1970'lerde Batı'da yeniden canlanan feminist hareketin kazanımlarından birisi de üniversitelerde Kadın Çalışmaları bölümlerinin açılması oldu. Kadın Çalışmaları bölümleri, üniversiteyi hem üretim hem de mücadele alanı olarak gören yaklaşımla, çoğunlukla disiplinlerarası bir alan olarak faaliyet gösterdi.
Türkiye'de ise 1980'lerde ortaya çıkan kadın hareketinin üniversiteyle ilişkilenmesi 80'lerin sonunu buldu. Kadın Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkezleri'nin ilki 1989'da İstanbul Üniversitesi (İÜ) bünyesinde kuruldu.
Merkez, 1990-1991 öğretim yılında disiplinlerarası bir bilim dalı olarak Kadın Araştırmaları Yüksek Lisans Programına başladı, 1993'te ise İÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü içinde Kadın Araştırmaları Ana Bilim Dalı kuruldu. Bu tarihten itibaren Merkezin yüksek lisans programlarını Ana Bilim Dalı veriyor.
Türkiye'de şu anda sadece dört üniversitede Sosyal Bilimler Enstitüsü'ne bağlı Kadın Çalışmaları Anabilim Dalları aracılığıyla yüksek lisans programları yürütülüyor.
1994'de Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ), 1995'de Ankara Üniversitesi ve 1999'da Ege Üniversitesi yüksek lisans programlarına başladı.
Fakülte değil, enstitü bünyesinde
Kadın Çalışmaları alanı fakülteler içine değil, lisansüstü eğitim ve araştırmaları düzenleyen Enstitü düzeyinde kurulan Anabilim Dalı içine yerleştirildi.
Bu bilim dalları yüksek lisans ya da doktora programları açabiliyor ve araştırma görevlisi olarak akademik kadro istihdam edebiliyor. Ayrıca bu alan, doçentlik için başvurulabilecek akademik dallar arasında yer alıyor.
Bu durum biraz çelişkili. Kadın çalışmaları alanı hem bir başka disiplinin alt-alanı hem de bağımsız bir akademik alan.
Ana Bilim Dalı ve Merkez
Üniversiteler bünyesinde kadın çalışmaları iki farklı yapılanma içinde varlık gösteriyorlar. Kadın Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkezleri adı üzerinde araştırma ve uygulamaya dönük faaliyet yürütüyor..
Kadın Çalışmaları Ana Bilim Dalları ise üniversitelerin Sosyal Bilimler Enstitülerine bağlı olarak kuruluyor ve yüksek lisans programları veriyor.
ODTÜ dışındaki ana bilim dallarının olduğu yerlerde merkezler de var. Merkezler ve ana bilim dalları arasında kadrolar ve ilgi alanı açısından bir bağ var elbette ama amaçları, çalışmaları birbirinden farklı iki yapılanma sözkonusu.
Ankara'da 4, İstanbul'da 2 Merkez
Ankara'da Ankara Üniversitesi Kadın Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkezi (KASAUM), Atılım Üniversitesi Kadın Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkezi, Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Kadın Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkezi, Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi, Halk Sağlığı Anabilim Dalı Kadın Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkezi (HÜKSAM) olmak üzere dört merkez var.
İstanbul'da ise Türkiye'nin ilk merkezi İstanbul Üniversitesi Kadın Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkezi'nin (KAUM) yanı sıra Marmara Üniversitesi Kadın İşgücü İstihdamı Araştırma ve Uygulama Merkezi faaliyet gösteriyor.
Hacettepe Üniversitesi ve Marmara Üniversitesi'ndeki merkezler daha sınırlı ve özel bir alanda çalışma yürütüyorlar. Hacettepe Üniversitesi'ndeki Merkez, kadın sağlığı alanında toplumsal cinsiyet yaklaşımının entegrasyonu, Marmara Üniversitesi bünyesindeki merkez de kadın işgücü ve istihdamı ile ilgili çalışmalar yürütüyor.
Başka
Ege Üniversitesi Kadın Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkezi, Çukurova Üniversitesi Kadın Araştırma ve Uygulama Merkezi, Eskişehir Anadolu Üniversitesi Kadın Sorunları Araştırma Uygulama ve Eğitim Merkezi, Gaziantep Üniversitesi Kadın Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkezi, Mersin Üniversitesi Kadın Sorunlarını Araştırma ve Uygulama Merkezi (MERKAM), Yüzüncü Yıl Üniversitesi Kadın Sorunları Araştırma Merkezi (YUKAM)
Merkezler, toplumsal cinsiyet duyarlılığı kazandırma amaçlı atölye çalışmaları, ulusal ve uluslararası düzeyde panel, konferans, seminer çalışmaları, eğitim materyalleri oluşturma, kadın çalışmaları alanında bilginin açığa çıkarılması ve yaygınlaştırılması amacıyla araştırmalar yapmak, yayınlar çıkarmak, kadınlara yönelik çeşitli nitelikte kurslar düzenlemek gibi çalışmalar yapıyorlar.
KASAUM hem bünyesindeki kadın akademisyenlerin sayısı, hem de yaptığı çalışmalar açısından özel bir öneme sahip. (FC/BA)