İstanbul’da bugün Malta Köşkü’nde “İzmir Zamanı-Ortak Akıl Çağrısı” toplantısı yapan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, 30 Ekim’de İzmir’de yaşanan 6.9 büyüklüğündeki depremle ilgili kentteki son durumu paylaştı. Soyer, şu anda depremzedelerin sadece yüzde 10’unun çadırlarda kaldığını ancak bir hafta ya da 10 gün içinde herkesin konutlara yerleştirilmiş olacağını söyledi.
50 bin kişi etkilendi
“Depremin ilk anlarından itibaren üç ana başlıkta çalışmalarımızı sürdürdük. Birincisi arama kurtarma çalışmaları. Depremde 116 vefat var ama 107 kişi de enkazdan sağ çıkartıldı. İkinci ana başlık, depremin hemen sonrasında dışarda devam eden hayattı. 4239 ağır hasarlı, 6929 orta hasarlı bina, toplam 11 bin küsur ağır ve orta hasarlı bina vardı. 50 bin nüfusun sokakta kaldığı bir felaketti bu. Dışardaki bu hayatı organize etmemiz gerekiyordu. Ama sadece çadır kurmakla ya da battaniye vermekle bitmiyordu mesele. Çadırda devam eden hayatın çok çeşitli ihtiyaçları ortaya çıktı, onları hızla giderdik. Örneğin mobil çamaşırhaneler kurduk, mobil duşlar getirdik, dış alan ısıtıcıları taşıdık. Çadırların içine aydınlatma kurduk.
Yüzde 10’u hala çadırda
“Şu anda depremzedelerin yüzde 90 belediyenin konutlarına ya da ikinci evi olanların evine yerleştirdik. Uğraşımız çadırlarda kalan yüzde 10’un da kış öncesi evlerine geçebilmesi. Evlere geçebilenler için hem belediye olarak kira desteği verdik hem de “Bir Kira Bir Yuva” adında bir kampanya başlattık. Aylık kira bedelinin yaklaşık 2 bin lira olduğunu düşünerek, hiç olmazsa kışı geçirecek şekilde 5 aylık kira bedelinin ödenebilmesi amacıyla başlattık kampanyayı. Kampanyada 40 milyon TL’nin üzerine çıktık. Yaklaşık 4 bin depremzedeye ulaşmak anlamına geliyordu. Zaten ağır hasarlı olan, yıkılmış yıkılma kararı alınmış olan 4239 bina vardı. Bize ait olan konutların da tefrişi gerekiyordu, orda da tüm ev eşyalarının tefrişini sağladık. 226 belediye ait evimizin tamamını, her şeyiyle tamamlayarak depremzedelere kullandırmaya başladık. Kısacası 1 ay geçmeden yaklaşık 50 bin kişinin evsiz kaldığı bu afet sonrasında, büyük ölçüde sorunları çözecek adımları atmış olduk.
Kentsel dönüşüm çalışmaları
Üçüncüsü ve asıl çalıştığımız ve bundan sonra da çalışmaya devam edeceğimiz başlık, bu felaketin tekrar yaşanmaması için nasıl bir kentsel dönüşüm gerçekleştirilmeli. Bunla ilgili 12 Kasım’da bir “Afet Ortak Akıl Buluşması” yaptık. Türkiye’de depremle ilgili sözü olan bilim insanlarını, ilgili meslek odalarını davet ettik, depremi masaya yatırdık. Hem kentin hem de Türkiye’nin depremselliği ve çözümler üzerine hem de bundan sonra yapılması gerekenlerle ilgili bir çalışma yapıldı. Bu üçüncü başlık, yani afetlere karşı kırılgan kentlerde ne tür çalışmalar yapılmalı ki, bu kadar büyük tahribat doğurmasın diye çalışmaya devam edeceğiz.
Yapı stoğunun envanteri çıkarılıyor
İzmir’de kent yapı stoğunun envanterini çıkartmaya başladık, özellikle 1999 önce yapılmış binaların tek tek depreme dayanıklılığını tespit etmeye başlıyoruz. Her binaya “deprem güvenlik karnesi” vereceğiz. Bunu da ilgili odalarla birlikte kuracağımız ekiplerle yapacağız. Ayrıca bir laboratuar kuruyoruz. Kısacası önce yapı stoğunu tahlil edeceğiz, neyle karşı karşıya olduğumuzu göreceğiz,, sonra bunlarla ilgili neler yapılması gerektiğini, yıkılacaksa yerine ne koyulacağı, bunu konuşacağız. Bu üçüncü başlık çok daha uzun soluklu olacak.
10 güne herkes eve geçmiş olacak
Peki çadırlarda kalan yüzde 10 ne olacak? Biz önümüzdeki bir hafta 10 gün içinde orta hasarlı bina sahiplerine de ciddi bir destek yapmaya karar verdik. “Bir Ev Bir Yuva” kampanyasında yaklaşık 40 milyon TL’yi aştık ama bir o kadar da biz belediye olarak bütçemizden pay ayırmaya karar verdik. Dolayısıyla da orta hasarlılara 5 bin TL civarında destek verme imkanımız olacak. Böylece bir hafta 10 gün içinde dışarda kimseyi bırakmayacağız.
Bakanlıkla Belediye işbirliği
Depremin ilk iki günü merkezi hükümetle belediye arasında bir koordinasyon yoktu. Fakat ondan sonra bir bağ kurduk. Çevre ve Şehircilik Bakanlığımız ve AFAD’la çok sıkı bir koordinasyon içindeydik. Her sabah güne beraber başladık, AFAD Merkezi’nde. Dolayısıyla koordinasyon başarılı bir biçimde yürüdü. Bunun da anahtarı da şu oldu: Bunun için bir siyasal uzlaşma şart değil ama kurumlar arasında uzlaşma şart. Ve o kurumlar arasındaki işbirliğini başardık. Sürdürmek konusunda da kararlıyız. Son günlerdeydi, Sayın Bakan ilk defa belediyemizi ve belediye başkanlık makamını ziyaret etti. Bizim hakikaten alışık olmadığımız bir uygulama. Bununla da işbirliğinin mümkün olduğunu ve karşılıklı olarak sürdürme iradesi taşırsak bunu başarabileceğimizi gördük. Biz bu işbirliğinden memnunuz.
(NÖ)