Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF), 8 Mart Dünya Kadınlar Günü vesilesiyle dünyanın farklı ülkelerinden 10 kadın gazeteciyle işlerini, bağlılıklarını, çalışırken karşılaştıkları özgün sorunlarını konuştu.
Uzun zamandır “erkek mesleği” gibi görünen gazetecilikte kadınların sayısının gün geçtikçe arttığını belirten RSF, hem kadın hem erkek gazetecilerin haberleri nedeniyle tehditlerin, baskıların ve şiddetin hedefi olduğunu ancak kadın oldukları için daha çok toplumsal cinsiyet temelli tacizlere maruz kaldıklarını belirtti.
Uluslararası Kadın Medya Derneği’nin (International Women’s Media Foundation, IWMF) 2014’te yayınlanan araştırmasını hatırlatan RSF, kadın gazetecilerin üçte ikisinin işlerine bağlı olarak gözdağı, tehdit ve baskılarla karşı karşıya kaldığını, bu olayların üçte birinin sorumlusunun ise patronları olduğunu söyledi. Araştırmaya göre kadın gazetecilerin yarısı cinsel tacize, beşte biri fiziksel şiddete maruz kalıyor. Çoğu kadın gazeteci ise bunlardan söz etmemeyi tercih ediyor.
RSF’nin portesini çıkardığı kadın gazeteciler ise şöyle:
Khadija Ismayilova, Azerbaycan
Araştırmacı gazetecilik yapan İsmayilova, ülkenin en tabu konularından biri olan yolsuzluk ve çatışma konularında çalışıyor. Onu susturmak için Mart 2012’de bir seks kaseti ile şantaj yaptılar. Ama bu onu haber yapmaktan alıkoymadı, tam tersine konuyu makaleleriyle tekrar gündeme getirdi.
Hükümet medyasında hedef gösterildi, casusluktan yargılandı, sık sık ifade vermeye çağırıldı. İnsan hakları savunucularının davalarını takip eden İsmayilova, aktivistlerin ailelerine legal destek sağlamak, uluslararası kamuoyunu alarme etmek gibi absürt suçlamalarla geçtiğimiz Aralık ayında tutuklandı.
Onu hapsetseler de susturamadılar, cezaevinden gizlice çıkarılan mektuplarıyla hükümeti eleştirmeye devam etti.
Brankica Stanković, Sırbistan
Brankica Stanković, Sırbistan televizyonunda Insajder adlı bir araştırmacı gazetecilik programı yapıyor. 2004’ten beri yolsuzlukları ve suç dünyasıyla Sırbistanlı politikacıların ilişkisini ifşa eden program nedeniyle 2009’dan beri dört kişilik bir polis ekibi tarafından korunuyor.
Belgrad’da bir futbol klübü olan Partizan’ın radikal taraftarlarının işlediği suçları cezalandırmakta yargı sisteminin nasıl başarısız olduğuna dair bir haberinin ardından, Stanković’in kuklası tribünlerde “Orospu Stanković” sloganları eşliğinde yakıldı ve bıçaklandı.
Stanković, haberciliğe devam ediyor. Geçtiğimiz sene RSF’nin “Haber Kahramanları” listesinde yer alan Stanković, İWMF’nin de Gazetecilikte Cesaret Ödülü’nü aldı.
Hla Hla Htay, Burma
Burma’da Agence France Presse’in (AFP) şefi. Askeri darbe sırasında gazeteciliğe başlayan Htay, paranoyak generallerin gizlice inşa ettiği yeni başkentin fotoğraflarını çekebilen ilk gazeteciydi. 2007’de Saffron Devrimi’ne yönelik kanlı müdahalenin haberlerini tüm sansür girişimlerine rağmen yayınladı.
“Birçok insan gazeteciliğin erkek işi olduğunu düşünüyor. Bazı erkek meslektaşlarımın benimle ‘şakalaşırken’, özel haberleri ‘dişi kurnazlıklarımla’ başardığımı söylediğini biliyorum. Ben profesyonel dürüstlüğe önem veriyorum ve bu tarz ayrımcılıklarla ilgili endişelenmemeye çalışıyorum”.
Farida Nekzad, Afganistan
Pajhwok Afghan News kurucularından biri ve son 12 yılını onu sürekli olarak kaçırıp öldürmeye çalışanların tehditleriyle geçirdi. Yine kadın bir gazeteci olan Zakia Zaki’nin 2007’de öldürülmesini araştırırken, kaderlerinin aynı olacağına dair telefon tehditleri aldı. Ancak bu tehditler onun ifade özgürlüğü ve kadın haklarını savunma konusundaki kararlılığını arttırdı.
