"Her şeyden önce çok olumlu bir gelişme olarak görüyorum. Çok uzun zamandır beklediğim ama bir gün gerçek olacağına inanamadığım bir şeydi."
Kars'ta yaşayan Kültür Projeleri Yöneticisi Armine Avetisyan (29) Türkiye ve Ermenistan'ın imzaladığı diplomatik ilişkilerin kurulması ve ikili ilişkilerin geliştirilmesine dair protokol hakkındaki görüşlerini bianet'e anlatıyor:
Eğer olumlu yönden bakarsak yeni jenerasyonları tarihten,dünden ve politik çatışmalardan uzak yeni bir süreç bekliyor. Bundan böyle her şey daha hızlı ilerlemeli. Son ana kadar imzalanmayacak ya da ertelenecek diye çok kaygılıydım. Ama şimdi her şeyin daha hızlı ilerleyebileceği bir süreç var. Kapının açılması taşınabilirlik, ulaşım ve iletişim için çok heyecan verici bir ortam için umutlandırıyor. Tabi ki her iki taraftan da bu duruma karşı çıkanlar olacaktır. Farklılıklara ve geçmişe rağmen eğer hep birlikte hareket edersek bence olumlu olur.
Birbiriyle arası bozuk olan bu iki taraf tesadüfen ya da tamamıyla çok istediklerinden bir araya gelmedi. Bence, bu protokolün imzalanmasında sosyal ve ekonomik koşullar ve mevcut konjonktürün dayatmasının etkisi var. Hem Türkiye açısından, Ermenistan Avrupa Birliği adına ciddi bir sorundu hem de gittikçe gerilen 1915 olaylarına ilişkin dünya konjonktürünü karşısına alması, bu durumu yumuşatması ancak karşılıklı ilişkileri daha da iyileştirerek mümkün olacaktı.
Ermenistan içinse durum daha ekonomik temelli. Ermenistan fakir bir ülke ve sınırların açılması ile kurulacak ekonomik ilişkiye ciddi anlamda ihtiyacı var. Türkiye, Ermenistan'ın Avrupa'ya açılan kapısı ve bunu artık değerlendirmek istiyor. Diyalog geniş bir kavram zaten burada bahsedilen de ekonomiden, sosyalleşmeye ve bireysel yüzleşmelere kadar geniş perspektifi olan bir diyalog. Ama bu diyalog sürecinde özellikle geçmişin izlerini hafifletecek en önemli şey sosyal ve kültürel diyalog. Kültürel diyalog bizi birbirimize daha çok yakınlaştıracak.
Her iki taraftan birkaç kafatasçı "1915"i kullanarak insanları birbirine düşürmeye kalkışacak. Bunun önüne geçmenin tek yolu bir birimizi daha çok tanımak ve geçmişte yaşananlara takılmadan şeffaf bir toplum yaratmak olacaktır. Halklar arasında kin olmaz. Kin ideolojik ve ekonomik bazı çıkarların yaşaması içi yaşatılıyor. Bir Ermeni olarak benim Ermenistan'da ve Türkiye'de gördüğüm son birkaç yıla kadar beslenen aşırı milliyetçi politikalar ki eğer bu politikalar öğretilmeseydi ve aşılanmasaydı insanların birbirleriyle sorunu olamazdı. Her iki taraf açısından 1915'e ait tarihsel suçlamalar karşılıklı olarak bitmeyecek. 1915'e takılıp kalırsak hiç bir şey değişmeyecek. Bir şeylerin değişmesini istiyorsak daha fazla diyaloga ve birbirimize dokunmamıza ihtiyacımız var. (EA/EZÖ)
* Armine Avetisyan, Kars'taki Türkiye-Ermenistan barış heykeli önünde.