Haberin İngilizcesi / Kürtçesi için tıklayın
Ahmet Polat, Erzurum Pasinler’de hurdacılık yapıyordu.
13 Nisan 2008’de Pasinler Jandarma Özel Harekat tabur Komutanlığının yakınında bulunan Transit Cadde Askerî Şehitliği'nin önünde ve D-100 kara yolu üzerinde, hurda olarak satmak amacıyla topladığı askerî mühimmatı birbirine vurması sonucu patlama gerçekleşti. Kendisi öldü, beş arkadaşı yaralandı.
13 yaşındaydı.
Askeri savcılık ve idare mahkemesi, “sorumluluğun ailede olduğuna” karar verdi, ceza soruşturması takipsizlikle sonuçlandı, tazminat davası reddedildi.
Ailenin Anayasa Mahkemesi başvurusunda çıkan kararda ise o yaştaki bir çocuğun askeri bölgeye girişinin engellenmediği ve ölümünde kamu makamlarının sorumluluğunun bulunduğu ifade edildi. Dosya, yeniden yargılama yapılmak üzere mahkemeye gönderildi.
“Girilmez” levhası kanıt gösterildi
Pasinler Cumhuriyet Başsavcılığı konuyla ilgili başlattığı soruşturma dosyasındaki otopsi raporunda, Ahmet Polat’ın ölüm sebebi “parça tesiri yapan patlamaya bağlı kırıklar ve iç organ yaralanması” olarak belirlendi.
Polis memurlarınca Tabur Komutanlığı çevresindeki tel örgülerde yapılan inceleme sonucu tutulan tutanakta “tel örgülerin karayoluna bakan kısımlarında boşluklar olduğu, ancak boşlukların nöbetçilerce korunduğu, tel örgülerin üzerinde 'Askeri Güvenlik Bölgesi Girilmez’ ibareli uyarı levhalarının olduğu” ifade edildi.
Ahmet Polat’ın patlamada yaralanan arkadaşları da farklı yerde hurda topladıklarını, mezarlık tarafında karşılaştıklarını sonra Ahmet’in çantasından çıkardığı iki cismi birbirine vurduğu sırada patlama gerçekleştiğini anlattılar.
Kriminal rapora göre mühimmat parçaları, “anti tank (roketatar), bomba atar vb. silahlara ait mühimmatlara benzer özellikler taşıyordu.”
Askeri savcılık “kusur tespit edemedik” diye dosyayı kapattı
Dosya askeri savcılığa devredildi.
Askeri savcılık da şu gerekçeyle kovuşturmaya yer yok [takipsizlik] kararı verdi:
“Mühimmatın hangi birlik tarafından ve hangi tarihte yapılan atışta kullanıldığının tespit edilemediği, bu haliyle şüpheli olarak ifadelerine başvurulan askeri personel başta olmak üzere başkaca askeri personelin olayda ihmalleri bulunduğu gerekçesiyle bir kusur tespit etmenin mümkün olmadığı, herhangi bir askeri personel hakkında kamu davası açmaya yetecek şüpheye ulaşılamadığı anlaşılmakla…”
Mahkeme aileyi kusurlu buldu, davayı reddetti
Ahmet’in ailesi, İçişleri Bakanlığı ve Savunma Bakanlığı aleyhine maddi ve manevi tazminat davası da açtı.
İdare mahkemesi bu davayı da askeri savcılığın takipsizlik kararına dayanarak ve “idarece herhangi bir hizmet kusurunun bulunmadığı, olayın meydana gelişinde müteveffanın ve gözetim görevini yerine getirmeyen anne ve babanın kusurunun olduğu” gerekçesiyle reddetti.
Danıştay 10. Dairesi de kararı onayınca aile AYM’ye bireysel başvuru yaptı.
Gerekçeli karar: Güvenlik önlemi alınmadı
Anayasa Mahkemesi, 9 Ocak 2020’de verdiği kararla Anayasa’nın 17. Maddesinde güvence altına alınan yaşam hakkının ihlal edildiğine ve dosyanın yeniden yargılama yapılmak üzere Erzurum 2. İdare Mahkemesine gönderilmesine hükmetti.
Gerekçeli kararda, “kamu makamlarının bölgede yaşamı koruyucu özel güvenlik tedbiri alma yükümlülüğünün bulunduğu ve yaşamı koruyucu tedbirleri almamaları nedeniyle yaşam hakkının maddi boyutunun ihlal edildiği” ifade edildi.
“Uyarı levhası, kısmi tel örgü ve nöbetçi bulundurulması gibi önlemlerin yetişkinler gibi davranması beklenemeyecek olan Ahmet Polat’ın askerî mühimmatı temin etmesini engelleyemediği, dolayısıyla somut olayda askerî makamlarca alınan güvenlik önlemlerinin yeterli düzeyde olmadığı sonucuna varılmıştır.” (AS)