Kayalara Çarpan Dalgalar etiketli haberler

Mısır’ın 2011’de yaşadığı ayaklanmalar, Arap coğrafyasında ayaklanmaların en kritik dönüm noktalarından biri olarak tarihe geçti. Baskıcı rejimlere karşı yükselen öfkenin, kent meydanlarında kitlesel bir protesto dalgasına dönüşebileceğini gösterdi.

2019'da Lübnan toplumu, belki uzun bir aradan sonra ilk kez kendi mezhepçi düzenine ve belli ölçülerde onun sermayedeki yansımalarına karşı kılıç çekme cesareti gösterdi.

Sarı Yelekliler’in en çarpıcı yönü, belki de sembolüydü: Floresan yelek. Bu yelek, yıllardır görünmez kılınmış ara toplumsal katmanların “beni gör” çağrısıydı.

“Wall Street’i İşgal Et” hareketi, ABD siyasetini doğrudan dönüştürebilecek kurumsal bir yapı geliştirememesine rağmen, siyasal ve toplumsal tartışmaların eksenini değiştirmede etkili oldu.

2011’de kitleselleşen ve Sintagma Meydanı’yla özdeşleşen Aganaktismenoi (Öfkeli Vatandaşlar) hareketi, neoliberal düzene karşı doğrudan demokrasi talebini sokaklara taşıdı.

Toplumsal hareketler, dünyanın dört bir yanında farklı biçimlerde ama benzer itirazlarla sahneye çıkıyor. Bu yazı dizisi, İspanya’dan Hindistan’a, Şili’den Türkiye’ye uzanan mücadelelerin izini sürüyor. Kayalara çarpan her dalga, bir iz bırakıyor.

Eylem sürecine gelindiğinde dikkat çeken sadece kalabalıkların niceliği değildir. Öyle ki kitlelerin kendiliğinden örgütlediği halk meclisleri, emek meclisleri ve öğrenci meclisleri sürecin geri adım atmadan uzun süreye yayılmasını mümkün kılar.

Örgütlenme bugün, yalnızca fiziksel değil; duygulanımsal bir temas, kolektif bir zaman algısı yaratabilme meselesidir. Bu nedenle direnişin yeniden kurulması, belleğin de kolektif biçimde inşa edilmesine bağlıdır. Çünkü hatırlamak, yalnızca geçmişi bilmek değil; bugün ne yapacağımıza karar vermenin zemini olabilir.