2008’de Wakht News Agency’yi kurdu ve birçok kadın gazeteciyi işe aldı. Ajans ülkenin önde gelen bağımsız haber ajanslarından biri.
Nekzad da IWMF’nin Gazetecilikte Cesaret Ödülü sahiplerinden biri.
Noushin Ahmadi, İran
İranlı gazeteci, yazar ve çevirmen Noushin Ahmadi Khorasani, Feminist School web sitesinin kurucusu. Son 20 yıldır ülkede kadınlara yönelik baskı ve ayrımcılıklarla mücadele ediyor. Yetkililer tarafından sürekli baskılara maruz kalan Khorasani’nin web sitesi İran’da yasaklanmış olsa da, İran’da kadınların sorunları konusunda önemli bir bilgi kaynağı.
Solange Lusiku Nsimire,Kongo
Kongo’da doğu Kivu bölgesindeki tek kadın gazete editörü. Kivo’nun toplumsal hafızasına katkıda bulunmak ve dezenformasyonu engellemek istediğini söyleyen Nsimire, sadece hükümetin değil, muhaliflerin, hatta bazen sivil toplumun da hedefi oluyor. “Tarafsızlığımız nedeniyle bedel ödüyoruz” diyor.
Mae Azango, Liberya
Liberya’da 12 yıldır gazetecilik yapıyor ama 2010’dan beri yazdığı kadın sünneti yazılarıyla tanınıyor.
Merkez Batı Afrika’da Sande gizli cemaatinin gizli okullarında kız çocukları evlilik ve annelik için hazırlanıyor ve mezuniyet töreninde sünnet ediliyorlar. Azango, bu seremonilerde yaşanan şiddetle ilgili bir yazı yazdıktan sonra “Seni keseceğiz” tehditleri almaya başladı. Azango yazmaya devam etti ve kırsal alanlarda bu gizli cemaatin siyasi ve ekonomik önemi ne değindi. Onun haberleri, 2013’te devlet başkanı Ellen Johnson’ın kadın sünnetini kınamasını sağladı.
Marcela Turati, Meksika
Journalists on Foot Network’ün kurucusu ve Meksika’da Proceso dergisi için serbest muhabirlik yapıyor. Mafya bağlantılı şiddet, kurbanları ve Meksika toplumu üzerindeki etkisi üzerine çalışıyor. İşe ilk başladığında kadın gazeteci ve erkek gazeteci olmak arasında bir fark olmadığını düşündüğünü söyleyen Turati, artık tam tersini savunuyor.
“Bir kadın için tehlikeli bir bölgeye gönderilmek çok daha zor. Bu haberlere gidebilmek için çok daha fazla çalışmanız gerekiyor. Bu maçolukla mı yoksa aşırı koruyuculukla mı alakalı bilmiyorum ama erkeklerden daha fazla çalışmamız gerektiğini düşünüyorum.”
Turati, sadece ayrımcılık değil cinsel tacizin de önemli ve ciddiye alınmayan bir sorun olduğunu söylüyor. Kadınlar cinsel tacizin haberini yaptığında onlara şüpheyle yaklaşılıyor, deli ya da histerik muamelesi görüyorlar. Turati, kadın gazetecilerin aleyhine olan durumu düzeltmek için, cezasızlıkla mücadele etmek ve soruşturmaları toplumsal cinsiyet perspektifiyle yürütmek gerektiğini söylüyor.
Zaina Erhaim, Suriye
Suriyeli gazeteci Zaina Erhaim, 2011’de Arap ayaklanmaları başladığında Londra’daydı. Yüksek lisansını tamamladıktan sonra Suriye’ye döndü ve ülkedeki en önemli haber kaynağı olan yurttaş gazetecilerine yardım etmeye karar verdi. Son iki senedir Halep, Rakka, İdlib ve Deyrezor’da yurttaş gazetecilerine eğitim veriyor.
Fatima Al Ifriki, Fas
Faslı gazeteci ve yapımcı Fatima Al Ifriki, bir polis memurunun kızı ve tesadüfen gazeteciliğe başlayıp ulusal televizyonda önde gelen sunuculardan biri oldu. 2012’de Fas’ta başlayan ayaklanmaları, Ifriki de destekledi. Ancak bu çalıştığı kanalın hoşuna gitmedi. Ifriki, Akhbar El Yaoum gazetesinde eleştirel köşe yazıları yazmaya başladı.
Ailesi tehdit edilmeye başlanınca, Ifriki yazmaya birkaç ay ara verdi, sonra aynı gazeteye ve El Yaoum 24 web sitesine katkı sunmaya devam etti. (ÇT)