İstanbul Taksim'de gerçekleştirilen 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü kutlamaları, geçmiş yılların aksine bu yıl göze çarpan en önemli farklardan biri, kortejlerin yürüyüş rotalarında ve Taksim Meydanı'nda neredeyse hiç polis olmamasıydı.
Sadece ara sokaklarda konuşlanan polislerle göstericiler Harbiye'de yaşanan küçük bir gerginliğin dışında hiç karşı karşıya gelmedi. Kutlamalara katılanların bianet'e aktardıkların görüşlerinin ortak noktası da güvenlik güçlerinin engellemeleri olmadığı zaman provokasyon gerçekleşmesinin zor olacağı yönünde.
* Fotoğraf Galerileri > Şişhane ve Şişli
"Tüm rahatsızların bayramı"
Halkla ilişkiler şirketinde çalışan İpek Genç, 1 Mayıs'ın artık sadece işçi bayramı olarak değerlendirilemeyeceğini söylüyor. İşçilerin, emekçilerin yanı sıra bugün artık toplumun tüm "rahatsız" kesimlerinin 1 Mayıs'ı şikayetlerini dile getirecekleri bir gün olarak gördüklerini söyleyen Genç, sözlerine şöyle devam ediyor:
"Bugün mitinge katılanlara baktığımız zaman liselilerden anarşistlere, devrimci yapılardan sendikalara, futbol takımlarının taraftar gruplarından eşcinsellere kadar oldukça geniş bir yelpaze ile karşı karşıyayız. Buradan toplumun farklı kesimlerinin gerek sosyal, gerek ekonomik gerekse de kişisel olarak pek çok rahatsızlığı olduğunu görmek mümkün.
"Devlet bu rahatsızlıkların ifade edilmesini şiddetle bastırmaktansa, bugün olduğu gibi insanların protesto hakkını tanıdığı zaman geçmiş yıllardaki görüntüler yaşanmıyor."
"Emniyet ders çıkarmalı"
London School of Economics (LSE) Siyaset Bilimi Doktora öğrencisi Mahir Müderrisoğlu, uzun zamandır İngiltere'de olduğunu ve bu nedenle son yıllarda 1 Mayıs kutlamalarına katılamadığını söyledi.
İstanbul'a bir haftalığına geldiğini ve bunun da 1 Mayıs'a denk gelmesinden dolayı son derece mutlu olduğunu söyleyen Müderrisoğlu, sözlerine şöyle devam etti:
"Türkiye'de toplumsal olaylarda aşırı şiddet uygulanması, temel insan haklarından biri olan 'protesto hakkına' açık müdahale. Bugün gördüğümüz kadarıyla güvenlik güçleri ortada olmadığı zaman herhangi bir taşkınlık yaşanmıyor. Buradan emniyet yetkililerinin çıkartması gereken çok önemli bir ders olduğunu düşünüyorum. Demek ki, yollar açık bırakılınca, polis engellemesi olmayınca 1 Mayıs şenlik havasında geçebiliyormuş."
"Protesto hakkı çok görülmemeli"
Bilgi Üniversitesi Öğretim görevlisi Çağıl Ömerbaş, bu yıl 1 Mayıs'ın bayram havasında geçmesini polisin geri planda kalmasına bağlıyor.
Yasaklar konduğu zaman, bu kısıtlamaların insanları provoke ettiğini düşünen Ömerbaş, insanların ekonomik ve toplumsal olarak ciddi sıkıntılar içinde boğulduğunu ve en azından protesto haklarının ellerinden alınmaması gerektiği görüşünde.
"YGS'yi prtesto etmek için buradayım"
Lise 2. sınıf öğrencisi Yeliz, katıldığı ilk 1 Mayıs kutlamasından çok etkilendiğini söylüyor. Geçmiş yıllarda televizyondan tanık olduğu görüntülerin bu yıl yaşanmamasına sevindiğini söyleyen Yeliz, bu yıl neden katıldığını sorduğumuzda ise şu cevabı veriyor:
"Yükseköğretim Geçiş Sınavı'nda (YGS) ortaya çıkan şifre iddiaları, beni ve arkadaşlarımı oldukça endişelendirdi. Okumanın anlamsız olduğunu bile düşünmeye başladım. İki sene sonra sınava girdiğimde nasıl emin olacağım birilerinin kayırılmadığından?"
Yeliz, miting sırasında polisin olmamasını nasıl değerlendirdiğini sorduğumuzda ise, polisin yokluğunun varlığından daha fazla güven verici olduğunu söylüyor. (EKN/EÖ)