Balçova Ekolojik Komşu Bahçesi betonlaşan kentler içinde doğa ile ilişki kurabilmek için 14 yıl önce İzmir’in Balçova ilçesinde kuruldu. Bugün yıkım tehlikesiyle karşı karşıya.
Sürdürülebilir ekolojik tarım yapılan Balçova Ekolojik Komşu Bahçesi’nin koordinatörü Ercüment Düşünceli, bahçenin nasıl kurulduğunu ve yıkım tehlikesiyle nasıl karşı karşıya geldiklerini bianet’e anlattı.
Komşu Bahçe nasıl kuruldu?
Ekolojik Komşu Bahçesi olarak Türkiye’de bir ilk olan bahçe, 2003 yılında Sema Altan’ın çabalarıyla kurulmuş. Altan, ABD’de katıldığı bir program vasıtasıyla böyle bir projenin varlığından haberdar olmuş. ABD'de Berkeley'de Karl Linn'in geliştirdiği ekolojik ev ve ekolojik komşu bahçe yaklaşımını yerinde incelemiş. Altan Türkiye’ye döndüğünde dönemin Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Balçova belediye başkanı Ali İhsan Ülker ile görüşüp bahçe için yer almış.
Bahçe Avustralya Şehir Komşu Bahçeleri Ağı'ndan iki bilim insanı olan Evan Raymond ve Morag Gamble'ın teknik ve bilimsel katkılarıyla gerçekleşmiş. Balçova Ekolojik Komşu Bahçesi kuruluşundan beri Berkeley Karl Linn komşu Bahçesi'nin kardeş bahçesi ve Avustralya Şehir Komşu Bahçeleri Ağı'nın bir parçası.
Arazinin kullanım hakkını encümen kararıyla alan Altan, Avustralya’dan gelen iki bilim insanıyla beraber bahçeyi kuruyor. Bahçe 14 yıldır uluslararası permakültür ve komşu bahçeleri çalışmaları arasında Türkiye’yi temsil ediyor.
Ancak, Ülker’in ardından yönetime gelen ve üç dönemdir belediye başkanı seçilen CHP’li Mehmet Ali Çalkaya, bahçeyi yıkmak istiyor.
Düşünceli’nin verdiği bilgiye göre, bahçenin şu anda 40 üyesi var ve bu üyeler 11 Mayıs’tan beri belediyenin yıkım tehditleriyle mücadele ediyor. Seed International ve Berkeley Belediyesi de bu mücadeleye dahil olmuş ve İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne bahçeyi koruma çağrısıyla mektup göndermişler.
Düşünceli: Belediyede iki gün mesai yaptım
Ercüment Düşünceli, 10 senedir bölgede yaşayan 66 yaşında emekli hava astsubayı. Bahçenin nasıl yıkım aşamasına getirildiğini şöyle anlatıyor:
“Mehmet Ali Çalkaya reis olduğundan beri ‘Burayı yıkacağım’ diyordu. Biz basına haber verip onu engelledik. Ancak 11 Mayıs’ta beni belediyenin Fen İşleri Müdürlüğü’nden arayıp çağırdılar. ‘Para ödemiyorsunuz, biz size orayı bağışlamadık. Bugün elektriği, suyu keseceğiz. Yarın da iş makinaları girecek’ dediler.
“Biz üyelerimizden aylık 20 lira toplayıp bahçenin her türlü giderini karşılıyoruz. Elimizde makbuzları da var. Bunu kendilerine söyledim. Bana o araziyi 20 yıllığına Ekonomi Üniversitesi’ne kiraladıklarını söylediler. Üyelerimiz gidip birebir görüştü, ben belediyede iki gün mesai yaptım. Başkan ‘Nuh diyor peygamber’ demiyor. Burayı yıkacaklarmış.”
