Fotoğraf: Anadolu Ajansı
İlayda Eskitaşçıoğlu ve Bahar Aldanmaz iki kadın. Önce, Konuşmamız Gerek Derneği'ni kurdular.
Ardından, Türkiye'deki regl yoksulluğu ile mücadelede önemli işlere imza attılar.
Kırsal kesimlerde ve dezavantajlı bölgelerdeki kadınların ve kız çocuklarının hijyenik ürünlere erişim sıkıntısını çözmek için çalışan ikili, bugüne kadar Hakkari'den Sivas'a, Adana'dan Ankara'ya 20.000'den fazla kadına ve çocuğa ulaştı.
TIKLAYIN- Yoksulluğun kadınlaşması yazı dizisi-1: "Elde yok avuçta yok, 4 çocuk var"
TIKLAYIN – Yoksulluğun kadınlaşması yazı dizisi -2"Gelirimiz yok, çöpten geçiniyoruz"
Konuşmamız Gerek Derneği'nden İlayda Eskitaşçıoğlu 5 soruda regl yoksulluğunu anlatıyor.
Regl yoksulluğu nedir?
Regl yoksulluğu, regl olan bireylerin bu dönemde kullanmaları gerek menstrüel hijyen ürünlerine çoğunlukla maddi yetersizlik nedeniyle erişememe sorunudur. Bu sorun yalnızca hijyenik ped veya tampon gibi ürünlere erişimsizlikle sınırlı kalmıyor elbette.
Temiz suya, çöp kutusuna veya temiz, güvenli bir tuvalete erişimsizlik de regl yoksulluğunun başka boyutlarını oluşturuyor.
Menstrüel ürünlere erişimsizlik enfeksiyonlar gibi çok ciddi sağlık problemlerine yol açabiliyor ve regl olan bireylerin özsaygısını da olumsuz yönde etkiliyor.
Bu yoksulluğun en önemli sebeplerinden biri de menstrüel ürünlerin çoğunlukla regl olmayan erkeklerin kararını verdiği çok yüksek vergi oranları ile vergilendirilmeleri.
Örneğin Türkiye'de bu temel tüketim ürünleri sanki bir lüks tüketim ürünleriymiş gibi %18 KDV ile vergilendiriliyor. Özellikle yoksulluk sınırının altında yaşayan, düzenli geliri olmayan insanlar için oldukça pahalı ve erişilmezler.
TIKLAYIN - Regl olmayanlar için regl kılavuzu
TIKLAYIN - Regl Kılavuzu'nun detayları
En çok hangi alanlarda, yerlerde, kesimlerde görülüyor?
Aslında bu bir "gelişmekte olan ülkeler" sorunu değil.
Regl yoksulluğu küresel bir sorun ve Sahra-altı Afrika'dan Batı Avrupa'ya kadar dünyanın her yerinde deneyimlenen çok ciddi bir toplumsal cinsiyet ve yoksulluk problemi.
Ancak Konuşmamız Gerek ekibi olarak bizim saha çalışmalarımızda gözlemlediğimiz, özellikle kırsal kesimde yaşayan kadınların ve kız çocuklarının, mültecilerin, mevsimlik tarım işçileri gibi göç ederek ve genellikle güvencesi olmayan işlerde çalışanların regl yoksulluğunu daha fazla deneyimlediği.
Regl olan bireyler açısından pede ulaşamamak nelere neden oluyor? Ne gibi çözümler üretiyorlar?
Başlıca sorun regl döneminde özbakımı gerçekleştirememek ve hijyen eksikliğinden kaynaklanan vajinal enfeksiyonlar gibi sağlık sorunları.
Özellikle sağlık hizmetlerinin verildiği kurumlara uzak yaşayan, erişimi olmayanlar için çok ciddi bir problem.
Regl yoksulluğunu bekleyen regl tabusuna da bağlı olarak aslında çok normal bir biyolojik deneyimin travmatik, korkutucu, utanç verici bir hal alması ve bedenden yabancılaşma, kendini kirli veya ikinci sınıf hissetme gibi sorunlar söz konusu olabiliyor.
Bizim yüz yüze görüşmelerimizden öğrendiğimiz kadarıyla, bu dönemi kanayarak atlatmak durumunda kalan veya paçavralar, dezenfekte edilemeyen kumaş parçaları, çadırlardan yırtılan kaputbezleri gazete kağıtları hatta iri yapraklar kullananlar oluyor. Hijyenik pedler yerine kendileri diktikleri bez parçaları kullananlar da oluyor.
Bu biraz daha sürdürülebilir bir çözüm gibi görünse de özellikle temiz suya erişimin kısıtla olduğu çalışma ve yaşama şartlarında çok da etkin değil. Bazı kadınlardan alınan bir paket pedin bir aileyi idare etmesi için pedi çok az sıklıkla değiştirdiklerini, hatta bir tam gün boyunca kullandıklarını da öğrendik.
