Kıbrıs Basın Emekçileri Sendikası (BASIN-SEN) yöneticisi Hüseyin Yalyalı, Kuzey Kıbrıs'ta 1 Mayıs'ın "İşçi ve Bahar Bayramı" adıyla resmi tatil olduğunu ve kutlandığını bianet'e söyledi.
Yalyalı, kutlamaların Lefkoşa'nın büyük, ana alanlarında yapıldığını da ekledi. İstanbul Valisi Muammer Güler, dün Taksim'de 1 Mayıs kutlamalarını "kanunsuz" ilan ettiği basın açıklamasında, dünyanın hiçbir yerinde ana alanlarda kutlama olmadığını iddia etmişti.
Bu yıl Kuzey'de iki, Güney'de bir kutlama
Yalyalı'nın verdiği bilgiye göre bu yıl Kuzey Kırıs'ta iki 1 Mayıs kutlaması var. Biri iktidardaki Cumhuriyetçi Türk Partisi'ne (CTP) yakın çevrelerin Dikilitaş'ta, Atatürk Meydanı'nda düzenlediği gösteri. Diğeri de Barış Platformu etrafındaki büyük sendikaların düzenlediği, artık "Bu Memleket Bizim Meydanı" olarak da anılan İnönü Meydanı'ndaki kutlama. Yalyalı, bu meydanın 2004'teki Annan referandumu gösterilerinde 80 bin kişinin toplandığı alan olduğunu anımsatıyor.
Üçüncü kutlamaysa, Güney Kıbrıs'ta. Bir zamanlar Kıbrılsıtürk ve Kıbrıslırum işçilerin ortak konfederasyonu olan, şimdi Güney Kıbrıs'taki 44 işçi sendikasının oluşturduğu Tüm Kıbrıs İşçi Sendikaları Konfederasyonu'nun (PEO) düzenlediği gösteri. Yalyalı, İnönü Meydanı'ndaki kutlamada yer alanların bu üçüncü kutlamaya da katılacağını, destek verdiğini söylüyor.
1 Mayıs Kıbrıs'ta 1940'lardan beri kutlanıyor
Yalyalı Kıbrıs'ta 1 Mayıs'ın 1940'larda özellikle maden işçilerinin örgütlendiği Lefke'de, Kıbrıslıtürkler ve Kıbrıslırumlarca ortaklaşa kutlandığını söylüyor. 1 Mayıs 1960 cumhuriyetiyle birlikte resmi tatil kabul ediliyor. Bu durum 1974'ten sonra da adanın tamamında devam ediyor.
Yalyalı: Demek Türkiye'de devlet hâlâ bir şey öğrenememiş
Yalyalı Türkiye'de 1 Mayısın Taksim'de kutlanmasının engellenmesiniyse iki yönlü değerlendiriyor:
"Demek devlet hâlâ bir şey öğrenmiş değil. Ve demek Türkiye'de işçi sınıfı mücadelesi hâlâ 1 Mayıs'ı Taksim'de kutlayacak kadar güçlenmiş değil. Bu arada İstanbul Valisi'nin tehditler savurması ve bunun karşılığını görmemesi olacak şey değil. Umarım görür. Bunu, Türkiye'de toplumsal muhalefetin ve işçi hareketinin yeterince güçlenmemiş olmasına bağlıyorum." (TK/GG)