Haberin Kürtçesi için tıklayın
“Adım Yeter. Elbistanlıyım. Yerlisiyim. Elbistan'ın Sevdili Köyündeyiz. Otuz senedir biz burada yaşıyorduk. Gecekonduda yaşıyorduk. Depremde yıkıldı. Gitmek istiyorum. Ama ya sonrası?”
Maraş’ın Elbistan ilçesinden depremden sonra göç etmek isteyen depremzedelerden biri de Yeter ve erkek kardeşi.
Elbistan Cemevi’nde toplanan depremzedeler, ayarlanan otobüslerle başka şehirlere gidiyor. Kimisi akrabalarının yanına, kimisi de otellere ya da Kredi Yurtlar Kurumu’nun öğrenci yurtlarına. Depremden bu yana Elbîstan’dan 10 binin üzerinde insanın göç ettiği belirtiliyor.
Türkiye Otelciler Federasyonu (TÜROFED) ve bağlı bölge birlikleri organizasyonuyla deprem bölgesindeki 10 ilden şu ana kadar 21 ildeki otellere 100 bine yakın kişinin yerleştirildiği bildiriliyor.
Cemevi’ne gelenler, burada tahliye işleri ile ilgilenen ekibe adını yazdırıyor. İstedikleri güzergaha giden yeterli sayıda depremzede toplandıktan sonra, otobüsler yola çıkıyor.
*Elbistan'ı terk etmeyi bekleyen depremzedeler
Belirsizlik
Yeter ve kardeşi, Cemevi’nden yetkililerle görüşürken, gidip gitmemekte kararsız olduklarını söylüyorlardı. “Üç ay sonra başımıza ne geleceğini bilmiyoruz” diyor Yeter.
6 Şubat’ta gerçekleşen ilk depreme gecekondularında yakalanıyorlar. Annesi, babası ve kardeşiyle kalıyor. Evde çatlaklar oluşuyor. Kendilerini dışarı atıyorlar. İkinci depremde ise ev yıkılıyor.
AFAD çadır vermiyor
Sonrasında bir yakınlarının yanına sığınıyorlar. Ama oradan ayrılmak zorunda kalıyorlar. Komşularının yaptığı bir barınağa sığınan Yeter ve ailesi, AFAD’ın çadırlarına yaptığı başvurudan sonuç alamıyorlar. Onlara yer kalmadığı söylenir.
*Yeter ve erkek kardeşi
Bundan sonra şehri terk etmeye karar veriyorlar.
“Buz gibi hava. O buz gibi havanın olduğu yerde eksi bir derece” diyen Yeter yaşadıkları durumu şu sözlerle anlatıyor: “Yani ben suyu koyuyorum baş ucuma, donmuş buz gibi. Ben evde sobayı da yakıyorum. Odun falan atıyoruz ama hiç kesmiyor.”
Henüz nereye gideceklerine karar vermiş değiller.
“Otobüsle başka bir yere gideceğiz. Hangi il olduğu fark etmez. Oraya gittiğimizde bir ay, iki ay afet yönünde bakabilecek. Ama ondan sonra ben ne yapacağım? Ben onun için konuşmak istiyorum. Bir yetkiliyle, başımızda olan yetkililerle konuşmak istiyorum. Süre kalmak için.”
"Dönmeyi düşünmem"
Şayet giderlerse, Elbistan’a dönmek isteyip istemeyeceğini soruyorum:
“Dönmeyi düşünmem. Çünkü benim burada kalacak bağım kalmadı. Çünkü benim işim yok. Ondan sonra evim olmadığından ben nasıl kalabileceğim ki? Evim yıkıldıktan sonra, işim olmadıktan sonra ben ne için kalabileceğim ki? Benim için her yer memleket.” (FD)