Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD) Diyarbakır Şubesi ile Tutuklu ve Hükümlü aileleriyle yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (TUAY-DER) Diyarbakır Şubesi, 13 hapishanede disiplin cezaları gerekçesiyle tahliyesi ertelenen mahpuslara ilişkin bir rapor yayınladı.
Raporu basına açıklayan ÖHD Diyarbakır şubesinin yönetim kurulu üyesi Avukat M. Zeki Binbir, 13 hapishaneden 28 mahpusun İdare ve Gözlem Kurulu kararlarıyla tahliyelerinin engellendiğini ifade etti.
Raporun cezaevi ziyaretleri ve mahpus veya ailelerinin başvurularından hareketle yapılan araştırmalarla hazırlandığını ifade eden Binbir, rapora konu engellemelerin Diyarbakır, Gaziantep, Elazığ, Erzincan, Erzurum illerindeki 13 hapishaneden 28 mahpusa ilişkin olduğunu ifade etti.
“Pişmanlık dayatılıyor”
2021 Ocak ayında yürürlüğe giren “Gözlem ve Sınıflandırma Merkezleri ile Hükümlülerin Değerlendirilmesine Dair Yönetmelik”te yapılan değişiklikle hapishanelerde ‘idare ve gözlem kurulları’ yargılama mekanizmaları gibi işlev görmeye başlamıştır” diyen Binbir bu kurulların, yargılaması tamamlanmış dosyalar üzerinden mahpuslara pişmanlık dayatması yaptığına dikkat çekti.
Mahpusların düşüncesini açıklamaya zorlandığını, subjektif değerlendirmelerle karar verildiğini, keyfi olarak mahpusların denetimli serbestlik ve koşullu salıverilme haklarının ellerinden alındığını anlatan Binbir, “Kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkını doğrudan etkileyen ‘iyi hal’ kavramı bu kurulların keyfi yaklaşımlarına bırakılmıştır” dedi.
Mahpuslara dikkat çeken sorular
Binbir, İdare ve Gözlem Kurullarının mahpuslarla mülakat adı altında yaptıkları görüşmelerde sorulan dikkat çekici soruları da paylaşarak mahpusların düşüncelerini açıklamaya zorlandığını söyledi:
‘Pişman mısın?’
‘Çıktıktan sonra örgütsel faaliyete katılacak mısın?’
‘Neden tarafsız koğuşa geçmedin?’
‘İçinde bulunduğun yapıyı terör örgütü olarak görüyor musun?’
‘PKK yi nasıl görüyorsun?’
‘Dışarı çıkınca ne yapacaksın?’
‘Ailenden herhangi birinin örgüt üyeliğinden dosyası var mı?’
‘Abdullah Öcalan hakkında ne düşünüyorsun?’
‘Ailenle aran nasıl? Tekrar aynı suçu işleyecek misin?’
“Kurul kararları Anayasa’ya aykırı”
Binbir Kurul değerlendirme raporlarındaki ifadelere de dikkat çekti:
“...bir daha suç işleme riskinin düşük olması kanaatinin oluşmadığı…”
“.....pişmanlığa yönelik tavır ve davranışlar içinde bulunmadığı, yapıcı bir tavır sergilemediği, Kapalı ceza infaz kurumundan çıkış sonrası için gerçekçi planlara sahip olmadığı…”
“...Kuruma kabulünden bugüne kadar herhangi bir tarafsızlık beyanının olmaması…”
“....Cezaevine ilk girdiğinde sayıma karşı çıktığı, cezasından dolayı pişmanlık duymadığı, dosyadaki suçlamayı kabul etmediği …”
“Örgütsel hiyerarşiyi esas aldığından kaynaklı olarak toplumla bütünleşemez”
“...İşlediği suçtan dolayı hiçbir şekilde pişmanlık duymadığı, örgütsel bağlarını koparmadığı, terör örgütünden ayrıldığı konusunda talebinin bulunmadığı. Ayrıca Hukuk Muhakemeleri Kanunun 190. Maddesinde ispat yükü kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Hükmü doğrultusunda adı geçenin terör örgütünden ayrıldığını ispat etme yükümlülüğü yine kendisine aittir…”
Binbir, yönetmelikte geçen “iyi hal” kavramının mahpuslar açısından belirlenmesi kurulların keyfi değerlendirme ve sübjektif ölçütleri içerdiğinden dolayı Anayasanın belirlilik ve öngörülebilirlik ilkelerine aykırılık taşıdığını ifade ederek, “Bu yönetmelikle beraber İdari ve Gözlem Kurulları mahpus hakkında ancak ve ancak yargı makamlarının karar verebileceği hallerde yargı makamlarının yetkilerini dahi aşacak bir şekilde karar mercii haline gelmiştir” dedi.
Denetimli serbestlik uygulamasında eşitlik yok
Binbir, Açık Cezaevine Ayrılma Yönetmeliği’nin 6/2-ç maddesindeki; “Terör ve örgütlü suçlardan hükümlü olup, mensup oldukları örgütten ayrıldıkları idare ve gözlem kurulu kararıyla tespit edilenlerin koşullu salıverilme tarihine bir yıldan az süre kalması” düzenlemesinin Anayasa ile koruma altına alınan eşitlik ilkesi gereğince ilgili yönetmelikten tamamen çıkartılması ve denetimli serbestlik müessesinden yararlanabilmek için suç türü ayrımı yapılmaksızın bir değerlendirme yapılması gerektiğini ifade etti.
Binbir açıklamanın sonunda, mahpusların buna ilişkin yaşadığı hak ihlallerine karşı Avrupa İşkenceyi Önleme Komitesini (CPT), Adalet Bakanlığını ve TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonunu göreve davet etti.
Raporun tamamına buradan ulaşabilirsiniz.
(BA/AS)