* Fotoğraf: UNFPA Moldova / Adriana Bîzgu
Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu'nun (UNFPA) internet sitesinde 11 Nisan 2022 tarihinde yayınlanan yazının Türkçe çevirisini paylaşıyoruz.
***
"Dışarıda patlamalar vardı, duman kokusu geliyordu. Etrafımız neredeyse sarılmıştı, yukarıdan uçaklar geçiyordu.
"O kadar çok ses vardı ki konuştuğumda kendi sesimi duyamadım. Ertesi gün gitmeye karar verdik, eğer sağ çıkabilirsek..."
Rusya, Ukrayna'nın doğusundaki memleketi Mykolaiv'i bombalarken 72 yaşındaki Valentina Ejova hayatını öncesi ve sonrası olarak ikiye ayıran bir karar verdi. Birkaç saat içinde eşyalarını iki küçük bavula sığdırıp memleketini, arkadaşlarını ve bildiği haliyle dünyayı ardında bıraktı.
Birleşmiş Milletler Mülteci Örgütü'ne göre, işgalin başladığı 24 Şubat'tan bu yana Ukrayna nüfusunun dörtte biri evlerinden ayrılmak zorunda kaldı. Bu kişilerin 4,5 milyondan fazlası Ukrayna'yı terk ederken geri kalan 6,5 milyonu ülke içinde yerinden edildi. 9 Nisan 2022 itibariyle, savaş başladığından bu yana yaklaşık 400 bin kişi Moldova Cumhuriyeti'ne geçiş yaptı; bu kişilerin çoğu kadınlar, çocuklar ve yaşlılardı.
Ejova, "Ayrılırken kalbim acısa da ardıma bakmadan memleketimi terk ettim" diyor: "Hayatımın vazgeçtiğim maddi mallardan daha kıymetli olduğuna karar verdim."
Kriz durumlarında kadınlar, kız çocukları ve yaşlı insanlar daha büyük bir istismar ve kötü muamele riski ile karşı karşıya kalıyor. Bu risk özellikle hareket halindeyken, sınır noktalarını geçerken ve dolu, çoğu zaman da güvensiz yerleştirme merkezlerinde söz konusu oluyor.
Yaşlılar özelinde düşünüldüğünde ise, özellikle tek başına yolculuk edildiği durumlarda ve çatışmaların yaşandığı bölgelerden geçerken mevcut sağlık ve hareket ile ilgili sorunlar halihazırda sınırlı olan sağlık hizmeti ve psikososyal desteğe erişimi daha da zorlaştırıyor.
Henüz mevcut kriz başlamadan önce bile Ukrayna'nın çatışmalardan etkilenen bölgelerinde yaşayan yaşlı kişiler insani yardıma ihtiyacı olan kişilerin üçte birini oluşturuyordu. Bu, tüm dünyada bir krizden etkilenen en büyük yaşlı insan nüfusu anlamına geliyordu.
Ukrayna aynı zamanda ortalama yaşam süresi açısından dünyadaki en büyük cinsiyet farklarından birine sahip.
Buna göre, kadınlar erkeklerden ortalama on yıl daha fazla yaşıyor: Pek çok yaşlı kadın kendi başlarına kaçıyor, bu da onları daha büyük bir cinsel ve fiziksel şiddet ve istismar riski ile karşı karşıya bırakıyor.
Hayatının en uzun yolculuğu
Mykolaiv'den Moldova'nın başkenti Chișinău'ya yolculuk normalde yarım gün sürerdi. Ejova belki de son kez ön kapısını kapattıktan 24 saat sonra sınıra ulaştı. Önce Odessa'da aile dostlarının arabasında onlara katıldı, ardından uzun bir arayışın sonunda Chișinău'ya giden bir minibüs buldu.
Yolculuk meşakkatliydi; hava çoğu zaman soğuktu, yolculuk tıkış tıkış ve yalnız devam etti. Varış noktası ise belirsizdi.
"Her zaman aktif bir hayat sürmüşümdür fakat bu yolculuk gücümü tüketti; fakat fiziksel olarak değil, duygusal olarak" diyen Ejova, "mayın tarlalarından geçme ya da durdurulma korkusunun bir an için bile kendisini bırakmadığını" söylüyor.
Ejova ancak sınırı geçtikten sonra iç rahatlığıyla derin bir nefes alabildi.
Moldova Cumhuriyeti'ne vardığında, geçici yerleştirme merkezlerinden birinde kendisine kalacak bir yer verildi. UNFPA ile konuştuğunda birkaç gündür o yerleştirme merkezinde kalıyordu. Ejova, bu ülkenin kendisi için barış, yardım ve nezaket anlamına geldiğini söyledi.
Hem Ukrayna'da hem de mültecileri ağırlayan komşu ülkelerde UNFPA tıbbi ekipman ve sağlık birimlerine sevki sağlıyor, içinde hijyen ve temizlik ürünlerinin olduğu haysiyet kitleri dağıtıyor ve cinsiyet temelli şiddete maruz kalan kişilere kalacak yer ve destek hattı sunuyor.
"Yaş bir tanı değil, zorluklara hazırım"
Ejova bugüne kadar Moldova'da gördüğü yardıma minnettar; birkaç gün sonra ise Ukrayna'dan gelip kalan ya da başka ülkelere geçen mültecilerin olduğu Avusturya'ya uçacak. Bu, yurt dışına yapacağı ilk yolculuk olsa da ve orada kimseyi tanımasa da yerini bulacağından emin:
"Evet, 72 yaşındayım; ama yeni bir dili [öğrenmeye] çalışmaya hazırım. Çalışmaya ve yeniden kendi ayaklarımın üzerinde durmaya hazırım. Yaş bir tanı değil; kendimi tam güçte ve enerjide hissediyorum. Yeni bir ülkede zorluklar ile karşı karşıya kalmaya hazırım."
Geride bıraktığı hayattan enstantaneler arasında sayfaları çevirirken şöyle diyor Ejova: "Neyi bırakıp neyi yanıma alacağıma karar vermem lazım. Kıyafetlerimi ve ayakkabılarımı bırakabilirim, ama fotoğraflarımdan vazgeçemem; onlar benim hayatım."
Ejova, eşi yıllar önce öldükten sonra 39 yaşındaki oğlu ile birlikte yaşamış. Oğlu ise geride, neredeyse hiçbir iletişim ve internet hizmetinin kalmadığı Myoklaiv'de kalmış. Birkaç gün önce oğlu ona telefonla ulaşıp ayrılmak istediğini söylese de Ejova o günden beri ondan haber almamış.
Ejova cebinde sadece 78 dolar ile sağ salim Avusturya'ya vardı. Ukrayna'dan ayrılmadan önceki gün pek çok ATM'den para çekmeye çalışmış, fakat hiçbirinin içinde para olmadığını görmüştü. Memleketini bir daha görüp görmeyeceğinden emin olmasa da Avusturya'da rahatlık ve huzur bulacağından umutlu ve bunları orada bulmakta kararlı:
"Oğlumu getirmek için mümkün olan her şeyi yapmak istiyorum. O babası gibidir, nadiren ani kararlar alır. Oğlum genç; genç insanlar böyle kararları genelde daha kolay alırlar. Bizim durumumuzda tam tersi oldu: Onu tekrar görebilmek için dua ediyorum." (SD)