Mahallelerden köylere...
Siz bu konuda ne gibi çalışmalar yapıyorsunuz?
Biz Konuşmamız Gerek ekibi olarak 2017 yılından beri regl yoksulluğu ve regl tabusu ile mücadele ediyoruz. Bunu saha projelerimiz ve dijital aktivizm yoluyla yapmaya çalışıyoruz.
Pandemi öncesinde gerçekleştirdiğimiz saha projeleri ile menstrüel ürünlere erişimde sıkıntı yasayan üç kırılgan gruba ulaşmaya çalışıyoruz öncelikle: mevsimlik tarım işçileri, mülteciler ve köy okullarına giden çocuklar.
Mahallelere, köylere, mevsimlik tarım işçilerin yaşadıkları çadırlara gönüllü doktorlarımız ile birlikte giderek ergenlik, regl olmak, kişisel hijyen gibi konularda bilgiler veriyor, soru-cevap oturumları yapıyor, en önemlisi ise regl olmak hakkında rahatça konuşabileceğimiz güvenli ortamlar yaratıyoruz. bunun yanı sıra bir eğitim sömestrı veya bir hasat mevsimi boyunca yetebilecek miktarda hijyenik ped temin ediyoruz.
Bunun dışında özellikle pandemi dönemi sonrası daha da kendimizi geliştirmeye çalıştığımız bir alan dijital aktivizm. Eğitici içerikler ve kaynaklar üretiyoruz, örneğin "Regl Olmayanlar İçin Regl Kılavuzu"nu yayınladık.
Ulusal ve uluslararası platformlarda konuşarak regl yoksulluğu ve stigmasına, adaletsiz vergilendirmeye dikkat çekmeye çalışıyoruz. Yakın bir zamanda da dernekleşerek faaliyetlerimizi daha profesyonel, ve hesap verebilir bir şekilde yürütmeye başladık.
Talepleriniz neler?
Kısaca özetlemek gerekirse, temel sağlık ihtiyacı olan regl ürünlerinden alınan verginin düşürülmesini, hatta bütün dünyada yapılmaya başlandığı üzere sıfırlanmasını talep ediyoruz.
CHP Milletvekili Sera Kadıgil'in vergilerin düşürülmesi konusunda sunduğu ve Ocak 2019'dan beri Komisyon'da bekletilen bir kanun teklifi var hatta. Bunun dışında, uzun vadede Türkiye'de kamusal alanlarda, özellikle devlet okullarında menstrüel ürünlerin ücretsiz temin edilmesi gerektiğini düşünüyoruz ki bu modeller İskoçya ve Yeni Zelanda'da çok başarılı bir şekilde uygulanıyor.
Bu konuda da HDP Milletvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit'in ürünlerin ücretsiz temini ile ilgili bir kanun teklifi var ve ne mutlu ki teklif metninde bizim çalışmalarımıza da atıf var.
Ayrıca regl olma konusunda detaylı ve bu konunun sosyal boyutunu, utanılması gereken bir şey olmadığını da içeren bir eğitimin okul müfredatlarında yer alması gerektiğine ve yalnızca kız çocuklarının değil, bütün çocukların bu konuda bilinçlendirilmesi gerektiğine inanıyoruz.
Dileriz bir gün genç kadınlar olarak çıktığımız bu yolda amacımıza ulaşırız ve regl yoksulluğu ile regl tabusunu ortadan kaldırmayı başarabiliriz.
İlayda Eskitaşçıoğlu hakkında Avukat. Koç Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde Uluslararası İnsan Hakları Hukuku alanında doktora yapıyor. UNESCO Toplumsal Cinsiyet Eşitliği ve Sürdürülebilir Kalkınma Kürsüsü'nde bursiyer. Çok uluslu şirketlerin insan hakları sorumlulukları, toplumsal cinsiyet eşitliği ve genel olarak insan hakları hukuku alanında araştırmalar yapıyor. Aynı zamanda UN Women Pekin+25 Küresel Gençlik Görev Gücü'nün Türkiye'den tek üyesi. 2016 yılında Konuşmamız Gerek'i kurdu. Hemen sonrasında tanıştığı Bahar Aldanmaz ile birlikte ortak çalışmaya başladı. |
YARIN: İSTANBUL BİLGİ ÜNİVERSİTESİ ÖĞRETİM ÜYESİ HALUK LEVENT İSTANBUL POLİTİK ARAŞTIRMALAR ENSTİTÜSÜ'NÜN (ISTANPOL) HAZIRLADIĞI "COVID-19 SALGINININ KADINLARIN ÇALIŞMA VE HANE YAŞAMI ÜZERİNE ETKİLERİ" BAŞLIKLI RAPORUNU VE TÜİK VERİLERİ ÜZERİNDEN YOKSULLUĞU ANLATIYOR. SON