Click here to read the article in English / Haberin İngilizcesi için buraya tıklayın
Ankara Tren Garı’nda 109 kişinin yaşamını kaybettiği bombalı intihar saldırılarıyla ilgili müfettişlerin hazırladığı ön inceleme raporuna ulaşan Cumhuriyet ve Evrensel gazeteleri, raporun ayrıntılarını haberleştirmeyi sürdürüyor.
Rapordaki ayrıntılar dün Cumhuriyet gazetesinde Kemal Göktaş, Evrensel gazetesinde ise Cem Gurbetoğlu ve Tamer Arda Erşin imzasıyla yayınlanmıştı.
Bugün Evrensel gazetesi “Ankara Katliamı'nın bir tek saati bilinmiyormuş”, Cumhuriyet gazetesi ise “Emniyet kitleyi değil polisi uyardı: Canlı bomba var, kendinizi koruyun” başlığıyla haber yaptı.
TIKLAYIN - 10 EKİM ANKARA SALDIRISI RAPORU: İSTİHBARAT 25 GÜN ÖNCE GELDİ
Sadece saati bilinmiyordu
Evrensel’in haberine göre 10 Ekim Ankara Katliamı öncesi emniyete iletilen istihbarat bilgileri, sadece bombacının isminin değil bombanın patlayacağı yerin bile biliniyordu.
Önceki istihbarat yazılarında olası saldırı hedefleri arasında genel olarak “Halkın kalabalık bulunduğu yerler” ibaresi yer alırken, 14 Eylül 2015 tarihli yazıda “miting/kalabalık yerde çok sayıda canlı bomba patlama şeklinde kompleks bir eylem olabileceği” ifade ediliyor. Yani mitinglerin hedef alınacağı açıkça belirtiliyor, eylemin nasıl gerçekleşeceği de “Birden çok canlı bomba patlaması” şeklinde tarif ediliyor.
Emniyet kendi personelini uyardı
Cumhuriyet’in haberine göreyse Emniyet mitingte yaşanacak olası bir canlı bomba saldırısı için kendi personelini uyarmış ancak mitinge katılanlara karşı dışardan yapılabilecek saldırı risklerinin değerlendirilmemiş.
Mitingden önce emniyet birimlerine gönderilen “Emniyet tedbir yazısında” da Diyarbakır ve Suruç patlamaları da göz önüne alınarak göreve ilişkin talimatlar başlığı altında “bütün personelin öncelikle kendilerine yönelik olası ‘canlı bomba’ konusunda duyarlı olmaları” talimatı verildi.
Dikkat çeken iki ayrıntı
Cumhuriyet gazetesinde önemli iki ayrıntı var:
Polis müdürlerinin yanıtları
İlki Ankara Emniyeti’nin IŞİD’in olası bir intihar saldırısıyla ilgili 10 ay içinde 62 istihbarat bilgisi geldiği; buna rağmen neden canlı bomba saldırısını önleyecek önlemler alınamadığı sorusuna iki polis müdürünün verdiği yanıt hakkında. Yanıt şöyle: “İzin verilmezse marjinal gruplar olay çıkarır”.
İl Emniyet Müdürü Kadri Kartal ve İstihbarat Şube Müdür Vekili Cihangir Ulusoy’a bu soru 14 Eylül 2015’te yapılan İl Güvenlik Koordinasyon Kurulu Toplantısı’nda Ankara Valisi Mehmet Kılıçlar sormuş. Rapora göre Vali MİT ve jandarmanın aksi görüş belirtmediklerini beyan etmiş.
Saldırganlar yol araması durdurulduğunda Ankara’ya girdi
İkinci ayrıntı ise mitingten bir gün önce yapılan yol uygulamalarına saldırganların Ankara’ya girdiği saatlerde ara verilmiş olması.
Dosyadaki belgelere göre, Ankara Emniyeti, 9 Ekim 2015 günü 9.30 ile 11.30 arasında ve 22.00-24.00 saatleri arasında, 10 Ekim günü ise 9-11 ve 21.30-23.30 saatleri arasında “yol uygulaması” yaptı, yani arabalar arandı. Yani yol uygulamasına 9 Ekim gece yarısı 24’te ara verilip miting günü 9’da tekrar başlandı. Gaziantep’ten Ankara’ya doğru arabayla yola çıkan canlı bombaların da yol uygulamasına ara verilen saatlerde, 8.30 civarında Ankara’ya girdikleri ortaya çıkmıştı.
Soruşturma neden açılmadı?
Ankara Valisi Mehmet Kılıçlar imzalı İl İdare Kurulu’nun 29 Şubat 2016 tarihli kararı ile soruşturma izni verilmemesine karar verildi. Ankara Cumhuriyet Savcısı Hamza Yokuş ise 7 Mart 2016’da Valiliğin kararını yerinde bularak itiraz edilmeyeceğini belirtti ve “işleme koyma kararı” verdi. Valiliğin ve savcılığın dosyayı kapatmaya yönelik iki kararında şu gerekçeler ileri sürüldü:
1. Her miting için alınan tedbirler bu miting için de alındı, hatta görevlendirilen personel sayısı (1500’den 2044’e) artırıldı ve tedbirlerde bir eksiklik yoktu.
2. İstihbarat bilgileri genel nitelikteydi ve bu mitingle ilgili somut bir bilgi içermiyordu.
3. Mitingi siyasi partiler değil sivil toplum kuruluşları düzenliyordu ve somut nitelikli bir istihbarat yoktu.
4. Alınacak her türlü tedbire rağmen canlı bombaların bu tür eylemlerinin engellenmesinin çok zor olduğu dikkate alınmalıdır.
Yaralılara gaz sıkılması “normal”
Müfettişler, yaralıların üzerine gaz bombası ve su sıkılması ile ilgili olarak ise polislerin kusuru olmadığı sonucuna vardı. Müfettiş raporunda, polis ekiplerinin patlamalardan sonra, başka patlama ihtimallerine karşı çevrenin boşaltılması, ambulans sevkinin sağlanması ve olay yerinin kontrol altına alınması için Gar’ın önüne intikal ettiği savunuldu. Raporda, “Polisin müdahalesi sonucunda herhangi bir ölümün olmadığı Adli Tıp Kurumu raporu ile teyit edilmiştir” denildi.
İstihbaratı bildirmeme nedeni: “Yine mi eylem ikazı”
Evrensel gazetesi dün çıkan haberde TEM Şube Müdürlüğü C Büro Amiri Hüseyin Özgür Gür’ün saldırı olacağına dair istihbaratı üstlerine bildirmediğini yazmıştı. Bugün çıkan haberde ise Gür7ün bu konudaki savunmasına yer verdi.
Gür ifadesinde, “Aynı içerikli yazıların personel üzerinde ‘Yine mi eylem ikaz yazısı. Hep aynı yazıyı gönderiyorlar’ şeklinde oluşturduğu olumsuz psikolojik etki ile kısa süre önce içerik olarak benzer bir evrakın gönderilmesini dikkate alıp evrakı tekrar göndermem durumunda (...) evrakın gereksiz yere ifşa olmasına (basında çıkma vb.) fırsat verilebileceği hususlarını birlikte düşünerek yazı ile ilgili olarak büro personelini bilgilendirmenin yeterli olacağını düşündüm” dedi. (HK)