Polis Gezi direnişi'nde 27 Mayıs'tan 30 Eylül'e kadar 153 gazeteciyi darp etti, 39'unu gözaltına aldı. Gazetecileri darp eden polislerle ilgili hala bir gelişme yok.
bianet olarak zarar gören gazetecilerden Ahmet Şık, İMC TV editörü Gökhan Biçici ile Radikal muhabiri Albuğra Bahadır Gültekin'e sağlık durumlarını ve kendilerini darp edenlerin akıbetlerini sorduk.
BİA Medya Gözlem – Gezi Raporu'nu bianet'e değerlendiren Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Yönetim Kurulu Üyesi Sibel Güneş ise en önemli sorun olarak gazetecileri darp eden polisler ile ilgili yetkililerin işlem yapmakta gönülsüz olmalarını gösteriyor.
Şık: Soruşturmayı akamete uğratacaklar
31 Mayıs'ta fotoğraf çekerken başından yaralanan Şık suç duyurusunda bulunduğunu ancak hala bir gelişme olmadığını, sağlık durumunda ise kalıcı bir sorun olmadığını söyledi.
"Suç duyurusunda bulunduk ve hala sonuç bekliyoruz. Büyük olasılıkla tüm suç duyurularını tek dosyada birleştirecekler ve bu da işi akamete uğratmanın bir yöntemi."
Biçici: Polis hala gazeteciyi tehdit olara görüyor
Biçici ise 16 Haziran'da polisin Gezi Parkı'na girmesinin ardından devam eden protestolarda gazeteci kartını göstermesine rağmen polisler tarafından darp edilmiş, baygın haldeyken gözaltına alınmıştı.
Biçici soruşturma ile ilgili bir gelişme olmadığını, gözaltına alınırken çok fazla darbe aldığını ancak şans eseri kalıcı bir hasar meydana gelmediğini söylüyor.
"Serbest bırakıldıktan sonra iki defa daha doktora kontrole gittim. Doktor kendimi çok iyi koruduğumu, kasıklarıma ve kafa bölgeme aldığım darbelerin bir iki santimle kalıcı hasara yol açabileceğini söyledi.
"Serbest bırakılmamın ardından beni darp edenlerle ilgili suç duyurusunda bulundum. Bir iki hafta önce tekrar Savcı'ya gittiğimde, dosyaların müfettişler tarafından incelendiğini dolayısıyla savcıların henüz konuyla ilgili bir çalışması olmadığını öğrendim. Savcı süreci hızlandırmak adına bir suç duyurusunda daha bulunabileceğimi söyledi, ben de öyle yapacağım.
"Gezi sürecinde çok az da olsa kazanım elde ettik. Arık sarı basın kartı diretmesi yok ama polisler hala görevini yapan gazetecileri tehdit olarak görmeye devam ediyor."
Gültekin: MOBESE kayıtlarına bakmaları yeterli
Gültekin de 22 Haziran'da polisler tarafından darp edilmişti. Darp edilmesinin hemen ardından suç duyurusunda bulunan Gültekin henüz sonuç alınamadığını söyledi.
"Darp edilmemden iki üç gün sonra suç duyurusunda bulundum ama hala savcılık bir işlem başlatmadı. Oysa hem darp edildiğim yerdeki bir esnafın güvenlik kamerası kayıtlarını hem de tanık ifadeleri mevcut. Yapılması gereken sadece MOBESE kayıtlarına bakmak."
TGC: Valilikler sorumluları cezalandırmada isteksiz
TGC'den Güneş ise gazetecileri darp eden polisler ile ilgili yetkililerin işlem yapmakta gönülsüz olduğunu söylüyor.
"Özellikle Gezi olayları sürecinde gazetecilere yönelik şiddet zirveye ulaştı. Ardından Polisler bunu olağan davranış biçimi haline getirdiler. Valilikler ise bu davranışları cezalandırmakta isteksiz göründüler.
TGS ile birlikte İstanbul Valisi'ne bir rapor sunduk ve saldırgan tüm polislerle ilgili bir yaptırım istedik. Ancak iki ay sonra İçişleri Bakanlığı'ndan bir cevap geldi. Bu cevaba göre bakanlığa bağlı mülkiye müfettişleri bu konuyla ilgilenecekti. Biz de meslektaşlarımıza ellerinde bulunan görsel kanıtlarla birlikte bize başvurmalarını istedik."
"Gazetecilere 'Polisle aranızı iyi tutun' baskısı var"
Güneş gazetecilerin henüz kendilerine bir başvuruda bulunmadığını söyledi. Valiliğin bu aşamada kamu davası yerine bireysel başvuruları önemsediğini ifade eden Güneş bazı yayın kurumlarının da gazetecilerin suç duyurusunda bulunmasını engellediğini, gazetecilerle "Polisle aranızı iyi tutun" uyarısı yapıldığını söyledi. (EA)