İstanbul Sultangazi’de Habipler Meydanı’nda AKP’nin 24 Haziran seçimleri zaferini silah sıkarak kutlanması yeterince tartışılmadı bence.
Bu ülkede yıllardır sivil silahlanma sorunu olduğunu bilmemize, yıllardır laf tüketmemize rağmen bu konu hiçbir zaman ülkenin ana gündem maddeleri arasında yer almadı.
Umut Vakfı’nın yıllık raporları durumun ne kadar vahim olduğunu gösteriyor.
Ocak 2018’de yayınlanan “2017 Silahlı Şiddet Raporu”nu şöyle bir gözden geçirmek yetiyor.
“2017 yılında” bir önceki yıla göre yüzde 28, son üç yılda yaklaşık yüzde 61 artışla 3 bin 494 bireysel silahlı olay medyaya yansıdı.
“2017 yılında yaşanan 3.494 bireysel silahlı olayda, 2187 kişi öldürülürken birçoğu ağır 3.529 kişi de yaralandı.
Sevinince, kızınca, durup dururken eğlencesine, canı sıkılınca havaya ateş eden bir insan profili var bu ülkede ve bu profil gittikçe daha da saldırgan, kafasına buyruk, fütursuz özellikler göstermeye başladı.
Dün seçim kutlaması ile liseli gençlerin eylemine polisin dolayısıyla devletin yaklaşımı arasındaki makasın ne kadar açık olduğunu yazmıştım.
TIKLAYIN - İki Video Arasındaki Fark, Yeni Türkiye
Umut Vakfı bu görüntüler üzerine bir basın açıklaması yaptı. Deniyor ki:
"Umuyoruz ki ülkemizi yönetenler bireysel silahlanmayı önleyici tedbirler alınması için çalışmalar yapar... Zira bir kez daha gördük ki; pek çok ev birer silah deposuna dönüşmüş durumda..."
Bugün Anadolu Ajansı, Emniyet’in sözkonusu görüntüler üzerine soruşturma başlattığı, kamera görüntülerinin incelenip gerekli işlemlerin yapılacağına dair bir haber servis etti.
Bu arada yeni görüntüler yayınlandı. Silahlı kutlamanın saaterce sürdüğü anlaşılıyor.
Yanıtlanması gereken sorular
Mesele sadece Habipler Meydanı, orada eline silah alıp çıkan insanlar değil; böyle bir insan profili nasıl oluştunun yanıtı verilmeli?
Bu insanlar bu kadar silahı, kurşunu hadi genelleyeyim cephaneyi nasıl buldu? 15 Temmuz darbe girişimi sırasında karakollardan silah dağıtıldı iddiaları geliyor insanın aklına ister istemez.
Hem üstelik sadece Sultangazi değil ki, ülkenin birçok kentinde silahlı kutlamalar yapıldı, ortalıkta bir tek polis yoktu. Kamuoyunda itiraz yükselince, "Video kayıtları inceleyip soruşturacağız demek midir", emniyetin görevi?
Oysa üç kişi elimize pankart alıp, Taksim Meydanı’na çıksak Şeker Fabrikaları satılmasın diye bağırsak en az 40 polis üstümüze çullanır.
24 Haziran gecesi saatlerce silah sesleri yankılandı bu ülkede, tek bir polis her hangi bir olay yerinde görülmedi; neden? Bunun yanıtı verilmeyecek mi?
Bitmedi…
Soruşturma açıldı, diye ortalığı sakinleştirme haberi servis eden Anadolu Ajansı’nın geçtiği bir haber daha var bu hengamede.
Başlık şöyle: “'Magandalara' karşı her düğüne bir polis”. Bu olay Kırıkkale’de geçiyor.
Emniyet Müdürlüğü, kentteki düğün ve kutlamalarda ölüm ve yaralanmalara yol açabilecek "maganda kurşunları"nın engellenmesi amacıyla sivil veya resmi polis görevlendirileceğini duyurmuş. Haberde ötekileştirici, aşağılayıcı ifade tırnak içinde, AA’nın haber dilinin azizliği. Özellikle bıraktım.
Ayağını uzatıp televizyon seyretmek
Gözümün önünde şöyle bir görüntü var: Kırıkkale Emniyet Müdürü 24 Haziran gecesi evinde bacaklarını uzatmış, TRT'den seçim sonuçlarını izliyor. Dışarıda silah sesleri yükselince, istifini bozmadan söyleniyor "Bunlar düğünde de atar şimdi” yarın bir el atayım şu işe.
Hazır televizyonun başına oturmuşken açıp bir western filmi seyretmiş midir acaba? Hani herkesin belinden silahların sarktığı ABD’de geçer hikaye. Bir kasabada birden silahlar çekilir, herkes etrafa ateş etmeye başlar. Yıl 1800'ler herkesin silahlı olduğu yerde kaçınılmazdır. Ama o filmlerde bile bir şerif çıkagelir ve çatışmayı durdurmaya yeltenir.
Yıl 2018, aradan 200 yıl geçmiş. Türkiye'de İstanbul'da. kentin uluorta bir meydanında gece boyu silahlar atılıyor; ne gelen var ne giden, işin kötüsü bu bir film değil. (HK)