* Fotoğraf: Kaos GL
“Esat-Eryaman davasında” yeniden yargılamanın ikinci duruşması bugün görüldü.
Ankara 30. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşma, eksik belgelerin giderilmesi kararı ile 24 Eylül’e bırakıldı. Pembe Hayat LGBTİ+ Dayanışma Derneği, karara ilişkin basın açıklaması yaptı.
- NOT: Ankara’nın Eryaman ve Esat semtlerinde yaşanan translara yönelik sistematik şiddetin yargı sürecinde, Yargıtay’ın Ekim 2020’de o tarihe kadar mahkemede alınan bütün kararları bozması üzerine dava 17 Şubat 2021 tarihi itibari ile yeniden görülmeye başlanmıştı. 2006’da başlayan sistematik şiddetle ilgili davada dört sanık silahla yaralama suçlarından yargılanıyor.
LGBTİ+ aktivistleri ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) İzmir Milletvekili Serpil Kemalbay’ın izlediği duruşmada, diğer izleyiciler pandemi nedeni ile içeri alınmadı. Duruşmaya 17 Mayıs Derneği’nden Avukat Kardelen Yılmaz ve Kırmızı Şemsiye Derneği’nden Avukat Evrim Demirtaş da katıldı.
Pembe Hayat LGBTİ+ Derneği’nin haberine göre, sanıklardan Şammas Taşdemir duruşmaya cezaevinden SEGBİS ile katıldı. Duruşmanın sonuna doğru ise sanıklardan Ayhan Günay da salona girdi.
“Kolluk güçleri saldırıları izlemekle yetindi”
Davanın eksik belgelerin giderilmesi kararı ile 24 Eylül 2021’e bırakılması üzerine, Pembe Hayat LGBTİ+ Dayanışma Derneği adliye önünde basın açıklaması yapıldı. Açıklama esnasında müdahale eden polis, basın açıklamasını engellemeye çalıştı. Polis saldırısının üzerine DTCF (Ankara Üniversitesi Dil Tarih ve Coğrafya Fakültesi) önünde okunan açıklamaya, tekrar müdahale gerçekleşti. Polis, bu esnada görüntü almak isteyen gazetecileri de darp etti ve görüntü alınmasını engellemeye çalıştı.
Pembe Hayat LGBTİ+ Dayanışma Derneği’nin basın açıklaması özetle şöyle:
“Bugün bir kez daha Esat-Eryaman davası vesilesi ile adalet arayışı için bir araya geldik. Neler Olmuştu? KC İnşaat isimli şirketin Eryaman’da yaşanan rantsal dönüşümden pay almak için Eryaman’a gelmesi ile birlikte Eryaman’da seks işçiliği yapan ve ikamet eden trans kadın yurttaşlara yönelik sistematik çete saldırıları başladı.
“Onlarca trans yurttaş yerinden edildi, evleri yağmalandı ve yakıldı, gasp edildiler, darp edildiler. Cezasızlık ve maddi teşvik ile ağzının suları akan çeteler, Eryaman’dan kaçan trans kadınların peşini bırakmadı ve saldırılar Esat’a taşındı. Kuaför ve ev baskınları, yağma, darp, gasp, haraca bağlama çabaları, tehditler ve arkadaşımız Dilek İnce’nin katledilmesi.
“Saldırıların başladığı o günden bugüne Dünya Güneş’in etrafında 15 tur döndü. O gün doğan çocuklar şu an 15 yaşındalar. O gün bu mücadelenin yürütücüsü olan bazı arkadaşlarımız şu an aramızda değil. Bambaşka yüzler adaleti aramaya devam ediyor.
“Bizler, bizlere biçtiğiniz bu kaderi kabul etmiyoruz! Nefret saldırıları ile aramızdan koparıp aldığınız arkadaşlarımız bir doğal afet sonucu ölmedi, evlerimizi, işlerimizi bir doğal afet sonucu kaybetmedik.”
Ne olmuştu?
2006 yılı Nisan ayında Ankara’nın Eryaman mahallesinde yaşayan 30 seks işçisi trans kadına bir çete tarafından sistematik olarak saldırılar başladı, mahalle sakinleri translar başka semt ve illere taşınmaya zorlandı ve yerlerinden edildiler.
Saldırganların kimlikleri trans kadınlar tarafından biliniyordu, 24 trans kadın Şehit Osman Avcı Karakolu’na şikayette bulundu. Plakalar ve faillerden biri olan Şammas Taşdemir de şikayet edildi. Ancak şikayetleri sonuçsuz kaldı.
Trans kadınların yerinden edilmesi ile beraber bir yıl sonra, 2007’nin Ocak ayında saldırılar Esat’a sıçradı. 30 Haziran 2006’da kurulan Pembe Hayat LGBTİ+ Dayanışma Derneği’ni, trans seks işçilerine saldıran çetenin üyesi olduğu anlaşılan Ayhan Günay arayıp haraç istedi ve translar ölümle tehdit edildi.
Pembe Hayat liderliğinde Ankara’da her hafta oturma eylemleri, kefenli eylemler yapıldı. Eylemler etkili oldu ve bir ay sonra ilk tutuklamalar yapıldı, Şammas Taşdemir ve Ayhan Günay tutuklandı. 10 Kasım 2008’de çete üyelerinin tespit edilmesinde önemli bir rolü olan dava tanıklarından Bahar Dilek İnce’nin arabasına saldırıldı, İnce pompalı tüfekle başından vuruldu. Katilleri bulunamadı.
2008 yılındaki davada, hakim tarafından davaya ilişkin dolaylı nefret suçu tanımı yapıldı. Tutuklu olan saldırganlar örgüt kurma suçundan ikişer yıl ceza aldı. Ancak 2011’de haraç ve yağma suçunun da olduğu vurgusuyla Yargıtay verilen cezayı yetersiz buldu. Ekim 2020’de ise Yargıtay bugüne kadar verilmiş olan kararları tekrar bozdu ve delillerin, bağlantıların, banka hesap kayıtlarıyla ilgili bilgilerin eksikliği gibi sebeplerle aslında bu grubun çete olmayabileceğini öne sürdü. Bunun üzerine dava 17 Şubat 2021 tarihinde yeniden görülmeye başlandı. (BÖ/AS)