10 Ekim Barış ve Dayanışma Derneği Başkanı Mehtap Sakinci Coşgun, 10 Ekim katliamının dördüncü yıl dönümünde saat 10.04'te Ankara Tren Garı önünde yapılacak anmaya çağırdı ve ekledi: “Barış için daha ne kadar öleceğiz?”
TIKLAYIN - 10 Ekim 2015'te Ankara'da Hayatını Kaybedenlerin Hikayeleri
Türkiye’nin en kanlı saldırısı olarak tarihe geçen Ankara Gar Katliamı’nın yarın dördüncü yıl dönümü.
Türkiye’nin birçok ilinde yüzlerce insan barış talep etmek için 10 Ekim 2015’te Ankara Gar Meydanı’nda düzenlenecek Emek, Demokrasi ve Barış Mitingi ’ne katılacaklardı.
Ancak, saat 10:00 arka arkaya iki bomba patladı. Haykırışlar, bağırışlar arasında ilk yaralılara yine alandakiler müdahale etti.
Alandaki yaralılara ambulanslar ulaşamadı, yaralılara TOMA’lardan su sıkıldı. Ankara dışındakiler, patlamaların hemen sonrasını canlı yayınlarda takip etti.
Patlamaların ardından, 103 insanın yaşamını kaybettiği, onlarca insanın da yaralandığı bilgisi geride kaldı.
“Dayanışmaya bekliyoruz”
Çoşgun, yarın yapılacak anmanın çok önemli olduğunu belirterek, herkesin anmaya katılmasını beklediklerini söyledi:
“Ankara Emniyet’i ve Ankara Valiliği ile görüştük. Bu yıl anma konusunda bir sıkıntı yaşayacağımızı düşünmüyoruz. Onlarla da anma konusunda mutabıkız.
“Bizim bir talebimiz var. Dört yıldır büyük bir süreç var. İnsanlar aşağı yukarı pek çok kişi bizimle aynı şeyi hissediyor. Kamuoyunun bizim mağduriyetimizi gördüğünü düşünüyorum. O gün alanda olanlara sesleniyorum: ‘O gün ben oradaydım’ demekle kalınmasın. Yaşamını kaybedenlerin hatıralarını yaşatmak için o gün orada olan herkes bizimle olsun. Herkesi dayanışmaya çağırıyoruz.”
“Barış için daha ne kadar öldürüleceğiz?”
Ankara Gar Katliamı’nın yıl dönümünün yine bir operasyon sürecine denk geldiğini hatırlattığımda Çoşgun şunları söylüyor:
“Biz neden öldürülüyoruz? Her zaman savaş çığırtkanlığı yapılan bir ülkede yıl dönümü de bu tarihe denk düştü. Savaşa ihtiyacımız yok. Barış olması için kaç kere ölmemiz gerekiyor. ‘Savaşa hayır barış hemen şimdi’ bundan daha büyük slogan tanımıyorum. Öldürüle öldürüle ne yapacağız? Savaş istemiyoruz demekten başka şansımız yok. Barış için daha ne kadar öldürüleceğiz?”
Çoşgun son olarak, katliamda yaşamını kaybedenlerin anısını hatırlatmak için bir anıt yapılacağını duyurdu. Sendikaların bir anıt projesi yarışması başlattığını söyleyen Çoşgun, Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin de destekçi olduğunu açıkladı. Çoşgun, anıta ilişkin detayların önümüzdeki günlerde kamuoyu ile paylaşılacağını belirtti.
TIKLAYIN - Gar Katliamı Davasında "İnsanlığa Karşı Suç"tan Ek İddianame
“Kamu görevlileri de yargılanmalı”
Davanın avukatlarından İlke Işık da katliam davasında 16 firari sanık olduğunu hatırlatarak, Türkiye’nin bu sanıkları yakalayabilecek konumda olduğunu söyledi:
“ Ahmet Davutoğlu 23 Ağustos’ta Sakarya’daki konuşmasında, “Terörle mücadele konusunda defterler açılırsa birçok insan, insan yüzüne çıkamaz. İleride bir gün Türkiye Cumhuriyeti tarihi yazıldığı zaman en kritik dönemlerden biri 7 Haziran-1 Kasım arasındaki dönem olacaktır” demişti. Bu dönem Ankara Gar katliamının da olduğu bir dönem. O nedenle bu davada hakikatin ve adaletin açığa çıkması için devletin en tepesinden en alt seviyesine kadar herkesin yargı önüne çıkması gerekiyor.
“Biz bu davada dört yıldır bunu söylüyoruz. Sadece tutuklu birkaç sanığın ve firari sanıklarla yapılacak bir dava süreci istemiyoruz. O dönem işini yapmayan emniyet yetkililerinden devletin en tepesine ihmali olan kamu görevlilerin de yargılanmasını istiyoruz. Dün bunu söyledik, bugün de bunu söylüyoruz.”
Katliamdan sonra siyasiler ne söylemişti? MHP lideri Devlet Bahçeli istihbarat zafiyetine dikkat çekti ve "Canlı bombalar başkentimize kadar gelebilmeyi göze almışken, güvenlik ve istihbarat kurumlarının bundan habersiz kalmaları bir başka sorgulanması, üzerine gidilmesi gereken sorumsuzluk ve ihmalkarlıktır." demişti. Dönemin HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, "Çok acı bir durum var ama mafyalaşmış, katilleşmiş ve bunu seri katil gibi uygulayan bir devlet anlayışı ile karşı karşıyayız." diye konuşmuştu. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu "Yönetenlerin istihbarat örgütleri var, her şeyleri var. Neden Türkiye bu halde?" diye sormuştu. AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan da saldırıyı lanetlemişti. |
Yargıda 10 Ekim Ankara katliamı Saldırıyla ilgili iddianame 13 Temmuz 2016'da kabul edildi. 36 kişi hakkında dava açan savcılığın iddianamesinde, saldırı talimatını, İslam Devleti (IŞİD) Türkiye sorumlusu İlhami Balı'nın verdiği ifade edildi. İddianamede, 33 kişinin öldürüldüğü Suruç saldırısını da aynı kişilerin organize ettiği belirtildi. Balı'nın da aralarında bulunduğu 14 sanık hakkında "birden çok kasten öldürme" suçundan 100'er kez ağırlaştırılmış müebbet, "anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs" suçundan birer kez ağırlaştırılmış müebbet ile kasten öldürmeye teşebbüs etmek suçlarından 5 bin 83 yıldan 7 bin 820 yıla kadar hapis cezaları istendi. Davanın ilk duruşması katliamdan bir yıl sonra; 7 Kasım 2016'da Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nde başladı. Katliamda yaralanan 397 kişinin de müşteki sıfatıyla dahil olduğu davanın bugüne kadar beş duruşması görüldü. 25 Eylül'de görülen son duruşmada mağdur avukatlarından Zinet Özçelik, ambulansların patlamadan sonraki hareketlerini ve nerede olduklarını gösteren CPS raporlarını incelediklerini; 11 ambulansın hiç hasta almadığını, dokuzunun da yarım saat sonra olay yerine geldiğini söyledi. 19'u tutuklu, 17'si firari 36 sanığın yargılandığı davanın altıncı duruşması 22-23 Kasım tarihlerinde görüldü. Davanın son duruşması, 3 Ağustos 2018'de görüldü. Mahkeme, 36 sanık arasındaki tutuklu 19 kişiye 7 buçuk yıl ve 101 kez ağırlaştırılmış müebbet arasında değişen sürede hapis cezası verdi. |
(EMK)