*Fotoğraf: AA/Cami inşaatı, Korkut Küçükcan'ı arama çalışmaları
Türkiye’nin ikinci büyük, Antep’in ise en büyük camisi olarak 2012’de temeli atılan Akkent Camisi inşaatında geçen yıl yaşamını yitiren mühendis Korkut Küçükcan’ın davasında, bir arpa boyu yol gidilmedi. Baro, ailenin avukatı ve meslek örgütleri soruşturmanın hala davaya dönüşmemesine tepkili.
Antep Şahinbey Belediyesi’nin yaptırdığı Akkent Camisi inşaatında ölçüm yapan 38 yaşındaki mühendis Korkut Küçükcan, 14 Kasım 2019 günü ahşap iskelenin çökmesi sonucu enkaz altında kaldı. 30 saatten fazla enkazdan çıkarılamayan Küçükcan, yaşamını yitirdi. Olayda belediyenin ve inşaatı yapan firmanın ihmali olup olmadığına dair Gaziantep Cumhuriyet Başsavcılığı’nın açtığı soruşturma ise 1 yılı aşkın süredir devam ediyor.
TIKLAYIN - Cami İnşaatında İskele Çöktü, Bir Mühendis Hayatını Kaybetti
"Soruşturma neden uzadı?"
Soruşturmanın uzamasına tepki gösteren Gaziantep Baro Başkanı Bektaş Şarklı, “Hukuk düzgün işlese sorunlar çözülür. Korkarım ki olayın süresi uzatılıp, zaman aşımına götürülecektir” dedi.
bianet’e süreci değerlendiren Şarklı, soruşturma dosyasındaki bilirkişi raporunda ihmallerin açıkça yer aldığını, buna rağmen savcılığın yeniden bilirkişi raporu istemesine anlam veremediklerini vurguladı.
Şarklı, “Dosyadaki raporda eksik olan nedir ki, yeniden rapor talep ediliyor. Buradan yetkililere soruyoruz, soruşturma neden uzadı? Niye hala dava açılmadı? İlimizin milletvekilleri ve Adalet Bakanı bu konudan rahatsız olmalılar” diyerek, sürecin kim tarafından ve neden geciktirildiğini anlayamadıklarını ifade etti.
TMMOB raporu da ihmali kanıtlıyor
Olay sonrası inşaatta inceleme yapan TMMOB heyetinin 18 Kasım 2019 açıkladığı rapor bir dizi ihmali tespit etmişti. Temeli 2012’de atılan ve 8 yıldır tamamlanamayan inşaatta kullanılan malzemelerin dayanıksız hale geldiği ve inşaatın bir mühendislik ürünü olmadığına dikkat çekilen raporda, özetle şu tespitlere yer verilmişti:
* Yapıda sökülmemiş olan kalıp sistemleri incelendiğinde, kalıpta kullanılması gereken malzemelerin kullanılmadığı, kalıp sistemlerinin denetlenmediği ve onay alınmadan ilkel bir şekilde yapıldığı tespit edilmiştir.
* Cami inşaatına 2016 yılında ara verilmiş ve inşaatta kubbe imalatı henüz tamamlanmamış olduğundan yapı içerisindeki, iskele, kalıp, donatı gibi yapı malzemeler ortam koşullarına açık şekilde bırakılmıştır. İnşaata yeniden başlamak için gereken planlama ve fizibilite çalışmaları sırasında bu malzemelerin durumları hiçbir şekilde kontrol edilmemiş ve yapıya giriş çıkışlar da kısıtlanmamıştır.
*Küçükcan'ı arama çalışmaları
* Çöken iskele, 50-60 metre yükseklikte ahşap iskeledir. Yaklaşık olarak 3.000 metre kare alana oturmaktadır. Ahşap olarak kullanılan malzeme kavaktan mamul olup, her kesitte malzemenin kullanıldığı, iskele dikmelerinin çivilenerek tutturulmaya çalışıldığı görülmüştür. İskelenin statik hesabı ve projesi de bulunmamaktadır.
TIKLAYIN - "İş Cinayetlerinde Ölen İşçilerin Yüzde 95'i Sendikasız ve Güvencesiz"
* 50-60 metre yüksekliğindeki iskeleler ahşap iskele olamaz. İskelenin, betonarme yükünü de taşıyacak şekilde bir yük iskelesi olarak planlandığı bilgisi edinilmiştir. Çöken iskelenin iş iskelesi olarak dahi kullanılamayacağı görülmekte iken, inşaatın sürdürülmesi durumunda inşaat yüklerinin de iskeleye taşıttırılmaya çalışılması, çoklu ölümlerle sonuçlanacak daha büyük bir faciaya da yol açabilirdi.
