20 yıldır yayınlanan ve 40. sayısına ulaşan 6 aylık dergi Kültür ve İletişim (Kİ Dergisi) Eylül 2017 - Şubat 2018 sayısında Barış Akademisyenlerinin üniversiteden uzaklaştırılmaları, hakkında açılan davalar ve soruşturmalarla baskı altına alınmaya çalışılmasını konu olarak işledi.
Kültür ve İletişim dergisi Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi'nce (İLEF) çıkarılıyordu. 7 Şubat 2017 gecesi yayınlanan 686 Sayılı KHK ile İLEF'in hocalarının büyük çoğunluğu ihraç edildi.
İmge Kitabevi'nin yayınladığı derginin editörü Sevilay Çelenk da ihraç edilen barış akademisyenleri arasında yer alıyor.
Dergi o dönem yaşananlar için 39. sayısında Sevilay Çelenk imzalı bir açıklamayı "Editör'den yazısı" olarak yayınlamıştı ve derginin kadrosuna yapılanları anlatmıştı.
40. Sayının Editör'den yazısında şöyle diyor Çelek:
"Üniversite darbe üstüne darbe alır, bizler çalışma alanlarımızı, işlerimizi kaybeder ve hedef haline getirilirken, yaşananların bireysel ve toplumsal ağırlığını hafifleten, güç veren ve devam etmemizi sağlayan dayanışma çabalarıdır. Tarih bu çabayı asla karşılıksız bırakmayacak ve kaydedecek ama biz de burada kayıt almak isteriz. İmge Kitabevi bu süreçlerde en net ve en destekleyici biçimde Kİ Dergisi'nin yanında oldu... 20 yıllı bir dergiyi gözünü kırpmadan kapanmaya sürükleyen bir hırsın yönettiği bu akıldan, dergimizi, bu dergiye emek verenlerin inadı ve çabası yanında İmge'nin desteğiyle de kurtarmayı başarabildiğimizi hatırlatmak isterim."
derginin 40. Sayısında İLEF'ten ilişiği kesilmemiş akademisyenler Cenk Saraçoğlu, Halise Karaaslan Şanlı, Sevgi Can Yağcı Aksel ve Tuğba Taş "Gidenlerin Ardından İLEF'te Kalanlar Konuşuyor... " başlığıyla sunulan bir sohbet/söyleşi yapmış. Ayrıca İLEF mezunlarından Murat Ulutaş, "Bir 'Hainlik' Hikayesi", yine İLEF'ten ihraç edilen Yrd. Doç. Dr. İnan Özdemir Taştan'ın "Kitaplar, Çiçekler ve Öğrenciler... İrtibatımız da Iltisakımız da Bunlarladır!", İLEF'ten ihraç edilen Prof. Dr. Ülkü Doğanay'ın "Cebeci'den Gitmek", İLEF'ten ihraç edilen Prof. Dr. Mine Gencel Bek'in "Ait Olmadığım, İçinde Hissetmediğim Yerden İhraç: Asla Dönmeyeceğim!" başlıklı yazıları bulunuyor.
İLEF, öğrencisi, mezunu ve akademisyenleriyle bu ihraçlara karşı sesini ve sözünü sakınmamıştı. 17 Şubat 2017 günü bu eylem ve etkinlik dizilerinden biri gerçekleştirilmişti. Kİ Dergisi o etkinlikte İLEF öğretim elemanıyken 1 Eylül 2016 tarihinde yayınlanan 672 Sayılı KHK ile meslekten ihraç edilen Arş. Gör. Dr. İlkay Kara'nın okuduğu metni yayınladı.
Sakınmadan sözünü kuranlar, sesini yükseltenler, haksızlıklara direnenlerin kök salması dileğiyle İlkay Kara'nın yazısını paylaşıyoru
Kök Salıyoruz...
Arkadaş’ın* okulundayız.
Çok hikaye dolaşıyor bu küçük kampüste. Birbirine rağmen yaşanmış, birbirine karşı yazılmış, birbirinden beslenip büyümüş hikayeler. Muktedirler, muktedirlere bel bağlayanlar da geçti bu dersliklerden onların karşısında hiç sakınmadan sözünü kuranlar, sesini yükseltenler, onlara direnenler de. Bu kapılardan çarşaf çarşaf maniplasyon yayanlar, kare kare göz boyayanlar, sekiz sütuna teslimiyet döşeyenler de girip çıktı onların karşısında yalanı eritip arı, duru hakikati ortaya saçanlar da. Hangi hikayeye kulak kabartırsanız onu duyar, ondan kıssa çıkarırsınız.
Biz genç ölen şairin hikayesini duyduk. Arkadaş, okul arkadaşımız oldu. Onun için acıyı, öfkeyi, arzuyu, çok özlemeyi, küçük umutları, büyük hayalleri söze dökmenin kıymetine inandık. Onun için öfkeyi gördük, acının karşısında dilimizi bağlamadık, umut ettik, hayal kurduk. Bu lafların kocamanlığından ürktük bazen, bazen de gözümüzü kararttık, yerimiz ezilenin yanı, sözümüz ezilenden yana oldu.
Bu binaların her bir köşesinde izi olanlardanız. Bolüne bolüne çoğalan odalarında, dersliklerinin her bir sırasında oturduk, okuduk, anlattık, dinledik. Anlama çabasını işimiz yaptık.
Masalardaki muhabbetin harareti kantinde asılı duruyor. Bu çimenlerde şarhoş olduk, aşık olduk, tembellik edip kaytardık, yorgunluk atıp nefes aldık. Duyduğumuz hikayelere yenilerini kattık.
Bu bahçenin kedileri bizi tanıyor, bizi buranın dışında tutmaya çalışanları değil. Sözün kısası burada bizim kökümüz var. Biz üç-beş ağacı dert edenler, kökümüzü, Arkadaş'ın çok sevdiği elma ağacına emanet ediyoruz. Onunla derine inip, onunla boylanacak. Okulumuz bu ağacın gölgesidir. (HK)
* Şair Arkadaş Zekai Özger.