Yargıtay'ın Devrimci Yol (Dev-Yol) Davası'nda hakkında verilen müebbet hapis cezasını bozduğu kişilerden birisi olan Cahit Akçam, Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesi'nden zamanaşımı değil 12 Eylül 1980 Askeri Darbesi'nin tüm insanlık dışı uygulamalarının tescil edildiği bir beraat kararı beklediklerini söyledi.
"Cuntacı generaller ve tüm insan hakları ihlallerinden sorumlu olanlar cezalandırılmasını en çok biz arzu ediyoruz" diyen Akçam, "Sanıkların işkence gördükleri, bu nedenle adaletsiz ve hukuksuz bir şekilde yargılanarak mağdur edildikleri, aslında bu ülkenin adaletinin ve hukukun ve geleceğinin mağdur edildiğinin tescil edileceği bir karar bekliyoruz" dedi.
Darbe ile hesaplaşmanın sadece yasal düzenlemeyle gerçekleşemeyeceğini, güçlü bir siyasi iradeyle mümkün olabileceğini bianet'e aktaran Akçam, düşünceleri şöyle aktardı:
"Makul olan şey binlerce işkence suçunun ve insan hakları ihlallerinin cezasız bırakılmamasıdır. 90 yaşındaymış da, ölmüşmüş de.. Hepsi lafı güzaf. İşkence suçunun zamanaşımı olmaz. Üç-beş general değil sadece, bu işlerin altına imza atmış onca insan var. Hepsi yargılanmalı. Erdal Eren'i idam ettiren Kenan Evren'i yargılayacaksınız, idamının ve işkencenin altına imza atan yargıçları yargılamayacaksınız, böyle bir şey olur mu? Sorumlu tüm yargıç ve Emniyet görevlileri yargılanmalı."
"İşkence ve hukuksuzluğu gören bir beraat kararı istiyoruz"
Son Yargıtay kararı için "şüphesiz olumlu bir karar" diyen Akçam, "Biz savunma hakkımızı kısıtlandığını devamlı dile getirdik. Biz diyorduk ki, 'Bu karar onanırsa 12 Eylül'ün işkence ürünü olan bir davada verilmiş bir karar onanacaktır'. Bu bakımdan olumlu. Mahkeme davanın zamanaşımıyla düşürmekle karşı karşıya kalacak. Bizse sanıkların suçlu mu suçsuz mu olduklarının belirsiz bitirilmesine yana değiliz" şeklinde konuştu.
"Sanıkların işkence gördükleri, bu nedenle adaletsiz ve hukuksuz bir şekilde yargılanarak mağdur edildikleri, bu nedenle aslında bu ülkenin adaletinin ve hukukun ve geleceğinin mağdur edildiğinin tescil edileceği bir kararın verilmesinden yanayız. Bunun adı beraat kararıdır ama bu gerekçeyle bir kararı isteriz. 30 yıldır verdiğimiz hukuk mücadelesinin bir amacı da budur.
"Bu başbakan ve Cumhurbaşkanı hesaplaşamaz"
"Bu ülkede darbeciler ilgili sorunlu olan insanların tarafı olduğu siyasal kesimlerin sesi ve gücü bu yargılamanın gerçekleşmesini temin edecek bir seviyede değil. 12 Eylül' sürecinde İETT'nin futbol kulübünde futbolculuk yapan bir başbakanla, ya da uzak doğuda bir ülkenin kralının danışmanlığını yapan bir Cumhurbaşkanının içinde yer aldığı bir siyasal hareketin, 12 Eylül'de bir mağduriyet yaşamadığı için onunla hesaplaşması zaten düşünülemez. Hesaplaşmak için amiyane tabiriyle biraz yürek biraz da bilek gerek. Acılarını, hukuksuzluklarını içerinde yaşanan insanlar ne yazık ki bu güce sahip değiller. Toplumun büyük kesimi ağırlıklı olarak bunu gerçekleşmesi için eylemli olarak tavır koymuş değil..Bunlar ağızlarda gevelenen laf olmaktan öteye gitmiyor.
"Yüzeysel hesaplaşmalar..."
"Sözde askeri darbelere karşı yasal düzenlemeler yapılarak önlem alınmaya çalışıldığı söyleniyor. Bunların hepsi göstermelik ve yüzeysel hesaplaşmalar. İşkenceci memurların, istihbarat görevlilerinin ihmalden ötürü dahi yargılanması vali iznine bağlı, il genel mecli iznine bağlı, yargılanmıyorlar ama onları nasıl yargılayacağız.
"Osmanlı'dan kalma Memurin Muhakemat hakkındaki Kanun ayakta dururken darbeyi yargılamak için bilmem kaçında bentte değişiklik yapmak çare değil yani...12 Eylül'den kalma bütün kurum ve kuruluşlar tasfiye edilmeden bu gerçekleştirilemez. (EÖ)