Haberin İngilizcesi / Kürtçesi için tıklayın
Gazeteci Hasan Cemal, 2013’te kaleme aldığı “Çekilme Günlükleri” yazı dizisinin üçüncü bölümünde PKK propagandası yaptığı iddiasıyla 13 yıl hapis istemiyle yargılandığı davada beraat etti.
Hasan Cemal söz konusu yazısında 2013’teki müzakereler sonucunda PKK’lilerin çekilme sürecini kaleme almıştı.
Hulusi Pur’un Başkan, Halit İçdemir ve Çağlayan Özbay’ın üye olduğu İstanbul 24. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davada yazı içeriği, yazının yazıldığı tarih ve tüm dosya kapsamı değerlendirildiğinde atılı suçun unsurlarının oluşmadığına karar verildi.
Yazının yayınlanmasından yaklaşık dört yıl sonra açılan davanın ilk duruşması 9 Mart 2017’de İstanbul 24. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmüştü.
TIKLAYIN - HASAN CEMAL'E 13 YILA KADAR HAPİS İSTENDİ
İlk duruşmada savunma yapan Cemal “O dönem zaten barış savunuluyordu. Barışın yolu açılmak isteniyordu. Dağın yolu kapatılmak isteniyordu. Bir gazeteci olarak yazdıklarım vakti zamanında dağın yolu nasıl açıldı. Şimdi nasıl kapanacak sorusunun cevabını aramaktan ibaretti. Bu tamamen bir gazeteciliktir” demişti.
Ne olmuştu?
Hasan Cemal, 2013 baharında devlet ve PKK müzakerelerinin ardından gerillaların çekilme sürecini takip etmişti. Bu süreci Hasan Cemal’in Çekilme Günlüğü yazı dizisinde aktarmıştı.
Savcı Edip Şahiner Cemal’in Terörle Mücadele Kanunu’nun “terör örgütü propagandası” başlıklı 7/2 maddesinden hapsini istedi. Savcı Şahiner, ayrıca, "zincirleme suçlar"a ilişkin TCK'nin 43. maddesinin uygulanarak cezanın 4'te 3 oranına kadar arttırılmasını talep etti.
13 yıla kadar hapis isteyen savcı Şahiner ayrıca, Cemal’in, bir dizi kamu hakkının kısıtlanmasına ilişkin olan TCK’nin 53. Maddesinden de cezalandırılmasını istedi.
T24’ün haberine göre iddianamede Hasan Cemal’in Türkiye sınırlarından çıkmakta olan örgüt mensuplarıyla yaptığı görüşmeleri aktaran çok sayıda ifade, yayının üzerinden 45 ay geçtikten sonra “terör örgütü propagandası” sayıldı. İddianamede “Delila… Kürtlerin Sezen Aksu’su” ifadesinin de “terör örgütünü övücü sözler” olduğu öne sürüldü.
Hasan Cemal'in ilk duruşmadaki savunması70 yaşındayım. 47 yıldır aktif gazetecilik yapmaktayım. Bu süre içinde Kürt meselesi ile ilgili olarak dört adet kitap yazdım, 1980'li yıllardan başlayarak dağa da gittim, Ankara'ya da gittim. Devletle de görüştüm, Beka Vadis'nde Öcalan ile de görüştüm, Kandil'de Karayılan ve Bayık ile de görüştüm, Başbakan ve Genelkurmay Başkanlığıyla da görüştüm. Bugüne kadar yazmış olduğum bu kitapların ve yapmış olduğum görüşme ve yazılarımdan dolayı soruşturma, dava açılmadı. Herhangi bir mahkumiyetim yoktur. Dava konusu olan yazılarım 2013 yılının Mayıs ayında, T24 internet gazetesinde yayınlandı. 2013 yılı ilginç bir yıldır. 2013 yılının Mart ayında, hükümet, İmralı ve Kandil arasındaki kurulan diyalog üçgeni çözüm sürecini büyük umutlarla başlamıştı. O zaman hem hükümet, hem Kandil hem de İmralı'dan yapılan açıklamalarda silahlı çözümün çözüm olmadığı, artık sona erdiği, bundan sonra barışçıl yollarla sorunun çözüleceğini konusunda son derece iyimser açıklamalar yapıldı. Bu çerçevede Kandil de kendi tabiriyle 'tek taraflı ateşkes' ilan etti, silahlı unsurlarını Türkiye sınırlarının dışına çekeceğini ilan etti. Bu da zaten Erdoğan hükümetinin bir ön koşulu niteliğindeydi. Ben de o tarihte bir gazeteci olarak bu süreci izledim. Bunu izleyen tek Türk gazeteci de bendim. Oradan silahlı mücadelenin bırakılmasını isteyen Öcalan hakkında ne düşündüklerini, bu çekilmeyi başlatan Kandil hakkında ne düşündüklerini, neden vakti zamanında dağa çıktıklarını ayrıntılı olarak tespit ettim ve yazdım. Bu yazıların toplamı sanırım on ya da üzerindedir. İddianameyi okuyunca anlaşılıyor ki ben kötü bir şey yapmışım. 68 yaşındaki bir gazeteci kendi başına, tek gazeteci olarak dağa çıkıyor, tüm bunları tespit edip yazıyor. Türkiye'de kamuoyuna tek yansıtan gazeteci olarak ortaya çıkıyor ve kötü bir şey yapıp terörü şiddeti övüyor. Böyle bir şey söz konusu olamaz. O dönemde zaten barış savunuluyordu ve barışın yolu açılmak isteniyordu, dağın yolunun kapatılması isteniyordu. Bir gazeteci olarak yazdıklarım, vakti zamanında 'dağın yolu nasıl açıldı, şimdi nasıl kapanacak' sorusunun cevabını aramaktan ibaretti. Bu tamamen bir gazeteciliktir. 40 yıldır neredeyse bu sorun bitmedi. Tam tersine derinleşerek devam etti. O yüzden ben kötü değil iyi bir şey yaptığımı inanıyorum. Savaşı ve şiddeti değil, barışı savunuyorum, barışı savunmaya da devam edeceğim. Beraatimi istiyorum. |
(EKN)