*Adıyaman, Fotoğraf: Roza Yiğit / bianet
Haberin Kürtçesi için tıklayın
Maraş merkezli 6 Şubat depremlerinin ardından, depremzedeler şimdi de hastalıklarla boğuşmak zorunda kalıyor. Bölgeden gelen bilgilere göre uyuz, bit, idrar ve vajinal enfeksiyon hastalıkları giderek yayılıyor.
Anadolu Ajansı'nın yayınladığı habere göre, Sağlık Bakanlığı dün (9 Mart) “Uyuz Rehberi” yayınlayarak bölgedeki bu duruma dikkat çekti.
Sağlık Emekçileri Sendikası (SES) İstanbul Anadolu Yakası Şubesi üyesi Roza Yazmacı, Adıyaman’da uyuz hastalığının yaygınlaşmaya başladığını, tedbir alınmaması durumunda salgına döneceğini belirtti.
Yazmacı bir süredir Adıyaman’da depremzedelere destek oluyor.
Hastalık türleri değişti
Deprem bölgesinde ilk günler daha çok soğuktan kaynaklı üst solunum yolu enfeksiyonu hastalıklarının görüldüğünü ifade eden Yazmacı, bunların ilaç verilmek suretiyle azaldığını ancak son günlerde idrar yolu enfeksiyonu ve vajinal enfeksiyonun yaygınlaştığını belirtti:
“Su sorunundan ve hijyen sorunundan dolayı vajinal ve idrar yolu enfeksiyonu görülmeye başlandı. İlk iki hafta, 10 – 15 güne kadar çok yaygın değildi ama şu anda çok yaygın. Şimdi daha yaygın. Asıl sebebi hijyen sorunu. Stres de etkiliyor. O soğuk algınlığından dolayı insanlar antibiyotik kullandılar, bu da vücudun dengesini bozan bir şey. Kadınlar aşırı stresli. Hava şartları, hijyene ulaşamama, bu tür rahatsızlıkları tetikliyor. İdrar yolu enfeksiyonu mesela, insanlar su içmeyerek ve tuvalete gitmeyerek böbreklerine zarar veriyor. Ya da su içtikten sonra tuvalete gitmemeyi tercih ediyorlar. Günde bir defa ya gidiyorlar ya da gitmiyorlar. Ne köylerde ne şehirde bu sorun çözülmüş değil. Kadınlar daha fazla yaşıyor. Kadınların gece geç saatlerinde gidip tuvalet yapacakları yerler yok.”
Roza Yazmacı yetersiz ve dengesiz beslenme şartlarına dikkati çekiyor ve bunun da mide ve bağırsak enfeksiyonu hastalıklarına yol açtığını dile getirdi. Gönderilen kuru gıdaların ve paketli yiyeceklerin bunu sağlayan önemli etkenlerinden biri olduğunu belirten Yazmacı insanların uzun zamandır meyve, sebze ve yeşillik yemediğinden bahsetti:
Paketli gıdalar çok tüketiliyor
"Bu sabah bile küçük kız çocukları yolda giderken bize bisküvi verdiler, 'midemiz bulanıyor ne olduğunu anlamadık' diyorlardı. Bütün çocukların elinde bisküviler var. Muhtemelen destek gelmiştir, onları tüketelim diyorlar. Ama yani ihtiyaca yönelik değil ki. Bu insanlar o akut süreci atlattı. Geçici de olsa yerleşik bir hayata geçtiler, çadırdalar en azından. Artık daha sağlıklı beslenmeleri gerekiyor. Aşevlerinin verdiği yemekler var, onlar da belli bir süre sonra aynılaşıyor. Daha az bozulan gıdalar burada istifleniyor. Makarna pilav gibi şeyler çıkıyor."
Sobalarda yakılan kömürün yaydığı kirli havanın yanı sıra, gönderilen yardım kolilerindeki plastik atıkların yakılması, kaldırılan enkazlardaki asbest ve tozun yaratacağı etkilere de değinen Yazmacı, bunların hepsinin ileri aşamalarda ciddi sağlık sorunlarına yol açacağını belirtti.
Bit çok yaygın
Roza Yazmacı uyuz vakalarının giderek artış gösterdiğini dile getirerek tedbir alınmaması durumunda bunun bir salgına dönme ihtimalinin çok yüksek olduğunu söyledi:
“Uyuz evet var, bit çok fazla var. Çok yaygın. Uyuz ona nazaran az. Ama hijyen koşulları yeterli değil, hem de barınma koşulları yeterli değil. Bir salgın yok ama bir salgına dönebilir. İlaçlar da yeterli değil. Bir hanede uyuz varsa, tüm haneye verilebilir ama şu anda tüm haneye verilebilecek ilaç yok. Biz sadece uyuz olana ilacını verip çıkıyoruz. Hapını ve losyonunu bırakıyoruz ama losyonu sürdükten sonra vücudunda kalıyor. Belli bir saat sonra duş alması gerekiyor, duştan sonra tekrar sürüyor ama bu koşullar yok. Şu anda bu şehirde sağlığın korunması, korucuyu sağlık hizmetlerinin arttırılması gerekiyor. Çöplerin bertaraf edilmesi gerekiyor. Ama burada bu şehirde çöpler yakılıyor çoğu zaman. Köylerde çöp toplanmıyor, yakılıyor. Vatandaş çöpler toplanmadığı zaman çöpü yakmak zorunda kalıyor. O soluduğu hava zehir aslında. Zaten enkaz, var bir de gelen yardımlardan dolayı plastik kaynıyor ve onlar yakılıyor.
“Uyuz salgın olabilir eğer yeterli hijyen koşulları sağlanmazsa, uygun barınma koşulları sağlanmazsa salgın olabilir. Küçücük alanda 500 600 kişi yaşıyor. Uyuz da bulaşıcı bir hastalık. 600 kişiye bulaştığını düşünsenize. Yeterli ilaçlarımız da yok. Tuvalet sayısının arttırılması gerekiyor. Geçici olarak insanların konteynıra alınması gerekiyor. Yaz geliyor ve güneşten dolayı belki de Adıyaman’da çadırlarda durulamayacak.”
Yazmacı şimdiye kadar Sağlık Bakanlığı’nın sahada bu hastalıklara karşı herhangi bir çalışma yaptığını görmediğini belirtti. (FD)