Ankara Şehir Hastanesi’nin emektar eczacısıydı. Çalışkanlığıyla tanınıyordu. Kızı Esengül Türkyılmaz’ın ifadesiyle; naifliği, onun o belirgin özelliğiydi, eşi, çocukları ve arkadaşlarına karşı her zaman çok özenliydi, kimseyi kırmayan, üzmeyen bir yapısı vardı.
Kendisi de hekim olan kızı Esengül Türkyılmaz ile aynı hastanede çalışıyorlardı. Ailede kimsede Covid-19 belirtisi yokken, Taki Türkyılmaz’da halsizlik ve hafif ateşle hastalık kendisini gösterdi.
On beş günlük bir yoğun bakım sürecinden sonra son görev yeri olan Ankara Şehir Hastanesi’nde hayata gözlerini yumdu. Ailesi ve birkaç arkadaşının katılımıyla morgun önünden sessizce uğurlandı.
Taki Türkyılmaz’ın hikâyesini, kızı Doç. Dr. Esengül Türkyılmaz’dan dinliyoruz.
Kızı Esengül Türkyılmaz anlatıyor
Babam her şeyden önce naif bir insandı. İnce ruhlu, düşünceli, çalışkan bir insandı. Abim ve benim için de çok iyi bir babaydı. Bizimle her zaman arkadaş gibi olan, bizi asla kırmayan, çok özverili bir babaydı.
Babasını çok küçük yaşta, yedi yaşındayken kaybetmiş. Büyük abisinin yanında devam etmiş hayatına. Onun çalışmak için gittiği şehirlerde okumuş.
Kwndi çabalarıyla Ege Üniversitesi Eczacılık Fakültesi’ni kazanınca İzmir’de gidip orada devam etmiş öğrenim hayatına.
Mersin
1982’de mezun olmuş ve 83’ten itibaren Mersin’de çalışmaya başlamış. İlk görev yeri burası, biz de orada büyüdük. Mersin’de uzun yıllar çalıştı.
2012’ye gelindiğinde ise Atatürk Eğitim Araştırma Hastanesi’ne tayini çıktı ve Atatürk Eğitim’in Ankara Şehir Hastanesi’ne katılmasıyla birlikte burada çalışmaya başladı.
Pandemi döneminde Ankara Şehir Hastanesi’nde aktif olarak çalışıyordu.
Evliliği
Babam ve annem uzaktan akraba oluyorlar. Tabii o zaman görücü usulü evlenmişler. Annemlerin köyüne gitmişler, tanışmışlar ve evlenmişler. Babam anneme de çok düşkündü. İyi bir ilişkileri vardı. Hiçbir zaman ciddi bir sorunlarına tanık olmadık. Mutlu bir evlilikleri vardı.
Arkadaşlarıyla da ilişkileri her zaman için çok iyiydi. Onlar için gerektiğinde fedakârlık yapmaktan kaçınmazdı. İyi bir iletişimi vardı onlarla. Zaten vefatından sonra herkes çok iyi bir şekilde bahsetti babamdan ve şimdi de sık sık özlemlerini dile getiriyorlar.
Mahzuni Şerif sevgisi
Çok hobileri olan bir insan değildi açıkçası. Ama özellikle yürüyüş yapmayı çok severdi. Türkü dinlemeyi çok severdi. Sevdiği halk ozanları vardı, onların kasetlerini dinlerdi.
Mahzuni Şerif’i çok severdi, en çok onu dinlerdi. Ben zaman zaman sevdiği ozanların plaklarını hediye ederdim ona. Seyahat etmeyi de severdi; ama çalışmayı ve işini çok sevdiği için öyle izin alıp sık sık seyahat etmezdi.
Doçentlik sınavına babamla Tabii kötü anılar hatırlanmaz genelde ama babamla ilgili unutamadığım çok güzel bir anım var benim. 2017 Ekimi’nde doçentlik sınavıma babamla beraber gitmiştik. İstanbul’da sınava girmiştim, o da bana eşlik etti. Ben zaten heyecanlıydım; ama o da dışarıda epey heyecanlanmış, arkadaşlarını aramış, sürekli dua etmiş. Sonuç açıklanınca da çok mutlu olmuştu. Hocalarımızla birlikte kutlama yapmıştık. O gün çok güzel bir gündü. Geriye dönüp bakınca “İyi ki bunu başarmışım, iyi ki babam o gün yanımdaymış,” diyorum. |
Covid-19
Covid-19’u nereden kaptığını hâlâ bilmiyoruz; ama ailede kimsede yoktu. O gün benim nişan törenim vardı. Babamın sabahtan hafif bir halsizliği vardı ve biraz da subfebril ateşi olmuştu.
İnsan konduramıyor tabii ama ben şüphelendim ve “Baba sen Covid mi oldun acaba?” diye sordum. Annem “Üstü açık yatıyor bu aralar, ondandır kızım,” dedi.
Annem yakından takip ederdi babamın sağlığını, huyunu suyunu da en iyi o bilir zaten. Annemin bir bildiği vardır dedim ve böyle kapattık konuyu.
Pozitif
Nişanda maskesi sürekli takılıydı. Allahtan gelen kimseye bulaşmamıştı. Çünkü ertesi gün yine halsizliği oldu ve ben bu sefer tetkik yaptıralım dedim.
