Yıldırım Türker'in 4 Nisan 2011'de Radikal gazetesinde çıkan yazısını aynen yayımlıyoruz. Yazı Ayrıntı Yayınları'ndan 2015'te çıkan, Füsun Özbilgen'in derlediği Devrimciler Ölmez/ 10'lardan Biri: Sinan Kazım Özüdoğru Kitabı'nın 112-114 sayfalarında da yer alıyor.
Ankara’daki küçük evimizde çok insan saklandı. Onlardan biri de Sinan Kâzım Özüdoğru’ydu. 9 arkadaşıyla Kızıldere’de devlet tarafından katledildi. 30 Mart 1972 günü, yatakhanede, bir yöneticinin dinlediği radyodan duymuştum. Neredeyse keyifli, oh çeker gibiydi radyonun sahibi.
Kendimi dışarı zor attığımı, gözyaşları içinde Ankara’da yaşayan ailemi aramak için telefon bağlattığımı hatırlıyorum. Telefon bir saat içinde bağlanırken acımı paylaşacak bir arkadaş bulamamıştım. Babam da ağabeyim de perişandı. Anamsa hastalanıp yatağa düşmüştü.
“Kızıldere’de on devrimci ve üç teknisyen makineli tüfekler ve bombalarla öldürüldü.”
Kızıldere Katliamını lise hazırlık sınıfının büyük yatakhanesinde yaşanmış gibi hatırlarım. Kendimi yatılı okulda ilk olarak kimsesiz, yapayalnız hissettiğim o gün. 60’lar Ankara’sının orta sınıf memur semtlerinden birinde yaşardık. 11-12 yaşlarında olsam gerek. Bir akşamüstü sokaktan geçen bir boyacıyı annemin heyecanla çağırışını hâlâ hatırlıyorum. Utangaç bir delikanlı, Züğürt Ağa’nın domates satışı gibi zar zor “Boyacııı!” diye bağırıyor, sanki, “Aman inşallah kimse duymamıştır” der gibi mahcup bir edayla etrafına bakıyordu. Nitekim anam da delikanlı evin holünde ayakkabıları boyarken onu sorguluyordu. “Oğlum sen boyacı değilsin. Anlat bana.” Adı Sinan Kâzım’dı.
O günden sonra ailenin en büyük oğlu oldu. Siyasal'da okuyordu. Yoksuldu. Anam Siyasal'a gidip onun adına konuşup haklarını veniden kazanmasını sağladı. Daha sonra kaçak konumundayken de hep evin bir anahtarı ondaydı. Bazı geceler geç saatte gelir, kapıya yakın odada kendisi için hazırlanmış yatakta uyur, sabahları biz uyanmadan da giderdi. Anam her gece başucuna bıraktığı süt bardağı boşsa, gelip dinlenmiş olduğu için sevinirdi.
Sinan Kâzım Özüdoğru’dan bende, şefkatli tebessümü kalmış. Hep biraz mahcup, hep sevgi dolu. Anamın gelini muamelesi yaptığı Rüçhan Manas’la birlikte Sinan Kâzım’ın babam ve anamla oturup yemek masasında tartıştıklarını hatırlıyorum. Babam, “En önemlisi yaşamanız” diyordu. Sinan ve Rüçhan da sevgiyle gülümsüyor, inancı uğruna yanmaya hazır bir genç insan gibi sanki artık ana-babamın ardında bir yere bakıyorlardı. Kızıldere yolu görünmüştü.
Ayaktakiler: Sinan Kazım Özüdoğru, Aşkın Etensel, Hanefi Caner, Rüçhan Manas, Ayşın Er, İbrahim Göltaş, Oturanlar: Alev Maro, Ertan Kurt. |
Sinan Kâzım Özüdoğru, dokuz arkadaşıyla birlikte Kızıldere’de devlet tarafından katledildi. O küçük evimizde çok insan saklandı, askeri operasyonlar düzenlendi o eve. Kızıldere Katliamı’ndan sonra hiçbir şey eskisi gibi olmadı.
Ne olmuştu?
12 Mart askeri müdahalesi sonrası THKO militanları Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’ın idam edilmesine engel olmak için yola çıkmışlardı. 11 devrimci, 26 Mart 1972 Ordu’nun Ünye ilçesindeki NATO üssünde görevli iki Kanadalı bir Britanyalı teknisyeni rehin aldılar.
Tokat’ın Niksar ilçesi Kızıldere köyünde yerleştikleri evde güvenlik güçlerince sarılan Mahir Çayan ve arkadaşları teslim olmayı reddettiler. Makineli tüfekler, havan topları ve bombalarla yapılan saldırı sona erdiğinde teknisyenler de dahil, on devrimci ve üç teknisyen hayatlarını kaybetti.