“Burayı ranta kurban edecekler”
Düşünceli’nin aktarımına göre, belediyeden kendilerine üzerinde isim bile yazmayan bir kağıt verilmiş. Bu kağıtta bahçenin de içinde bulunduğu 50 dönümlük arazinin ihaleye verildiği ve bir firmanın burayı aldığı yazıyor:
“Bize verdikleri kağıtta burası 30 kişinin malı değildir demişler. Biz zaten 40 kişiyiz ve ailelerle beraber 160’ı buluyor bu sayı. Toplamda 50 dönümlük bir arazinin içinde bizim alanımız en fazla iki dönüm. 50 dönemde süs ve ışık havuzları, kafeteryalar yapacaklarmış. Bu en az 100 tane ağacın kesilmesi demek.
“Üniversite öğrencileri için yapılıyor yani bizim için değil. Üniversite bizim sağ tarafımızda beş yüz metre ilerde. Sol tarafta da yedi yüz metre ileriye tıp fakültesini açacaklar. Zaten bunu yaparken 1000’den fazla ağaç kestiler burada. Otopark filan yapıyorlar.
“Önce üniversiteye kiraladık dediler ama yazı göstermediler. Sonra bana belediyeden üstünde isim bile yazmayan bir yazı verdiler. Bu yazıda da arazinin ihaleye açıldığı kazanan firmanın topluma açık bir alan yapacağı söyleniyor.”
“Bahçe bir terapi merkezi gibi”
Düşünceli, şu anda iş makinalarının bahçenin 2 metre yakınında durduğunu ancak kendilerinin aktif bir şekilde çalışmaya devam ettiklerini, bahçeyi yıktırmayacaklarını söylüyor:
“Buraya yaşlı emekli insanlar geliyor genelde. Felçli, kanser hastası ya da psikolojisi bozulmuş insanlara burası terapi merkezi gibi. Bahçeye bir gün gitmesem bir şeyimi kaybetmiş gibi oluyorum.
“Bir çardağımız var. Sohbet ediyoruz, paylaşım yapıp yardımlaşıyoruz. 87 yaşında arkadaşımız ağaçlarımıza diz çökerek aşılama yapıyor. Yani çok büyük emekler var burada. Bırakmaya niyetimiz yok, mücadelemizi sürdüreceğiz.”
Bahçe üyeleri belediyeye sordu
Bahçe üyeleri “Belediyeciliği, müteahhitliğe, büyük- küçük çıkar gruplarının çarpık hesaplarına sıkıştıran belediyecilik anlayışına karşı çıkıyoruz” diyerek en son 27 Mayıs’ta bir bildiri yayınladılar.
Bildiride, bahçenin bulunduğu araziyi “Rekreasyon Alanı” ilan eden belediyeye ihaleyi kazanan firmanın kim olduğu, bu firmanın yapacağı ışık ve süs havuzlarıyla ilgili kendilerine fikirlerinin neden sorulmadığı, mahalle halkının fikir ve isteklerinin neden önemli olmadığı gibi sorular yöneltildi.
Avustralya ve Berkeley’den duyarlılık çağrısı
Seed International direktörü İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’na gönderdiği mektupta, Balçova Komşu Bahçesi’nin hikayesi ve başarısını dünya çapındaki çalışmalarında anlattığını söyledi ve bahçenin korunmasını talep etti:
“Sizden bu çok önemli ve değerli olan halk projesini korumanızı acilen rica ediyoruz ki ileriye dönük büyüyebilsin ve gelecekte de diğer bahçe oluşumlarına örnek olmaya devam etsin.”
Berkeley Belediyesi ise Kocaoğlu’na şöyle seslendi:
“Burası İzmir’den çok uzakta ancak Balçova Ekolojik Komşu Bahçesi bizim Berkeley’de bulunan Karl Linn Komşu Bahçe’mizin kardeş bahçesidir ve bu yüzden acilen desteğine koşmaktayız. Sizden ricamız bu bahçenin yıkımına karşı gelin ve korunmasını sağlayın.” (TP/HK)