Fotoğraf: csgorselarsiv.org/Şehlem Kaçar
Dünyanın dört bir yanından LGBTİ+ örgütleri, Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Nazhat Shameem Khan'a mektup yazdı.
Kaos GL'den Damla Umut Uzun'un haberine göre, Aralarında Kaos GL’nin de olduğu örgütler, İnsan Hakları Komisyonu’nun mevcut 47 üyesinden bir düzineden fazlasının eşcinselliği suç sayan yasaları olduğunu hatırlattı ve ekledi:
“Bu üyeleri İnsan Hakları Komisyonu’nda hoş karşılamak sadece bu zulmün tüm mağdurlarına hakaret değil, aynı zamanda İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi'nin atıfta bulunduğu “görmezden gelme” ve “aşağılama” olarak da nitelendirilir. Bu nedenle, BM İnsan Hakları Komisyonu’nu bu tür ayrımcı yasaları feshetmeyi komisyon üyeliğinin bir ön koşulu haline getirmeye çağırıyoruz.
"Daha azı insan hakları ihlallerine göz yummak anlamına gelir ve komisyonun bütünlüğünü zedeler. Bu kısıtlamaların uygulanmasının zaman alacağını anlıyoruz, ancak yine de insan haklarını geliştirme görevi verilen ulusların kendilerinin seri suçlular olmamasını sağlamak için hangi düzenlemelerin yapılacağını bilmek istiyoruz.”
Mektup, kurumsal imzalar dışında bireysel imzaya da açık. Şu bağlantıya tıklayarak imza atmak mümkün.
Bu suistimalleri “görmezden gelmek” kabul edilemez!
Mektubun tam metninin Türkçesi ise şöyle:
Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nin ruhuna uygun olarak, aşağıda imzası bulunan bizler, "insanlık ailesinin bütün üyelerinin doğuştan gelen onuru ile eşit ve devredilemez haklarına" kesinlikle inanıyoruz. Bu, “dünyada hürriyetin, adaletin ve barışın temeli” iken, bu hakların “yok sayılması” ve “aşağılanması”, “insanlığın vicdanını çileden çıkaran barbarca eylemlere yol açmıştır”.
Pek çok üye devlet düzenli olarak insan haklarını çiğnese de bazı devletler fiilen bu ihlalleri kanunlarında kutsal sayıyor. Birleşmiş Milletlere üye Devletlerin neredeyse üçte biri eşcinselliği ölüm ve uzun hapis cezalarından, dayak ve para cezalarına kadar değişen cezalarla suçluyor. Bu oran, Macaristan ve Polonya gibi LGBT+ haklarını başka şekillerde baskı altına alan Devletleri içermiyor.
Birleşmiş Milletler (BM) standartlarına göre bu suistimalleri “görmezden gelmek” kabul edilemez ve bu nedenle yetkisiyle hiçbir şekilde bağdaşmaz. Ancak buna rağmen BM, LGBT+ topluluğuna yasal olarak zulmeden ulusların Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komisyonu'nun (UNHRC) bir parçası olmalarına sürekli olarak izin vermektedir. İnsan Hakları Komisyonu’nun mevcut 47 üyesinden bir düzineden fazlası özellikle eşcinsel eylemleri suç sayıyor. Bu üyeleri İnsan Hakları Komisyonu’nda hoş karşılamak sadece bu zulmün tüm mağdurlarına hakaret değil, aynı zamanda İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi'nin atıfta bulunduğu “görmezden gelme” ve “aşağılama” olarak da nitelendirilir. Bu nedenle, BM İnsan Hakları Komisyonu’nu bu tür ayrımcı yasaları feshetmeyi komisyon üyeliğinin bir ön koşulu haline getirmeye çağırıyoruz. Daha azı insan hakları ihlallerine göz yummak anlamına gelir ve komisyonun bütünlüğünü zedeler.
Bu kısıtlamaların uygulanmasının zaman alacağını anlıyoruz, ancak yine de insan haklarını geliştirme görevi verilen ulusların kendilerinin seri suçlular olmamasını sağlamak için hangi düzenlemelerin yapılacağını bilmek istiyoruz.
İmzalayanlar
1. UN-aligned
2. Young World Federalists
3. LGBT+ Denmark
4. Federación Estatal de lesbianas, gais, trans, bisexuales, Intersexuales y +(FELGTBI+)
5. Fundación Ecuatoriana Equidad
6. Cara-Friend
7. COLAGE
8. The Naz Foundation (India) Trust
9. Peter Tatchell Foundation
10. Copenhagen Pride
11. LGBTQIA+ Youth India
12. Kaos GL
(EMK)