“Soruşturması 2012 yılında açılan, 2013 yılında hakkımda teknik ve fiziki takip yaptırılan, 2015 yılında gözaltına alınmama sebep olan dosya, 2022 yılında açıldı. Ben o gözaltı sonrasında işyerimde bile hiçbir idari soruşturma geçirmemişken neden bugün, yani 10 yıl sonra açılan bir davanın sanığı durumundayım?”
Mimar Alev Şahin, 6 Ocak 2017 tarihli, 679 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile 2011 yılında çalışmaya başladığı Düzce Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü'ndeki görevinden ihraç edilmişti. İhracının ardından kentte tekbaşına “İşimi istiyorum eylemi yapan Şahin’e, Yüksel Caddesi eylemcileriyle birlikte dava açıldı.
Davanın görüldüğü Ankara 28. Ağır Ceza Mahkemesi, Şahin hakkında 2012 yılında açılan ve davaya dönüşmemiş olan soruşturmanın gönderilmesini istedi. Dosyanın gönderilmesinin ardından savcılık, o yılki eylemlerin “delil olarak değerlendirilebileceğinden” hareketle Şahin hakkında yeni bir iddianame düzenledi.
Oysa soruşturma derdest şekildeydi ve 2015’ten beri soruşturmada hiçbir işlem yapılmamıştı. Ankara 28. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki davaya ilişkin 2018 tarihli iddianameyi hazırlayana savcı da bu dosyayı incelemiş ve birleştirme yoluna gitmemişti.
“Emniyet raporunda yazdığı gibi, halay çektik”
Alev Şahin davaya ilişkin 22 Kasım tarihli savunmasında, “Dosyada ne var? Yüksel Caddesi gibi 7/24 polisin kol gezdiği ve sürekli MOBESE’lerle izlenen bir yerde katıldığım ve hiçbir polis müdahalesine uğramayan, hiçbir cebir-şiddet içermeyen 4 adet basın açıklaması, 8 Mart Emekçi Kadınlar Günü mitingi, 1 adet halaylı-türkülü piknik, Valilik izinli Grup Yorum konseri, bandrollü kitaplar ve dergiler ile 1 adet içinde hiçbir suç unsuru barındırmayan tape” dedi.
Savunmasında, katıldığı piknikle ilgili suçlamaya da şu yanıtı verdi: “Emniyet raporlarında da yazdığı gibi ‘öğle yemeği yedikleri, yemekten sonra çeşitli yarışmalar düzenledikleri, müzik eşliğinde halay çektikleri’ ifadeleri şeklinde eğlenceli bir gün geçirmek için oradaydım” dedi.
“Yasadışı olsa polisin gözü önünde satılmazdı”
Alev Şahin hakkında hazırlanan yeni iddianamede, Şahin’in 2012 ve 2013 yıllarında katıldığı KESK eylemlerinde slogan attığı belirtildi.
Ayrıca, 2015 yılında evine yapılan baskında bulunan dergi ve kitaplar delil olarak gösterildi:
“…şüpheli hakkında yapılan ev aramasında çok sayıda kitap, dergi, yayın ve dokümanın ele geçirildiği, kolluk tarafından yapılan inceleme ve araştırma neticesinde söz konusu yayınların silahlı terör örgütü DHKP/C'nin fikir ve görüşleri doğrultusunda yayın yapan dergi ve kitapların olduğu, söz konusu yayınları yazan ve yayan kişilerin de yine örgütsel oluşumların desteklenmesine yönelik etkinlik, tanıtım, örgüte gelir amaçlı satış ve örgüt propagandasının yapılmasının amaçlandığı…”
Şahin savunmasında bu suçlamaya dair şunları söyledi:
“2011 yılında Yüksel Caddesi bugünkü gibi karakolu olan, sürekli abluka altına alınmış bir yer değildi. Tabii ki polis hep oradaydı ama Yüksel’de Konur’da akşama kadar sol gruplar gazete, kitap, dergi stantları açar, bildiriler dağıtır, her akşam saat 18:00 gibi mutlaka bir basın açıklaması yapar ve yerini işportacılara bırakırdı. Dosyada delil olarak konulan tüm kitap, dergi ve broşürler o sokaktaki stantlardan aldığım yayınlardır. Yasadışı bir şey olsa sokak ortasında polisin gözü önünde aleni biçimde satılmazdı diye düşünüyorum.”
“Kim yürüttü diyordum, adli emanetteymiş”
Şahin, ev aramasında el konulan bir kitabıyla ilgili de şunları söyledi:
“Bir tek Sovyet dönemini anlatan Devrimci Eğitim Devrimci Ahlak kitabını Dost ya da İmge gibi bir kitapevinden almıştım. Geçenlerde aklıma geldi ve kitaplığımda bulamayınca kim yürüttü diye düşünürken iddianamede gördüm ve adli emanette olduğunu tahmin ederek bana geri verileceği düşüncesiyle rahatladım açıkçası.”
“CNNTürk de suç işlemiş olmuyor mu?”
İddianamede Grup Yorum konseri de suçlama konusu yapıldı:
Şahin ise savunmasında şunları söyledi: “Konsere gittim. Yüzbinlerce insan vardı, Genco Erkal’dan Suavi’ye, Cahit Berkay’dan Sadık Gürbüz’e çok değerli sanatçılar da şarkı söylemişti. Arkadaşlarımla eğlendik ve döndük.
“İddianamede ‘örgütle irtibatlı Grup Yorum konserine gitmek isteyen bir kişiye yardımcı olmam’ suç niteliğinde görülmüş. Durum buysa, konsere izin veren İstanbul Valiliği ve grubu konser öncesi yayına alarak geniş bir kesimi konsere davet eden CNNTürk de suç işlemiş olmuyor mu?” (AS)