Yeni yılın ilk günlerinde yapılan düzenlemelerle alkollü içecekler ve sigaraya uygulanan Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) oranının artırılmasına ilişkin düzenlemeler Resmi Gazete’de yayınlandı.
Bu artışı ekonomik ve sosyal açıdan değerlendirebiliriz.
ÖTV artışı 2019 Bütçe Tasarısında öngörülmüş; 2019 yılı vergi gelir hedefleri içinde yüzde 20.2 ÖTV artışı yer almıştı.
ÖTV nedir?
ÖTV, Katma değer vergisi (KDV) gibi, tüketim/kullanım üzerinden alınan bir vergi türü. Verginin toplanma biçimi açısından önemli olduğu gibi, bireylerin tüketim biçimlerini etkilemesi açılarından önemli.
ÖTV, insanların yaşamlarını sürdürebilmesi için gerekli olan mal veya hizmetler dışında kalan lüks tüketim mallarının (mücevher, lüks otomobil gibi), çevre kirliliğine neden olan (benzin, kömür vb) veya insan sağlığını etkileyen mal veya hizmetler (sigara, alkol) üzerinden alınan ilave vergilerdir.
Kullanımı sınırlamak
Bu vergilerin amacı, söz konusu mal veya hizmetlerin kullanımını sınırlamaktır.
Bütün dolaylı vergiler gibi ÖTV de kişilerin mal veya hizmet satın almaları sonucunda meydana gelir. Elde edilen gelir veya servetin vergilendirilmesinden farklıdır.
Kişiler satın aldıkları mal veya hizmetin fiyatının içinde bu vergiye de katlanmak zorunda kalırlar. Bu vergilerin kişinin şahsi durumuyla, elde ettikleri gelirle bağlantısı yoktur.
"Lüks ve zararlı" kavramları
Hangi mal veya hizmetlerin lüks veya sağlığa zararlı olduğu tartışmalı olduğu için dolaylı vergiler;
* Gelire, kazanca dayalı ve beyan üzerine tahakkuk ettirilen vergileri toplamakta yeterince etkinlik sağlayamayan kamu otoritesi için gelir arttırma aracına dönüştü.
* Kişisel bir vergi olmadığı, tüm kullanıcıları etkilediği için gelir dağılımı üzerinde olumsuz etkileri olduğu bilinir.
Şeker için ikna, sigara için zam
Bu çerçevede, ÖTV artışı sigara ve alkol kullanımının “zararlı” olması nedeniyle kullanımını sınırlandırma amacına dayandırılıyor.
Zararlı olduğu düşünülen diğer pek çok mal veya hizmetin (şeker vb.) kullanımının ikna yoluyla sınırlandırılmasına çalışılırken, sigara ve alkol tüketiminde ÖTV artışı belirleyici yöntem olarak kullanılıyor.
Bu uygulama gelir sağlama hedefinin sigara ve alkol tüketimini azaltma hedefinin çok önünde olduğunu düşündürüyor.
ÖTV oranları ve beklenen vergi artışları
Çeşitli mal veya hizmet gruplarından beklenen ÖTV artış oranları ve beklenen vergi artışları şöyle:
ÖTV Artışı (%) | ÖTV Artışı (TL) | |
Motorlu Taşıtlar (Bütçe Önerisinde) | 15.4 | |
Beyaz Eşya (Bütçe Önerisinde) | 47.6 | |
Akaryakıt (Bütçe Önerisinde) | 20.2 | |
Sigara (Gerçekleşen) | 2.8 | + 6.9 milyar TL |
Alkol | 23.9 | + 2.3 milyar TL |
Bu rakamlar ÖTV artışının gelir arttırıcı yanını ortaya koyuyor.
Ama bu sav, beyaz eşya ve otomotivde bırakalım ÖTV artışını, KDV ve ÖTV indirimli satışların üç ay süreyle uzatılması uygulaması ile çelişkili. O zaman bazı mal veya hizmet gruplarında ÖTV artışının ekonomik olduğu kadar sosyal ve politik yanları da var.
ÖTV artışının sosyal ve politik boyutları
Sigara ve alkol kullanımı, hükümetin yaygınlaştırmayı hedeflediği yaşam biçime aykırılık oluşturan ögelerin en görünenleri, dolayısıyla en simgesellerindendir.
Fiyatların önemli derecede artışına neden olacak ÖTV artışı belki kullanımı da biraz azaltacaktır. Ama belki de en önemlisi içkili mekanlardaki fiyat artışlarıyla, içki içme fiilini kamusal mekanlardan evlere yöneltecek, görünürlüğünü azaltacaktır.
Kaçak tütün ve içkiye yönlendirebilir
Sigara ve içki kullanımını gerçekten azaltabilecek mi? Bunu zaman ve istatistikler gösterecek. Ama kesin olan, kişileri en azından kısa vadede kaçak tütün ve alkollü ürünlere yönlendireceğidir.
Kayıt dışı tütün ve alkollü ürünler satışı, kamu maliyesi açısından önemli bir vergi kaybına yol açarken, kaynağı ve içeriği bilinemeyen ürünlerin kullanımı ile insan sağlığı açısından ilave zararlara yol açacaktır.
İthal tütüne vergi imtiyazı
2019 yılının ilk günlerinde yapılan düzenlemenin boyutlarından birisi de ithal tütüne kilo başına uygulanan 0.15 sentlik verginin sıfırlanmasıdır. Bu uygulama AB tam üyelik müzakerelerinde yapılan taahhütlerin bir sonucudur. Böyle bir uygulamanın da, yerli tütün üreticileri açısından haksız rekabete yol açması olası bir olumsuzluktur.
Hükümetin gelir artırma hedefi de, insan sağlığına ve çevreye zararlı mal veya hizmetlerinin kullanımının azaltılması amacı da uzun vadeli yapısal düzenlemeler gerektirir.
Vergi artışları aracılığıyla ekonomik ve çevresel sorunlar kalıcı olarak çözümlenemeyeceği gibi yaşam biçimi de değiştirilemez.
Tüm bireylerin birbirinin yaşam biçimine saygı duyduğu, kimsenin kendisinde bir diğerini değiştirme isteğini ve hakkını bulmadığı, bireylerin elde ettiği gelir ve servetin esas alındığı daha adil bir vergi sistemini hedeflediğimiz bir yeni yıl diliyorum. (AGY/AS)