Haberin İngilizcesi için tıklayın
2016’dan beri her yıl Avrupa Politika Bilgi Merkezi (European Policy Information Center - EPICENTER) tarafından, Avrupa devletlerinin ‘yaşam tarzı düzenlemelerine’ ilişkin tespitlerde bulunan Dadı Devlet Endeksi (DDE), bu yılki verilerini açıkladı.
30 ülkeden oluşan ve ülkeleri alkol, tütün, e-sigara ve fast-food/meşrubat alanlarında puanlayan endekse bu yıl ilk defa Özgürlük Araştırmaları Derneği’nin katkısıyla Türkiye de eklendi.
Türkiye listeye dahil edildiği yıl birincilik koltuğuna oturdu. Türkiye, Avrupa’da tüketim için en az özgür ülke olarak tespit edildi. Türkiye, yalnızca endeksin genel toplamında değil, dört temel kalemin üçünce birinci oldu.
Endekste Türkiye’nin yüzde olarak en fazla puan aldığı, yani en az özgür olduğu kalem e-sigara. 16.7 üzerinden 14 puan aldığı bu kalemde, Türkiye’de e-sigaraların yüzde 83 oranında yasak/regüle olduğu anlamına geliyor.
E-sigara kalemi hesaplanırken, DDE’de diğer tüm ülkeler için vergi oranları üzerinden bir hesap yapılıyor. Ancak Türkiye’de e-sigaralar herhangi bir vergi kaleminde değiller, çünkü yasaklar. Bu nedenle, Türkiye’yi listenin başına taşıyan en önemli kalemlerden bir tanesi.
İçkide yüzde 300’e varan vergi
Türkiye’yi zirveye taşıyan bir diğer kalem ise alkollü içkiler. Yüzde 300’e varan vergi yükü ve ölçüsüz kısıtlamalar Türkiye’yi tüketim bakımından en az özgür ülkelerden biri hâline getirdi.
Alkollü içkiler için 33.3 üzerinden 22.7 puan alan Türkiye’yi takip eden en yakın rakibi 18.1 puanla Norveç. Norveç, Avrupa’da en yüksek yıllık kişi başı saf alkol tüketim ortalamasına sahip olan ülke. Bu nedenle alkolizmle mücadele ediyor. Mücadelenin Norveç’e yansıması da, içkilerden tahsil edilen yüksek vergi oranını yükseltmesi. Buna karşın Türkiye, Avrupa’da en düşük ortalama alkol tüketimine sahip ülke. Aradaki ölçüsüzlük, Türkiye’yi zirveye taşımaya katkı sağlıyor.
Tütünde de fahiş vergi
Bir diğer kalem olan tütünde de Türkiye’nin karnesi çok farklı değil. 16.7 üzerinden 11 puan alan Türkiye’nin bu skorunun en önemli nedeni sigaradan tahsil ettiği fahiş vergi oranları.
Türkiye tütünü Avrupa’nın birçok ülkesinde olduğu gibi kapalı alan yasakları, düz pakette satılması gibi uygulamalarla regüle ediyor. Endekste, tütün alanında Türkiye’nin önünde sadece Macaristan ve Birleşik Krallık var.
Gazlı içeceklerden alınan ÖTV
Endeksin son kalemi olan fast-food/meşrubat alanında ise Türkiye, düşük oranına rağmen yine birinciliğini koruyor. 33.3 üzerinden 5.7 puan alan Türkiye’yi takip eden en yakın rakipleri 4.3 ile İrlanda ve Polonya.
Türkiye’nin düşük oranına rağmen birinciliğini korumasının sebebi, bu kalemin dahlindeki gazlı içecek ve enerji içeceklerinin Özel Tüketim Vergisi kalemi olmasından.
"Rakiplerini en illiberal şekilde yenen bir devlet"
Endekste Türkiye bölümünde şu noktalara dikkat çekiliyor:
- Türkiye, endekse rekor seviyede birinci sıradan giren bir devlet. Her kategoride yüksek skorlara sahip. Aşırı düzenleyicilikte rakiplerini en illiberal şekilde yenen bir devlet denebilir.
- Türkiye, Recep Tayyip Erdoğan gibi bir sağlam ‘yeşilaycı’nın otokratik yönetimi altında alkol, tütün, elektronik sigara ve alkolsüz içeceklere resmen savaş ilan etti.
- Elektronik sigaralar ve ısıtılan tütün ürünleri direkt olarak yasaklandı ancak tuhaf bir şekilde çiğnemelik tütün yasadışı değil. Barlar ve restoranlar 24 saat boyunca alkol servis edebiliyor ancak servis edilen içecekler oldukça pahalı şekilde vergilendiriliyor.
- Sigaralar düz sade ambalajlarda satılmak zorunda, tütün dükkanlarda sergilenemiyor ve sigara veren otomatlar tamamen yasak. İstisnasız tüm işyerlerinde, barlar ve restoranlarda sigara içmek yasak. 2019’dan beri de tüm araçlarda da sigara içmek yasak, araçta tek başına olunsa bile.
- Bu vergiler, yabancı turistlere normal görünebilir ancak ortalama gelir düzeyine de bakıldığında bu vergiler oldukça ağır hatta vatandaşları cezalandırıcı kalıyor. Peşin fiyatlar üzerinden bile, Türkiye’nin bira ve alkollü içecekler kategorisi üzerine uyguladığı vergiler Danimarka ve İngiltere’den bile yüksek.
"Günah vergileri ve yaşam tarzı müdahaleleri"
Raporda görüşlerine yer verilen Özgürlük Araştırmaları Derneği’nden Çağın Eroğlu durum karşısında şu yorumu yapıyor:
Dadı devlet politikaları hakkında konuşurken şu soruları sormamız gerektiği kanaatindeyim: Ne pahasına? Alkolü regüle etmek ama ne pahasına? E-sigarayı yasaklamak ama ne pahasına? Tüketim politikalarının ve yaşam tarzı ekonomisinin en önemli özelliği hiç şüphesiz tüketim özgürlüğü ile sosyal fayda arasında bir denge kurmaktır. Özellikle sosyal fayda adı altında, bilhassa günah vergileriyle bu dengenin bozulması, başta o ülkenin vatandaşına, dar gelirliye ve genel olarak ülke ekonomisine geri dönüşsüz bir zarar vermektedir.
Servet değil harcama üzerinden alınan, dolaylı ‘günah vergilerinin’ dar gelirlinin belini büktüğü, tüketim yasaklarınınsa zorunlu olarak karaborsayı doğurduğu bir sır değildir. Daha önemlisi, regülasyon ve yasak oranları üzerinden hesaplanan Dadı Devlet Skoru ile ortalama yaşam skoru arasında hiçbir ilişki görülmemiştir. Buradan çıkarmamız gereken sonuç şudur: Dadı devlet politikaları, ülkenin daha sağlıklı bir popülasyona sahip olması amacına hizmet etmemektedir. Bu durumda, birçok tüketim politikasının meşruiyetini oluşturan ‘halk sağlığı’ argümanı, büyük oranda boşa çıkmaktadır. Günah vergileri ve yaşam tarzı müdahaleleri ülkenin daha sağlıklı bir ülke olmasına katkı sağlamamaktadır.
TIKLAYIN - Erdoğan'ın ve AKP'nin 14 Yıllık Yaşam Tarzına Müdahaleleri
(HA)