Zaporijya nükleer santrali/TASS
Silah sesleri geliyor, belki de roket, bomba ... Eşimle evdeyiz, dışarı pek çıkmıyoruz tabii. Haber hem çok, hem yok, insan neye inanacağını bilemiyor. Seslerin Vasilevka’daki çatışmalardan geldiği söyleniyor.
Biz de Zaporijya’nın hemen yakınında on bin nüfuslu Bianca'da yaşıyoruz, ki Vasilevka bizden 33 km. uzakta, Dinyeper nehri aramızdan akıyor, suyun iletkenliği nedeniyle seslerin bize ulaşması kolaylaşıyor.
Havaalanının vurulduğu da böyle çok konuşulmuştu, Belediye başkanı dün Zaporojya hava alanının vuruldu haberini tekraren vermek zorunda kaldı. Havaalanının bobalanması haberi tabii ki tedirginliği artırdı.
Meğer, hava alanındaki güvenliği sağlayan personelin kaldığı binanın kazan dairesine bir saldırı olmuş. Sanıyorum roket. Sabah bu tahribatın tamir edildiğini öğrendik.
Okullar hala kapalı, ekmek sıkıntısı devam ediyor. Büyük marketlerin kapanış saati 17.00 çekildi. Halk pazarlarında sadece yiyecek reyonları açık. Halk pazarları dahil bütün beyaz eşya, bilgisayar mağazaları kapalı.
Ayrıca Belerus’tan gelen haber de herkesi üzdü, umutları kırdı, endişeye sevk etti.
Covid
Bir arkadaşımla konuştum sabah. Biriyle konuşmuş, devletin buradaki Türkiyelileri trenle çıkarmak için ayarladığı trene binip çıkma imkanı doğmuş, kabul etmemiş, eşini, buradaki arkadaşlarını bırakıp gidememiş. Ukrayna’da 60 bin kadar Türkiyeli yaşadığı söyleniyor.
Arkadaşım telefonda birkaç kez öksürünce “Covid misin” deyince hiç aldırış etmedi, “olabilir” diyor. Haklı, sığınakta onca insan birarada Covid olmamak mucize herhalde.
Savaşla birlikte durmadan top tüfek mühimmat sayılarıyla meşgulüz ya, hepimiz covid'i unuttuk neredeyse. 44 milyonluk ülkede 105 bin insan covid’den öldü.
24 Şubat 2022 günü 276 kişi covid’den ölmüş, 25 bin 789 da yeni vaka. Ertesi gün, 25 Şubat'ta ölüm de yok, yeni vak'a da. Adeta savaş gelmiş, covid gitmiş/bitmiş. Yine de yanlış anlaşılmasın diye yazayım, yani covid izlenemiyor.
Covid'den sağlık sitemi hayli etkilenmişti, üstüne savaş da gelince sağlık çalışanları hastaneler ne yapsın? Ancak, yaralılar ve ölümlerle uğralıyorlar, izinleri de kalkmış üstelik. ağlık çalışanlarının izinleri kalkmış, haliyle kimsenin Covid düşünecek hal kalmadı.
Santral
Önceki gün bir rahatlama yaşamıştık ama akşamına sakinlik yerini endişeye ve korkuya bırakmıştı.
Patlamalar ve ani aydınlanmaların ne olduğunu anlayamıyoruz tabii, pencereyi açınca da bir şey isabet eder diye ister istemez insan korkuyor. Meselenin ciddiyeti en çok da hayvanların yoğun tepkilerinden anlaşılıyor, hayvanlar çığlık çığlığa ses veriyorlar.
Bianka ile Zaporijya nükleer santrali arası 40 kilometre kadar, Dinyeper'in öte yanında. Kiev'e de 500 km. Santral hem bir tür hayat garantisi, hem de korku kaynağı, ölüm düşündürücü. Rusya nasılsa santralı bombalamaz diye düşünüp soluk almak, ya bombalarsa diye düşünüp paniklemek. Bu santralde bir kaza olmuş, altı yedi yıl önce.
Çernobil'den çok daha güçlü, Avrupa'nın en büyüğü deniyor; ilk reaktör 1984'te devreye girmiş, altıncı son reaktör de 1995'te. Sadece şimdi değil, santral her zaman akılda tutulan bir yer. İnsanlar bazı sağlık sorunlarının, baş ağrılarının nedenini bu santralden yayılan partiküllere bağlıyorlar.
Silah
Tanıdığım gençlerden biriyle konuşuyordum. Silahlı gruplara katılmak için, Türkiye'deki askerlik şubesi gibi yerleri var, oraya başvurmuş, silah istemiş. Vermemişler, "15 kişiye bir silah veriyoruz, hep birlikte gelmeniz gerekiyor" demişler oradan.
Sıkıntılı bir durum bu. İnsanlar ne olacağını, bu durumun ne kadar süreceğini bilemiyorlar. Savaşın gidişatını da kimse kestiremiyor tabii. Belarus toplantısından beklentileri karşılayan bir açıklama gelmemesinin de etkisiyle insanlar geleceğe nasıl bakacaklarını bilemiyor gibiler.
Konuştuğum bir kadın, endişeyle, en az bir ay çatışmalarını sürebileceğini tahmin ettiğini söyledi, kaamsar ve endişeliydi, özellikle de nükleer santral nedeniyle.
Para
Cep telefonlarına hala terminallerden para yüklemek mümkün değil. Para yükleme sorunun ne kadar süreceğini sorduğumda dükkan sahibi sistemin alt yapısı çöktüğü için kısa sürede çözülemeyeceğini söyledi.
Bizim kasabada devlet bankasından para çekmeye çalışanların banka önünde bekleşiyorlar. Limitli çekebilecekleri para kuyruğunda konuştuğum biri bir buçuk saattir beklediğini ve önünde en az otuz kişinin olduğunu ve arkasında da elli kişi kadar insanın beklediğini söyledi. Az bir limitle çekecekleri para için bu kadar insanlar sıraya girmesi bence ortaya çıkan korku ve endişenin bir kanıtı gibi.
Sığınaklar
Evlerin altında genelde sığınaklar var, bizim evin altında da. Eşimle birlikte biz pek inmiyoruz sığınağa en azından şimdilik. Haberleri izlemeye çalışıyoruz, filmleri de.
Bizi merak eden yakınlarımızla konuşuyor, iyilik haberlerimizi iletiyoruz. (İD/APK)