1 Ocak 2002 itibarıyla Türkiye'de 5 milyon 156 bin 55 kişi doğdu; 1 milyon 542 bin 852 kişi öldü. Bu rakamların 204 bin 715'i bebek ölümleriydi.
Yine Türkiye'de, 6 Temmuz 2005 rakamları itibarıyla 2 milyon 416 bin 267 kişi işsiz. Nüfusun 13 milyon 196 bin 635 kişisi, iki doların altında bir günlük gelire sahip.
11 yıldan bu yana her yıl 11 Temmuz'da kutlanmakta olan Dünya Nüfus Günü 'nün bu yılki sloganı yine kadınları ilgilendiriyor.
Geçen yıl Töre ve Namus cinayetleri nedeniyle mağdur durumdaki kadınların yaşamlarını iyileştirmeyi tema seçen BM Nüfus Fonu 'nun bu yılki teması "Eşitlik Güçlendirir".
"Kadın erkek eşitliği toplumların kalkınması ve ilerlemesi için en önemli itici güçtür" düşüncesinden yola çıkan BM Nüfus Fonu, 1994 yılında yapılan "Uluslararası nüfus ve Kalkınma Konferansı"nda alınan kararların en önemlilerinin başında, toplumların kalkınmasında kadınların güçlendirilmesinin geldiğine dikkat çekti.
2005 yılı için hazırlanan "Dünya Nüfus Günü" açıklamasında şöyle denildi:
"Eşitlik toplumdaki tüm bireylerin yararınadır. Kız çocukları eğitimde eşit haklara sahip olduklarında, toplumlar daha güçlü olur. Kadınlar, gelir paylaşımında, mal dağılımında ve hizmete erişimde eşit haklara sahip oldukları zaman aile yapısı daha sağlıklı olur. Kadınlar ve erkekler, ne zaman ki toplumsal yaşamın her alanına eşit katılım sağlayacaklar ve insan haklarını tam olarak kullanabileceklerdir, o zaman tüm dünya bundan yarar sağlayacaktır".
BM Nüfus Fonu, gerçek eşitliğin ancak toplumsal yaşamın her alanında kadınlara uygulanan ayrımcılığın yok edilmesiyle gerçekleşeceğini belirttiği açıklamasında, "21. yüzyılda, tüm dünya da olduğu gibi Türkiye'de de kadınlar ayrımcılıkla savaşmakta ve toplumsal yaşamda söz sahibi olabilmek için çalışmaktadır" denildi.
BM Nüfus Fonu'nun açıklamasında, Türkiye'yle ilgili 2005 yılı verileri şöyle:
* Kadınlar erkeklere göre üreme sağlığı problemleriyle üç kat fazla karşılaşmaktadır,
* Toplumsal cinsiyet ayrımcılığının ve ataerkil düzenin bir sonucu olarak çocuk anneler sağlıklarından ve hatta yaşamlarından olmaktadırlar. Son beş yılda doğum yapan kadınların yüzde 12,5'i 20 yaşın altındadır,
* Her üç kadından biri hayatı boyunca en az bir kez sadece kadın olduğu için şiddete uğramaktadır,
* Kadınlar, namus adına işlenen cinayetlere kurban edilmektedir,
* Kadınların yüzde 20'si okuma yazma bilmemektedir, 570 bin okul yaşında kız çocuğu okul dışındadır,
* Kentlerde yaşayan eğitimli genç kadınların işsizlik oranı genç erkeklerin iki katıdır,
* Kadınların parlamentodaki oranı yüzde 4,6, yerel yönetimlerdeki oranıysa yüzde 1'e bile ulaşamamaktadır.
BM Nüfus Fonu yaptığı açıklamasında, toplumsal eşitliğin sağlanabilmesi için Türkiye'de son yıllarda hukuk alanında iyileşme kaydedildiğine işaret etti.
Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de, toplumsal cinsiyet eşitliğine ulaşmak ve sürdürebilir kılmak için kadın ve kız çocuklarının güçlendirilmesi, erkeklerin de bu yönde çabalaması gerektiği üzerinde duruldu.
Öncelikli olarak, yapılan hukuksal iyileştirmelerin hayata geçirilmesinin önemine vurgu yapıldı.(AD)