İnsan Hakları Derneği (İHD) Cezaevi Komisyonları’nın hazırladığı rapora göre, 10 Eylül itibariyle hapishanelerde 154’ü ağır 526 hasta mahpus var. İHD, bu sayının komisyona bilgileri ulaşan mahpuslardan oluştuğunu, hasta mahpus sayısının daha fazla olduğunu da ekledi.
İHD, özellikle cezaevlerindeki hasta mahpuslarla ilgili taleplerini şöyle sıraladı:
Cumhurbaşkanlığı affı
Cumhurbaşkanlığının özel af niteliğinde cezanın kaldırılması ile ilgili prosedürde değişiklik yapılmalı.
Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü’nün 20 sayılı Genelgesi’nde özel af taleplerinde yapılması gereken işlemlere göre, hükümlünün tam teşekküllü bir devlet hastanesi sağlık kurulundan alacağı sağlık raporunun onaylanmak üzere Adli Tıp Kurumuna gönderilmesi, bu yetmezmiş gibi Adli Tıp Kurumu isterse hükümlünün Adli Tıp Kurumuna gönderilmesi gerektiği belirtilmektedir. Adli Tıp Kurumu tekelinin genelge ile kabul edilmesi önemli sorunlara sebep oluyor.
Bu prosedürde Adli Tıp Kurumu devreden çıkarılmalı, tam teşekküllü devlet hastanelerinin verecekleri raporlar yeterli görülmeli.
Adli Tıp Kurumu onayı
5275 sayılı İnfaz Kanunun 16. maddesinin 3. fıkrasında Adalet Bakanlığı’nca belirlenen tam teşekküllü hastanelerin sağlık kurullarınca düzenlenen raporlarının Adli Tıp Kurumu’nun onayına sunulması ile ilgili düzenlemenin kaldırılması gerekiyor.
Uygulamada Adli Tıp Kurumu tam teşekküllü hastanelerin vermiş olduğu raporları onaylamak için hasta mahpusu da İstanbul’a çağırıyor, bu durum başlı başına bir eziyet halini alıyor. Adli Tıp Kurumu da genellikle raporları onaylamıyor.
Bilimsel kriterlerden ziyade bilimsel olmayan kriterler ile hareket eden ve tamamen siyasal iktidarın etkisinde olan Adli Tıp Kurumu’nun resmi bilirkişi olma tekeli kaldırılmalı, üniversitelerin Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlıkları veya Sağlık Bakanlığı’nın Eğitim ve Araştırma Hastaneleri gibi kurumların bilirkişilik vasfı kabul edilmeli.
Savcıların takdir yetkisi
5275 sayılı İnfaz Kanununun 16. maddesinde Ocak ayında yapılan değişikliğe bile Adli Tıp Kurumu direniyor. Kanun değişikliği ile hayati tehlike kriteri yerine yaşamını tek başına idame ettirememe kriteri getirildi.
Ancak bunun yanı sıra Cumhuriyet Savcılarına geniş bir taktir yetkisi tanınarak toplum güvenliği bakımından “tehlikeli kabul edilecek” mahpusların hastalığına rağmen tahliye edilmemesi düzenlendi. Kanundaki bu kriterin mutlaka kaldırılması gerekiyor.
Uzman doktor ihtiyacı
Adalet Bakanlığı, İçişleri ve Sağlık Bakanlığı arasındaki Üçlü ve İkili Protokoller İnfaz
Yasasının 71. maddesi ile uluslararası kurallara ve etik ilkelere uygun hale getirilmeli, Adalet
Bakanlığı’nın bir an önce hapishanelere hastane ve revir yaparak nitelikli personel (Uzman doktor gibi) ihtiyacını karşılaması gerekmektedir.
Hapishane koşulları
Hapishanelerde beslenme, havalandırma ve spor yapma imkanları iyileştirilerek ve hijyen sağlanarak, mahpusların beden ve ruh sağlıklarının korunmasına yardımcı olunmalıdır.
5275 sayılı kanundaki adli-siyasi ayrımı yapılarak siyasilere daha ağır ve daha fazla infazı düzenleyen hükümler kaldırılmalı, kanun bir bütün olarak, özgürlüğünden yoksun bırakılan ya da hapsedilen kişilerin korunması ile ilgili BM kurallarına uygun hale getirilmeli. (AS)
* Hapishanelerdeki İHD’nin tespit edebildiği hasta mahpusların listesine buradan ulaşabilirsiniz.