21 Kasım günü Gaziantep Barosu, Tabip Odası, İnşaat Mühendisleri Odası, Mimarlar Odası’nın aralarında bulunduğu 17 meslek örgütünden oluşan Gaziantep Akademik Meslek Odaları Birliği de inşaatın başından itibaren denetimsiz ve yasal düzenlemelere aykırı olduğunu duyurdu. Meslek örgütlerinin açıklamasında, inşaatın aslında yeşil alan gözüken bir parsele yapıldığı; hukuken zorunlu imar tadilatının temel atıldıktan 5 yıl sonra yerine getirildiği ve en önemlisinin de yapı için düzenlenmiş bir inşaat ruhsatının bulunmadığı vurgulandı.
Avukat Hocaoğlu: “Zaman aşımına götürüyorlar”
Küçükcan ailesinin avukatı Oğuz Hocaoğlu da hem resmi bilirkişi raporlarının hem de meslek örgütlerinin tespitlerine rağmen dava konusundaki gecikmenin endişe verici olduğunu söyledi. Dosyanın ısrarla zaman aşımına götürülmeye çalışıldığını savunan Hocaoğlu, şu değerlendirmeyi yaptı:
*Küçükcan'ın 1. ölüm yıldönümü, avukat Hocaoğlu konuşuyor/Cami inşaatı önü
“Küçükcan’ın vefatının 1. yıl dönümünde inşaat önünde yaptığım konuşmadaki eleştirilerim nedeniyle savcılık tarafından 4 gün sonra ifadeye çağrıldım. Bu konuşmamdan dolayı bir avukat olarak ifade veriyorken, ölüme sebebiyet veren kişiler hakkında bir yıldır bir işlem yapılmıyor.”
Baba Küçükcan: “Bakan’a sesleniyorum”
Yargıdaki umursamazlığa karşı öfkeli olan baba Kemal Küçükcan ise Adalet Bakanı ve AKP Gaziantep Milletvekili Abdulhamit Gül’e seslendi:
“Oğlumun hayatını kaybettiği olay, basit bir iş kazası değil, belediyenin ağır kusurlarının olduğu bir cinayettir. Biz olay tarihinden bugüne kadar hep adalete güvendik. Ancak acılı bir baba olarak üzülerek söylüyorum ki, soruşturmada bugüne kadar hiçbir ilerleme kaydedilmediği gibi, suç delilleri de her gün karartılmaya devam ediliyor.”
Bilirkişi raporunda ne var?Soruşturma çerçevesinde hazırlanan bilirkişi raporunda yer alan bulguların bazıları da şöyle: MMO VE İMO: “Projede pek çok eksiklik var”Makine Mühendisleri Odası (MMO) Gaziantep Şube Başkanı Hüseyin Ovayolu, “Kanunsuzluğu başta belediye işliyor. Buraya hayırsever yapıyor diye çoğu şey göz ardı edilmiş” dedi. Ovayolu, projeye dair göze çarpan eksiklikleri şöyle anlattı: “Caminin projesi olsa kubbenin nasıl kapatılacağı belli olmaz mı? Ahşap iskele onca zaman orada durur mu? Eğer cami önceden projelendirilseydi, araçların inşaat alanına girmesi için açık aralıklar olsaydı, arama çalışmaları daha hızlı olurdu.” İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Gaziantep Şube Başkanı Gökhan Çeliktürk de benzer konulara dikkat çekti. İnşaatın statik projesi, iskele projesi ve ruhsatı bulunmadığını, hatta cami inşaatı yapılan alanın, cami olarak imar tadilatı olmadan inşaata başlandığını belirten Çeliktürk, “Herhangi bir projesi olmayan inşaata nasıl başlandı ve neye göre devam ettirildi? Türkiye'de camilerin ruhsatsız hatta projesiz yapıldığı ile ilgili genel bir kanı var. Ancak bu durum mühendislik bilimini ve insan hayatını hiçe sayan bir uygulamadır. Belediyeler, cami ve bunun gibi bağış yapılan sosyal inşaatlarda ruhsatlara önem vermiyor, proje istemiyor. Bu çok yanlış, yanlış olduğu kadar da tehlikeli bir durumdur " diye konuştu. |
(SO)