Alankuş, "Eğer bu kamu yayıncılığı başka bir anlayışla örgütlenmiş olsaydı, Türkiye her halde çok kültürlüğü ile çok daha önce barışmış olurdu ve bu barışma da çok başka türlü gerçekleşirdi" dedi.
Kafkas Dernekleri Federasyonu Genel Başkan Yardımcısı Günsel Avcı ise, "Anadilimi devlet kanalından duymak, benim çok mutlu etti" diye konuştu.
Federasyonun Genel Sekreteri Cumhur Bal da, "140 yıldır bu coğrafyada yaşayan Çerkezlerin ilk defa kendi dillerinde bir şarkı ve haber dinlemeleri ve belgesel izlemeleri çok önemli" sözleriyle memnuniyetini dile getirdi.
Alankuş: Sadece sembolik önemi var
Ilk ortaya çıkışı itibariyle Kamu hizmet yayıncılığının ulus-devletlerin resmi ana dillerinin standartlaştırılıp yaygınlaşmasını hedeflediği halde 1970'lı yıllardan başlayarak çok-kültürlülük politikaları gereği yerel/azınlık dillerde yayıncılığa da yöneldiğine dikkat çeken Alankuş, bianet'e TRT'de Türkçe dışındaki dillerde yayının gecikmesinin nedenlerini şöyle açıkladı:
* Türkiye'de anadilde yayıncılığın başlamasının arkasında eğer AB'ine üyeliğin gerektirdiği zorunluluklar yerine çok-kültürlülüğü kabullenen politikalar, buna bağlı olarak yeni anlayışla-düzenlenmiş bir kamu yayıncılığı sistemi olsaydı, yanısıra ya da sivil toplum medyalarına anadillerde yayın hakkı sağlansaydı, Türkiye her halde çok kültürlüğü ile çok daha önce barışmış olurdu ve bu barışma da çok başka türlü gerçekleşirdi.
* Bu yüzden TRT'nin gerçekleştirdiği bu yayınların sadece sembolik önemi var. Türkiye'ye bir eşiği atlatması anlamımda önemli ancak yayınların içeriğinin nasıl olacağını kestirmek mümkün. Türkçe'de söylenenlerin yani resmi ideolojinin diğer dillerde tekrarından ibaret olacak bu yayıncılık.
* Etnik kimliklere ilişkin genel özümsemeci tavır yerel dillerde de sürdürülecek, dahası bu yolla 'onların kimliklerini daha da evcilleştirmeye yarayacak.
* Bu nedenle şimdi, ben dahil dillerini bilmekten alıkonulmuş ya da iyi kötü hatırlayanlar yasaklı dillerinin özgürlüğe kavuşması karşısında heyecanlanacak, ancak kanımca bir süre sonra yayınlar bu içerikle ve politikasızlıkla devam ettiği sürece heyecanın yerini ilgisizliğe bırakacak.
* Yıllar önce bir makaleme, "Türkiye'de "TRT'nin Kürtçe, Çerkezce ve diğer dillerde spikerler arayacağı günler çok yakın" diye başlamıştım, bunun gerçekleşmesi 10 yıldan fazla zaman aldı.
*Bu yüzden en fazla Liberal çok-kültürlülük anlayışının gereği "bırakınız konuşsunlar" biçimindeki bir noktaya o da epeyce uzun bir süre sonra olmak üzere varılacağını umuyorum.Bence gerekli olan, radikal demokratik bir çok kültürlülük politikası ve buna uygun bir kamu hizmeti yayıncılığı anlayışı...Batılı ülkelerin de henüz bu noktada olmadıkları göz önüne alınırsa bilmem bu kaç on yılımızı daha alır.
Bal: Anadilde yayın mutluluğunu yaşıyoruz
* Çerkezce yayını olumlu bulduk. Haberin güncel olmaması ayrı tutulacak olursa içerik olarak olumlu bulduk.
* Türkiye'de bizim açımızdan bu bir ilkti, bunu önemsiyoruz. 140 yıldır bu coğrafyada yaşayan Çerkezlerin ilk defa kendi dillerinde bir şarkı ve haber dinlemeleri ve belgesel izlemeleri çok önemli.
* Bugün Anadilde yayınımızın mutluluğunu yaşıyoruz. Yoksa kendi köyümüzde, evimizde kendi müziğimizi dinliyoruz, kendi dilimizde konuşuyoruz.
Avcı: Kültüre ağırlık verilmeli
* Bir Çerkez olarak çok mutlu oldum, anadilimi devlet kanalından duymak, benim çok mutlu etti. Sanırım tüm Çerkezler de mutlu olmuşlardır.
* Bundan sonra kültürümüzü yansıtmaya ağırlık veren programlar yayımlanırsa daha mutlu oluruz. Çerkez kültürüne ilişkin kamuoyunun bilmediği yönlerine de yer verilmesini istiyoruz.
* Tüm toplum bizi daha iyi tanımış olur. Bir başlangıç olarak, doğrusu çok mutlu oldum ve şu an eksiliği düşünecek durumda değiliz. (EÖ/BB)