Türkiye'nin ilk işçi filmi sayılan Ertem Göreç'in yönettiği, Vedat Türkali'nin senaryosunu yazdığı, "Karanlıkta Uyananlar" filminin öyküsünün anlatıldığı gecede, filmin set işçilerinden Süha Kapkı, Recep Biçer ve Sonay Kanat'a sinemaya katkılarından ötürü birer plaket verildi.
Özkan: Dünyayı değiştirmek istiyorduk
Gecede, işçi filmi olarak adı geçen diğer iki film ise Yavuz Özkan'ın yönettiği "Maden" ve Süreyya Duru'nun çektiği "Güneşli Bataklık" filmleri oldu.
Her iki filmden kısa görüntülerin yer aldığı gecede konuşan Yavuz Özkan şöyle dedi:
"Bu filmi 28 yıl önce çekmiştik. O zaman dünyayı değiştirmek istiyorduk. Maden ile dünyayı birkaç kez dolaştık, ödüller aldık. Şunu rahatlıkla ifade edebilirim ki, bu gece duyduğum hazzı çok fazla duymadım."
Özkan, 28 yıl sonra da dünyayı değiştirmek isteğinin değişmediğini belirterek, "Bugün tüm zamanlardan daha fazla karşı duruşa, daha fazla birlikteliğe ve hayatı değiştirmek için mücadele etmeye gereksinimimiz var" diye konuştu.
"Güneşli Bataklık" filminin yönetmeni Süreyya Duru'nun oğlu Murat Duru ise plaketini alırken, "Babam adına ve sinema emekçileri adına teşekkür ederim. Ben bu filmin çekimlerini anımsamıyorum" dedi.
Türkali: Filmde ABD sermayesi vardır
Vedat Türkali gecenin yıldızı idi. Oğlu yönetmen Barış Pirhasan'la geldiği gecede sahnede kendisi için konulan koltuktan konuşmasını yapan Türkali, "Karanlıkta Uyananlar"ın öyküsünü anlattı.
Türkali, askerlikten "komünist" suçlamasıyla atıldıktan sonra İstanbul'da sinemacılarla buluştuğunu söyleyerek, "Sinemada bizim başlattığımız emeğin güzel bir örneğini gördüğüm için mutluyum" dedi.
Türkali "Karanlıkta Uyananlar"ın çekim öyküsünü de anlatırken, "Kimse bilmez ama o filmde Amerikan sermayesi de vardır. Zira biz filmi çekmek için Ayla ve Beklan Algan'la bir araya geldik. Beklan o zaman film için bugünün 10 bin doları gibi bir parayı Kızılderili bir dostundan aldı" diye konuştu.
Göreç, Sinemacıyım, politika yapmam, derdi
Türkali'nin uzun konuşması Türkiye'nin ilk işçi filminin tarihine ışık tutuyordu.
"Sinemaya askeriyeden kovulmuş bir komünist olarak girdim. Sinema tehlikeli bir alandır. Otobüs Yolcuları'yla başlayan, Kızgın Delikanlı ve Şehirdeki Yabancı'yla süren sinema yolculuğumda bu filmin ayrı bir yeri vardır.
"Filmi, zamanın çok tanınmış bir yapımcısının 'işçi filmi yapalım' demesiyle yazmaya başladım. Ancak senaryo bittikten sonra evime gelen yapımcı, öyküyü dinleyince filmi yapmaktan vazgeçti. Sonradan Atıf Yılmaz'dan öğrendim ki, evdeki yardımcı kadını polis ajanı sanmış, o nedenle filmi yapmamış."
Türkali, Lütfü Akad, Beklan ve Ayla Algan'la birlikte Filmo Lmt. Adlı bir şirket kurup filmi çektiklerini anlatırken, yönetmen Ertem Göreç'le ilgili anısını da katılımcılarla paylaştı.
"Ertem çok genç, emeğin acılarını çekmiş bir adamdı. Solda yürüyordu ama 'ben sinemacıyım, politika yapmam' diyordu. İstanbul Film Festivali'nde 'İlk politik film yapanlar' olarak ikimize ödül verdiklerinde, Ertem bana Karanlıkta Uyananlar politik bir film miydi, diye sordu."
Sansür için adım filmden çıkarıldı
Filmin dört beş kez sansüre takıldığını, üç kez sansürlendiğini söyleyen Türkali, filmin ancak senarist olarak kendi adının yerine yönetmen Ertem Göreç'in adı yazılınca sinemalarda gösterildiğini söylüyor.
"O zaman sinema sahipleri Adalet Partili (AP) idiler. Film ya hemen gösterimden kalktı ya da sinemalar saldırıya uğradı. Bizde iflas ettik.
"O yıl Antalya Film Festivali'nde filme üçüncülük ödülü verdiler. Bana da senaryo ödülü. Bir bildiri ile ödülü reddettik. O zamanlar sinema yapmak yürek işiydi. Benim inandığım düşüncelere rağmen beni satmayan tüm film emekçilerine teşekkür ederim."
İşçi katılımlı, ilk politik film
Türkali, "Karanlıkta Uyananlar"ın işçilerin katılımıyla çekilebildiğini söylerken, zamanın DİSK Genel Başkanı Kemal Türker, Kimya İş ve Maden İş Sendikalarını da andı.
"Çok büyük figürasyon vardı. İşçiler gönüllü olarak geldiler. Ancak 'Güneşli Bataklık' filminin çekimleri sırasında sendikacılar bölünmüştü ve o kadar figürasyon sağlayamadık. Hep üniversiteli gençler geldi. Politik görüşü olan."
1.İşçi Filmleri Festivali Boğaziçi Üniversitesi Gösteri Sanatları Topluluğu, Eski 45'likler'in ve Ruhi Su Dostlar Korosu'nun konserleriyle sürdü. Gecede yönetmenliğini Lorna Green'in yaptığı Küba ile Amerika Birleşik Devletleri'ndeki (ABD) sağlık sistemini mukayese eden "Kan Kaybı" filmiyle sona erdi.
Festival, İstanbul, Ankara'da Fransız Kültür merkezi, Yeşilçam Sineması, Halkevleri Salonları'nda 7 Mayıs'a kadar sürecek. (AD/EÖ)