*Fotoğraf: AA
Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) 12 Mayıs hemşireler günü ile ilgili açıklama yaptı.
COVID-19 salgını nedeniyle hemşireye olan ihtiyacın arttığı belirtilen açıklamada, sağlık politikalarının yetersizliğine vurgu yapıldı:
"Hemşireler yıllardır yetersiz sayıda çalışmaya alıştırılmış ve bu durumun çözülemeyeceğine de inandırıldılar. Türkiye’de yaklaşık 200 bin hemşire bulunıuyor.
"İtalya, Hollanda, İngiltere, Amerika Birleşik Devletleri gibi gelişmiş ülkelerde 100.000 nüfusa düşen hemşire sayısı 500 ile 1000 arasında değişiyor.
"Birçok ülkenin çok gerisindeyiz"
"Türkiye’de ise 100.000 nüfusa düşen hemşire sayısı 306 olup bu sayı ile ülkemizin, birçok ülkenin çok gerisinde yer alıyor.
"Sağlık hizmeti kapasitesinin bahsedilen ülkelere göre daha yüksek olan ülkemizde bizler 4 hemşirenin yapacağı işi 1 hemşire ile yapıyor ve bunun sonucunda meydana gelen sorunları çözmek için de ayrıca çaba sarf ediyoruz."
Hemşire iş gücü planlaması yapılmadan çok sayıda hemşirelik okulu açılması ve hemşirelik eğitiminin nitelik kaybı, 100 binden fazla hemşire atama bekliyor. Fazla mesai, uzun çalışma saatleri ve aşırı iş yüküne bağlı tükenmişlik yaşanması, işten ayrılmaların ve hemşire devir hızın artması, Hemşirelik yönetmeliğinde de tanımlanmış olan diyaliz hemşireliği, halk sağlığı hemşireliği, iş sağlığı hemşireliği vb. hemşireliğin özel alanlarının yok edilmesi, Hemşirelik yasası ve yönetmeliğinin işler kılınmaması, mevzuatın hemşirelik yasa ve yönetmeliğine göre düzenlenmemesi, Lisansüstü eğitimine rağmen, kurumlarda halen uzman hemşirelik kadrosunun olmaması, Hemşirelerin insanca yaşamalarını sağlayan ücret politikalarının olmaması, 3600 ek göstergenin halen verilmemiş olması ve fiili hizmetin geriye dönük uygulanmaması İşyerlerimizde 7/24 hizmet veren kreşlerin ya hiç olmaması ya da var olan kreşlerin kapatılması |
Bir yıllı aşkın bir süredir yukarıda yer alan ve yıllardır çözülemeyen sorunlarımıza bizlerin insan olduğu gerçeğini unutarak yapılan düzenlemelerle birçok yeni sorun eklendi.
COVID-19 genelde tüm toplumu, özelde ise sağlık çalışanlarını ve ailelerini benzeri görülmemiş düzeyde riske maruz bıraktı. Bu salgın nedeniyle dünyada ve ülkemizde hastalanan ve bu nedenle yaşamlarını kaybeden sağlık çalışanlarının sayısı giderek artıyor."
Raporlar ve uluslararası platformda yer verilen sorunlar: Hasta güvenliği: Yeterli miktarda, kalitede ve uygunlukta kişisel koruyucu ekipmana ulaşmada yaşanan sıkıntılar; Teterli eğitim verilmeden deneyimsiz oldukları alanda çalıştırılma (kapatılan kliniklerden yoğun bakım ve acil servislerde, filyasyonda çalışmaya zorlanma) Sosyal sorunlar: Çalışma ortamında yeterli ve dengeli beslenmenin yeterince sağlanamaması; uygun ve yeterli dinlenme ortam ve fırsatların olmaması; Konaklama ve ulaşım sorunları; çocuk ve aile büyüklerinin bakımına ilişkin zorluk, çalışan sağlığı ile ilgili mevzuatın uygulanmaması, sorunların yöneticilere iletilmesinde yönetici baskı ve şiddetine maruz kalınması, Psikolojik sorunlar: Görev, yetki ve sorumluklara yönelik belirsizlikler; sağlık çalışanları dahil tüm toplumda hâkim olan kaygı ve korku; Sağlık çalışanlarına yönelik şiddet ve tükenmişlik; yakınlarına ve topluma COVID-19 enfeksiyonu bulaştırma kaygısı; gebelik sürecinde/kronik hastalıklarda COVID-19 belirtileri varken çalışmak zorunda kalma, Pandemide ekonomik mağduriyet: Ücretsiz izne ayırma, fazla mesaiye rağmen ödeme yapılmaması, adaletsiz, dengesiz ya da hiç alınmayan ek ödemeler gibi özlük haklarına yönelik yaşanan sorunlardan oluşmakta ve ebetteki bunlarla da sınırlı değildir. |
(RT)