Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Glasgow'a gitmeyeceklerini açıkladığı gün, G20 dönüşü
* Fotoğraf: AA
BM İklim Değişikliği 26. Taraflar Toplantısı’nda (COP26) ilk hafta tamamlanırken sera gazı emisyonlarına en fazla katkı yapan kömür kullanımını bırakmaya yönelik adımlar art arda gelmeye devam ediyor. Ancak Paris İklim Anlaşması’nı onaylayan Türkiye’den kömürden çıkışa dair hiçbir açıklama yok.
15 kurum yaptığı ortak açıklamada, Türkiye’nin COP26 bitmeden yeni kömürlü termik santral yapmayacağını ve kömürden çıkış tarihini açıklamasını talep ediyor.
COP26’ya ev sahipliği yapan İngiltere’nin toplantıdaki ana hedefinin “kömürü geçmişte bırakmak” olduğunu hatırlatan kurumlar, Türkiye’nin ise sessizliğini koruduğunu; ne yeni kömürlü termik santral yapmayacağına ne de kömürden çıkış tarihine dair bir açıklama yapmadığını söylüyor.
TIKLAYIN - Türkiye ekonomisini 30 yılda karbonsuzlaştırabilir
TIKLAYIN - Türkiye net sıfır hedefi için emisyonlarını yüzde 80 azaltmalı
“Net sıfır hedefi bu politikalarla imkansız”
15 kurumun ortak açıklaması şöyle:
“Aşağıda imzası bulunan kurumlar, Paris İklim Anlaşması’nı onaylayan ve 2053 için net sıfır karbon hedefini açıklayan Türkiye’nin atması gereken en hızlı ve gerçekçi adımın kömürü en geç 2030 yılına kadar elektrik sisteminden çıkarmak olduğu konusunda hemfikir.
“Geçtiğimiz günlerde yayımlanan 'Karbon Nötr Türkiye Yolunda İlk Adım: Kömürden Çıkış 2030’ raporuna göre mevcut kömür teşviklerinin kaldırılması ve ‘kirleten öder’ ilkesi çerçevesinde karbon emisyonunun fiyatlandırılması ile en geç 2030 yılına kadar kömürden çıkış doğal seyrinde gerçekleşebilecek.
“Türkiye 2053 net sıfır hedefinde kararlıysa kömürden çıkış tarihi açıklamak zorunda; çünkü söz konusu rapor gösteriyor ki mevcut politikalarla bu hedefi yakalaması imkansız. Türkiye kömürden çıkış tarihini belirleyip küresel işbirliklerine ne kadar erken katılırsa, bu süreç toplumun geneli için o kadar kazançlı olacak.”
COP26’da kömürden çıkış adımları
Konferansın ilk haftasında 46 ülke, “Kömürden Temiz Enerjiye Küresel Geçiş Deklarasyonu” yayımlayarak yeni kömür yatırımlarını sonlandırmak, temiz elektrik üretimini hızlandırmak, elektrik üretiminde kömürden çıkmak ve bu dönüşümden etkilenecek kömür işçileri ve bölgelerini gözetmek taahhüdünde bulundu.
Deklarasyona en çok kömür kullanan ülkelerden Güney Kore, Endonezya ve Vietnam da imza atarak ilk kez kömürü kullanımdan kaldırma ve/veya yeni kömür santrali inşa etmeme sözü vermiş oldu.
Toplantıda aynı zamanda 25 ülke ve kamu bankası artık fosil yakıt projelerini desteklemeyi bırakıp yenilenebilir enerji projelerine finansman ve destek sağlayacağını açıkladı.
Güney Afrika’yla imzalanan 8,5 milyar dolarlık adil dönüşüm fonu ve İklim Yatırım Fonu ve Asya Kalkınma Bankası gibi finansal kurumların kömürden erken çıkış mekanizmaları için ayıracağı fonlarda iddialı artış taahhütleri, kömürden çıkış hedefi koyan ülkelerin finansman kaynaklarına erişimi konusunda da destek göreceğini gösteriyor.
İmzacı kurumlar:
- Avrupa İklim Eylem Ağı (CAN Europe)
- Bilim Virüsü İklim Öncüleri
- Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği
- EKOSFER
- Fridays For Future Türkiye
- Greenpeace Akdeniz
- İklim Değişikliği Politika ve Araştırma Derneği
- Kömürün Ötesinde Avrupa (Europe Beyond Coal)
- Sağlık ve Çevre Birliği (HEAL)
- Sürdürülebilir Ekonomi ve Finans Araştırmaları Derneği (SEFiA)
- WWF-Türkiye (Doğal Hayatı Koruma Vakfı)
- Yeşil Düşünce Derneği
- Youth for Climate Türkiye
- Yuva Derneği
- 350.org
Erdoğan geri dönmüştü
İngiltere ev sahipliğinde İskoçya’nın Glasgow kentinde gerçekleşen COP26 31 Ekim Pazar günü açılış konuşmalarıyla başladı.
AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise 31 Ekim'de G20 Liderler Zirvesi için bulunduğu İtalya'dan Türkiye'ye 1 Kasım'da dönerken Glasgow'daki liderler zirvesine gitmekten "güvenlik talepleri karşılanmadığı" için gitmekten vazgeçtiklerini söyledi.
Şu an Türkiye'yi Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Emin Birpınar'ın temsil ettiği konferans 120 dünya liderini ve dünyanın dört bir yanından on binlerce katılımcıyı bir araya getirdi. Toplantı 12 Kasım tarihine kadar da devam edecek.
Paris Anlaşması ve Türkiye'ye eleştiriler
Türkiye 2016'da taraf olduğu ve ülkelerin kendi iradeleriyle belirlediği ulusal katkı beyanlarının küresel ısınmayı iki derecenin, mümkünse 1.5 derecenin, altında tutmayı ve bu amaç için de ülkelerin ortak çalışmasını sağlamayı hedefleyen Paris İklim Anlaşmasını henüz geçtiğimiz ay imzalamıştı.
2016'da BM Sekreteryası’na sunulan Niyet Edilen Ulusal Katkı Beyanı’nda, 2012’de 430 milyon ton olan toplam sera gazı emisyonlarının, azaltım önlemleri ile 2030’da 929 milyon tona kadar çıkarabileceği belirtilmişti. Başka bir deyişle Türkiye sera gazı emisyonlarını azaltma taahhüdü vermemiş, iki katından fazla artırabileceğini söylemişti.
Türkiye bunu yaparken, eğer hiç önlem alınmazsa emisyonlarının 2030’da 1 milyar 175 tona çıkacağını, verilen beyanla bu miktarın 929 milyon tonda tutulacağını ifade etti. Bu beyanını da “artıştan yüzde 21 oranında azaltım” olarak tanıttı. Türkiye'nin açıkladığı niyet beyanındaki referans senaryosunun gerçeğin çok üstünde olması da yıllardır iklim hareketinin ve uluslararası kuruluşların eleştirilerine yol açtı.
Ülkelerin iklim politikalarını takip eden Climate Action Tracker (CAT), Türkiye'nin bu alanda "kritik derecede yetersiz" olduğunu söylüyor ve Ankara'nın daha iddialı hedefler koymasını tavsiye ediyor. CAT'e göre tüm ülkeler Türkiye gibi hareket ederse dünyanın dört dereceden fazla ısınması kaçınılmaz.
(TP)