“Atık Emekçilerine Mesleki Statü” başlığı altında, Mart 2022’de Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından yayımlanan genelgedeki maddeleri inceleyen Derin Yoksulluk Ağı[1], söz konusu genelgenin “bu alana bir düzenleme getirmekle birlikte, atık kağıt toplayıcılığı ile geçimini sağlayan kişilerin haklarını korumakta yeterli olmayacağını” ve “yeni hak ihlallerine sebep olabileceğini” belirtti.
“Belediye, işçilere sosyal güvence sağlamıyor”
Genelgeyi Geri Dönüşüm İşçileri Derneği Başkanı Ali Mendillioğlu bianet’e yorumladı.
“Bağımsız Sıfır Atık Toplayıcısı Kartı” alabilmek için, “ilgili belediye sınırları içerisinde ikame etme” şartı ile ilgili, işçilerin çoğunun ikametgâhı bile olmadığını söyleyen Mendillioğlu, bu uygulamanın keyfi kullanılabileceğine de dikkat çekti:
“Başvursan bile kabul edilmeyebiliyorsun ve neye göre belirlediklerini anlayamıyoruz.”
Belediyenin bir kamu faaliyeti yürüttüğüne ve buna bağlı olarak da atık toplayıcılarını sosyal güvenceye bağlaması gerektiğine değinen Mendillioğlu:
“Ne maaş veriliyor, ne sosyal güvenlik var. Eğer işçi ise, maaşlı ve sosyal güvenceli çalışması lazım. İşçi değil, esnaf ise bunun kayıt altına alınarak vergilendirilmesi gerekiyor. ‘Sen burada çalışabilirsin al bu da yetki belgen. Ama ben ne seni vergiye tabii kılarım ne de maaş verir, sigorta yaparım.’ Bu durum özetle böyle.”
Geri dönüşüm işçilerinin, çalışma belgesi aldıktan sonra sadece bir ilçede çalışmasına izin verilmesine ise Mendillioğlu şöyle yorumladı:
“Belediye’nin sınırları nerede başlar? Nerede biter? Hangimiz bunu biliyoruz? Yani toplayıcısın, bir sokağa girdin ve o sokak çalıştığın belediyeye ait değil. Diğer yandan, o sokağa gidebilmek için de 3-4 km yol yürüdün. Zabıta diyor ki, ‘buraya giremezsin.’ Bu absürt bir durum.”
"Geri dönüşüm işçilerinin büyük kısmı, kaldırılmak istenen depolarda yaşıyor"
“Genelge kapsamında, belediyeler tarafından depoların kaldırılması ve yerine ara aktarma istasyonlarının kurulması da bir problem.
“Depoları kaldırmak demek aynı zamanda, insanların barınma alanlarını ortadan kaldırmak demek. Geri dönüşüm işçilerinin çok büyük bir kısmı bu depolarda yaşıyor. Zaten toplayıcıların evi yok. Kira ödemeye kalksa hiçbir şey kazanamaz.”
Orta yol nasıl bulunabilir?
Son olarak, atık işçilerinin de haklarını koruyacak bir orta yol nasıl bulunabilir soruma ise Mendillioğlundan şu cevabı alıyorum:
“Orta yol zaten bulunmuş durumda. İnsanlar, hiçbir sosyal güvencesi olmadan bu işi yapmak zorundalar. Uzun yıllardır da yapa yapa, kendi içinde bir sistem gelişti. Buna müdahale etmeseler bile bir şey.”
“Bu söylediğim şeyden mevcut durumu savunduğum ya da mevcut durumu doğru bulduğum gibi bir sonuç çıkmasın ama bundan daha iyisi yok.”
“Neden Avrupa'da toplayıcılıktan bahsetmiyoruz? Orada böyle bir insan profili yok. Ekonomik kriz varsa, iç savaş varsa, göçmen sorunu varsa toplayıcılık orada vardır. Niye Türkiye'de, Mısır'da, Hindistan'da var?”
“Bu işin ideal olanı yok. Toplayıcılık, ideal bir biçime dönüştürülemez. Zaten toplayıcılık sadece idealin olmadığı yerde var olabilen bir iş.”
Genelgede hak ihlallerine sebep olabilecek maddeler mevcut
Derin Yoksulluk Ağı’nın yayımladığı, “Atık Toplayıcıları Bilgi Notu”nun devamında, maddeler halinde incelenen genelge hakkındaki görüşler şöyle:
“Atık toplayıcılığı için belediyeye yapılan başvuruların, Emniyet Müdürlüğü ve Jandarma Komutanlığı tarafından incelenip, uygun görülenlerin listesinin, atık toplayıcının ikame ettiği ilgili belediyeye gönderilecek olması; ‘uygun’ kavramının hangi şartlarda belirleneceğinin muğlak bırakılması sebebiyle riskli.”
“Hali hazırda geçimini atık toplayıcılığı ile kazanan insanların, geçim kaynaklarını bu nedenle kaybetme ihtimalleri var.”
"Bu genelge yürürlüğe girerse hiçbir şey toplayamayacağım"
Genelgenin uygulamaya sokulması ile birlikte, atık toplayıcıların sadece ikame ettiği ilçede atık toplama yetkisi ise, çekçeklerini birden çok ilçede gezerek doldurabilen atık toplayıcıları tarafından olumsuz karşılanan bir gelişme.
Derin Yoksulluk Ağı’nın, genelge hakkında fikirlerini aldığı atık toplayıcılarından “M.”, söz konusu madde ile ilgili şunları söyledi:
“Ben her yerden atık topluyorum, sabit değilim. Kendi çekçeğimle, Nişantepe’den başlayıp, Ataşehir’e, Ümraniye’ye, Sancaktepe’ye kadar gidiyorum. Burada ormanın içindeyiz, buradan aşağı doğru merkeze iniyorum. Oralarda da bir şey bulamadıysam, mecburen başka ilçelere gidiyorum. Şimdi bu genelge yürürlüğe girerse, buradan dışarı çıkamayacağım. Bu sefer hiçbir şey toplayamayacağım, evimi geçindiremeyeceğim.”
Derin Yoksulluk Ağı’nın raporuna göre; belediye tarafından kendilerine verilen “Bağımsız Sıfır Atık Toplayıcısı Kartı” olmadan çekçek ile atık toplayanlara, “güvenliğin sağlanması” amacıyla Zabıta, Emniyet Müdürlüğü ve Jandarma Komutanlıklarınca müdahale edilebilecek olması, “Atık toplayıcılığını kriminalize eden bir tutumdur. Belirtildiği gibi, güvencesiz ve günlük çalışma, yoksulluğun önlenememesinin bir sonucudur; yoksulluk koşullarında yaşayanlara yönelik cezalandırıcı politikalar yerine yoksulluğu önleyici politikalar geliştirilmelidir.”
(ED/EMK)