuki destek.
Vakıf, her yıl Kadın Danışma Merkezi'ne aldığı başvurular üzerinden bir faaliyet raporu yayınlıyor.
TIKLAYIN - bianet erkek şiddeti çeteleleri
2018 Faaliyet Raporu'na göre, Kadın Dayanışma Vakfı Kadın Danışma Merkezi’ne 776 kişi birçok farklı nedenle başvurdu. Merkeze 415 kadın maruz kaldığı şiddetle mücadele ederken destek almak için başvururken, başvuranların yüzde 87’si (362 kadın) farklı biçimlerde psikolojik şiddete maruz bırakıldı.
Erkek Şiddeti, psikolojik şiddetle başlıyor
Faaliyet raporuna göre, 2018’de kadın danışma merkezine başvuran kadınların yüzde 87’si (362 kadın) hakaret, aşağılama, öldürmekle tehdit etme, istemediği şeyler için zorlama gibi farklı biçimlerde psikolojik şiddete maruz bırakıldı.
Psikolojik şiddete maruz kalan kadınların arasından 205 kadın aynı zamanda fiziksel şiddete de uğradı.
49 kadın dijital şiddete maruz bırakıldı
Bir yıl boyunca merkeze başvuran kadınların yüzde 56’sı (231 kadın) fiziksel şiddete, yüzde 45’i (188 kadın) ekonomik şiddete, yüzde 24’ü (99 kadın) cinsel şiddete, yüzde 12’si (49 kadın) sevgili, eski sevgili, baba, arkadaşının sevgilisi gibi sosyal çevrelerinden tanıdıkları erkeklerin uyguladığı dijital şiddete maruz kaldı.
20 kadına eşleri, eski sevgilileri, yabancılar ya da yaşadıkları mahallelerde yaşayan, gittikleri kafelerde çalışan erkekler tarafından ısrarlı takip uygulandı, 18 kadın ise zorla evlendirme, etnik ayrımcılığa uğratma, mobbing gibi diğer şiddet türlerine maruz kaldı.
219 kadına kocası şiddet uyguladı
Kadınların yüzde 53’üne (219 kadın) şiddet uygulayanlar, kadınların eşleri. 27 kadın ise eski eşinin uyguladığı şiddetle mücadele ediyor.
Buna bakarak 2018 yılında kadın danışma merkezine başvuran kadınların yüzde 60’ı başvurduğu sırada veya geçmişte evlilik ilişkisi içinde bulunduğu erkeklerin uyguladığı şiddetle mücadele ediyor.
Danışanların yüzde 11’ine (44 kadın) şiddet uygulayanlar kadınların sosyal çevrelerinden tanıdıkları veya arkadaşları olan erkekler. 38 kadına (yüzde 9) kendi aile bireyleri olan erkekler şiddet uygulamış.
20 kadına (yüzde 5) şiddet uygulayanlar kadınların tanımadıkları kişilerken, 18 kadın (yüzde 4) erkek arkadaşından şiddet gördüğünü beyan ediyor.
TIKLAYIN - Raporun tamamını indirin
Raporda öne çıkan detaylar şöyle:
* Yasal süreçler kadınlara güven vermiyor: Merkeze başvuran kadınların birçoğunun kadına yönelik şiddet karşısındaki yasal haklarına dair (doğru) bilgiye sahip olmamak, başvuru süreçlerinin bürokratik yapısı ve başvurulardan sonuç alamayacağından endişe etmek gibi nedenlerle yasal süreçlere girmekte tereddüt ettikleri görülüyor.
* İstanbul Sözleşmesi’nin getirdiği “uzlaştırma yasağı” deliniyor: Türkiye’nin ilk imzacısı olduğu ve kısaca İstanbul Sözleşmesi olarak anılan Kadına Yönelik Şiddet ve Ev İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye Dair Avrupa Konseyi Sözleşmesi’nin 48. maddesinde sözleşmeye taraf ülkelerin “her türlü şiddet olayıyla ilgili olarak, arabuluculuk ve uzlaştırma da dahil olmak üzere, zorunlu anlaşmazlık giderme alternatif süreçlerini” yasaklaması gerektiği belirtiliyor.
Buna rağmen kadın danışma merkezine başvuran birçok kadının şiddet uygulayan kişi veya kişilere karşı açtıkları davaların dosyalarının uzlaştırma kapsamına alındığını görülüyor.
* Sığınaklar kadınların güçlenmesine hizmet etmiyor: Danışma merkezine alınan başvurularda sığınakta kalan veya daha önce kalmış olan kadınların genellikle sığınak koşullarının zorlayıcı ve yetersiz olduğuna dair aktarımları dikkat çekiyor.
Oysa sığınaklar yurtlardan, misafirhanelerden farklı olarak şiddete maruz bırakılan kadınlara barınma yeri sunmak dışında da hizmetler sunmaları zorunlu. (EMK)