Pozitif çıktı test sonucu. Akciğer tutulumu da olunca 10 Ağustos 2020’de hastaneye yatışı önerildi. Bir dört-beş gün sonra taburcu edildi babam, iyi denilerek. Ama çok da iyi değildi.
Covid-19 biraz da böyle bir virüs ya. Evde istirahatle kendi kendine de geçebilir, diye taburcu edildi. Eve geldikten sonra daha kötü oldu. Ateşi yükseldi. Öyle olunca acile getirdik, ben de nöbetçiydim zaten. Aynı hastanede çalışıyorduk biz. Ama tabii doktor olsam bile ben o zaman hasta yakınıydım.
Tekrar hastane
Acilde akciğer tutulumunun ilerlediğini gördük, servise yatırdık. Ateşi devam etti ve biraz daha ilerlerledi bulguları. Gün gün bulgu eklendi ve satürasyonu düştü. Öksürük başladı. O zaman bilinen tedavilerin bir kısmı uygulandı; ama toparlayamadı babam. Yoğun bakıma indirdik.
Yoğun bakımdaki on beş günlük sürecin sonunda kaybettik maalesef babamı. O zaman çok oturmuş bir tedavi protokolü yoktu ama tabii ki her zaman daha iyi bir bakım yapılabilirdi, diye düşünüyor insan.
Sessiz uğurlama
O dönem cenaze törenleri hiç yapılamıyordu. İnsanlar da çekiniyordu ve zaten yasaklar vardı. Hastanede kaybettikten sonra çok yakın birkaç arkadaşı geldi morgun önüne. Onlarla birlikte uğurladık babamı.
Her şey eksildi tabii vefatından sonra. Babam çok özel bir insandı. Çok özlüyoruz onu. Sadece biz değil, tüm arkadaşları özlüyor. Hastanedeki arkadaşları sürekli anıyor. Hastanede bir klinik araştırma merkezi açılacak, başhekimimiz oraya babamın adını vermeyi planlıyor. Böylece en azından ismi yaşamış olacak. Buna layık görülmesi de beni onurlandırıyor ama keşke yanımızda olsaydı babam.
Türk Tabipleri Birliği mesajı
“Ankara Şehir Hastanesi'nde görev yapan Ecz. Taki Türkyılmaz'ı Covid-19 enfeksiyonu nedeniyle yitirdik. Bugün de eksildik! #Ölüyoruz. Yakınlarına ve tüm sağlık camiasına başsağlığı dileriz.”
Ankara Şehir Hastanesi anması
Pandemi sürecinde aktif olarak çalıştığı Ankara Şehir Hastanesi, Taki Türkyılmaz’ı Dünya Eczacılık Günü’nde anarak bir mesaj yayınladı.
"Pandemiyle mücadele ederken Covid-19 nedeniyle kaybettiğimiz daima gönlümüzde yaşayan Eczacımız Taki Türkyılmaz’ı Dünya Eczacılık Günü’nde Saygıyla Anıyoruz. Ülkemizdeki sağlık hizmetlerine uzun yıllar eczacılık alanında hizmet veren, Ankara Şehir Hastanemizde pandemi süreci dahil, eczacılık hizmetlerinin başarıyla yürütülmesinde büyük payı olan Değerli Eczacımız Taki Türkyılmaz'ı Covid-19 nedeniyle kaybettik. Ankara Şehir Hastanesi Ailesi olarak Kıymetli Çalışma Arkadaşımız Eczacı Taki Türkyılmaz'ı asla unutmayacağız, minnettarız. Mekanın Cennet Olsun.”
Ecz. Taki Türkyılmaz 1982 Ege Üniversitesi Eczacılık Fakültesi mezunu. 2012’de Atatürk Eğitim Araştırma Hastanesi’nde çalışmaya başladı. Son görev yeri Ankara Şehir Hastanesi’ydi. 5 Eylül 2020’de Covid-19 nedeniyle hayatını kaybetti. |
(TY/APK/YK)
Covid-19 nedeniyle hayatını kaybeden
sağlıkçıların yakınları anlatıyor
YAŞAYAMAZLAR MIYDI?
Video-Söyleşiler: Tuğçe Yılmaz
Hangi politikalar sağlıkçıların Covid-19'dan ölmesini önler(di)?/ Tuğçe Yılmaz
Soruyoruz; sağlıkçı Covid-19'u hastanede kaptığını nasıl belgeler?/ Hüsnü Yıldırım
Pandemide çalışma yaşamı için “Unutulanlar”/ Onur Hamzaoğlu
TTB Başkanı Prof. Dr. Korur-Fincancı yanıtlıyor: Yaşayamazlar mıydı?
Hakkâri’nin Mehmet Dayısı: Sağlık çalışanı Mehmet Mollamahmutoğlu
Hatay'ı yasa boğan kayıp Dr. Adnan Ezelsoy
Emektar eczacı Taki Türkyılmaz
Çocukların amcası: Dr. Nebil Emir
Bir Göç Hikâyesi: Dr. Mohammad Şamaa
Hematolojide deha: Melih Aktan
Nazilli’nin Profesörü: Esat Ülkü
Dilek Tahtalı 33 yaşında gitti, Köpük ondan armağan
Hocaların Hocası: Cemil Taşçıoğlu