Bitişikteki samanlığa sığınarak kurtulan Ertuğrul Kürkçü ertesi gün yapılan aramada yerel jandarma tarafından sağ olarak bulundu. Deniz ve arkadaşları, Cumhurbaşkanı Sunay’ın onayıyla 6 Mayıs 1972’de idam edildi. Nihat Erim başbakanlığı sırasında.
Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan’ın idam edilmesine kadar varacak. "Balyoz Harekâtı" olarak bilinen uygulamaları başlatması nedeniyle Balyoz lakabıyla anılageldi. "Gerekirse demokrasilerin üzerine şal örtmeli" sözü nedeniyle de Aziz Nesin kendisinden "Şalcı Nihat" diye söz. etmiştir.
Nihat Erim, 19 Temmuz 1980 de İstanbul Dragos’taki evinin yakınında Mahir Çayan ve arkadaşlarının intikamının alınması adına Dev-Sol militanlan tarafından ateşli silahla öldürüldü. 2OO5’de yayımlanan Günlüklerinde, Kızıldere'de jandarmanın eve girdikten sonra sağ kalan devrimcileri de öldürdüğünü itiraf ediyordu.
Kızıldere’de katledilen devrimcilerin 39 [2011] yıldır bütün direnenlerin sırtını okşuyor. Cesaret veriyor. Dönemin Dev-Genç Genel Başkanı hâlâ o günlerdeki kadar genç Ertuğrul Kürkçüye selam çakıp soralım, “ölü’mü denir şimdi ON’lara?”
Türkiye Halk Kurtuluş Partisi-Cephesi (THKP-C) kurucularından Mahir Çayan Dev-Genç Merkez Yürütme Kurulu üyesi Hüdai Arıkan, Türkiye Halk Kurtuluş Ordusu (THKO) militanı Cihan Alptekin, Fatsalı şoför Nihat Yılmaz, Fatsalı öğretmen Ertan Saruhan, Ünyeli çiftçi Ahmet Atasoy, Dev-Genç Genel Sekreteri Sinan Kâzım Özüdoğru, Siyasal Bilgiler Fakültesi öğrenci Derneği Yönetim Kurulu üyesi Sabahattin Kurt, THKO militanı Ömer Ayna ve Hava Kuvvetleri Proleter Devrimci Örgütü'nün kurucusu Üsteğmen Saffet Alp.
Sinan Kâzım’ın Ağabeyi
bianet'te Emin Özüdoğru, “Kardeşim Kâzımı Gizlice Gömdüler” başlığı altında Sinan Kâzım’ın mezarına ulaşabilme hikâyesini anlatmış.
“Cesedinin başına vardığımızda Kâzım’ı giysileriyle kanlar içinde ortalığa alelade atılmış vaziyette sol ayak bileğinden aşağısını top mermisi götürmüş ve alnının ortasında bir kurşun deliği açılmış vaziyette bulduk. Alnının ortasındaki kurşun yarasına hâlâ bir anlam veremiyorum. Top dışardan atıldıktan sonra kaç dakikalar veya saatler sonra cesedin başına gelen güvenlik görevlisi [sadist] ölmüş insana neden kurşun sıkar?”
Füsun Özbilgen |
Gazeteci. Yeni Yüzyıl Üniversitesi İletişim Fakültesi öğretim görevlisi. IPS İletişim Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi. İletişim Araştırmaları Derneği (İLAD) Genel Sekreteri. Galatasaray Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde habercilik dersleri verdi (2003-2013). Gazeteciliğe Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde öğrenciyken TRT'de başladı. 12 Mart 1971 askeri darbesi sonrasında 256 sanıklı THKP-C davasında yargılandı, 21 ay Sağmalcılar Tutukevi’nde kaldı. TRT, ANKA Haber Ajansı, Cumhuriyet, Radikal, Posta gazetelerinde, dergilerde radyo ve TV kanallarında muhabir, köşe yazarı, editör, genel yayın yönetmeni, yazı işleri müdürü olarak çalıştı. Sana Tütün ve Tesbih Yolluyorum (Semiha Berksoy’un Anıları) kitabının yazarı, İletişimim Devrim Yılları (Hıfzı Topuz’a Armağan) kitabının editörü, Devrimciler Ölmez/ Sinan Kazım Özüdoğru kitabının derleyeni. ÇGD, Sedat Simavi Takdir, TGC, Bülent Dikmener ödülleri sahibi. |
(YT/APA/KU)
*Füsun Özbilgen (derleyen), 10'lardan Biri: Sinan Kazım Özüdoğru Kitabı/ Devrimciler Ölmez, yayına hazırlayan: İlbay Kahraman, son okuma: Onur Koçyiğit, kapak fotoğrafı: Sinan Kazım Özüdoğru, kapak tasarımı: Gökçe Alper, dizgi: Hediye Gönen, ikinci basım: İstanbul 2015, 208 s.
49. yılda Kızıldere, On'ların hayatları
12 Mart 1971'den, 30 Mart 1972'ye/ Ertuğrul Kürkçü
Kızıldere Operasyonuna katılan bir onbaşı anlatıyor