Fotoğraf: csgorselarsiv/Serra Akcan
Haberin İngilizcesi için tıklayın
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmeye ilişkin Cumhurbaşkanı Kararı’nın yürütmesinin durdurulması ve iptali için Danıştay’a başvurdu.
TIKLAYIN - "Kadın hakları gerileme konusunda alarm veriyor"
“Cumhurbaşkanı İstanbul Sözleşmesi’ni feshedemez”
CHP Bartın Milletvekili TBMM Anayasa Komisyonu Üyesi CHP Parti Meclisi Üyesi Aysu Bankoğlu, Daınştay’a yaptıkları başvuru hakkında bianet’e şu bilgileri verdi:
“20 Mart sabahı, ülkemizdeki 42 milyon kadının yaşam hakkının güvencesi İstanbul Sözleşmesi'nin iptal edildiği haberine uyanmıştık. Tek bir kişinin kararı ile Meclis yok sayılıp millet iradesi gasp edilmişti.
“Ancak hepimiz biliyoruz ki, çok taraflı bir uluslararası anlaşma, iç hukukta nasıl yürürlüğe girdiyse buna paralel bir usulle geri alınmalıdır. "Ben TBMM’nden geçen bir kanunu bypass ediyorum, TBMM’yi, millet iradesini umursamıyorum" diyemezsiniz.
“Cumhurbaşkanı, tek taraflı bir irade beyanı ile -insan hakları, temel hak ve özgürlükler alanıyla ilgili- bir sözleşmeyi feshedemez!
“İstanbul Sözleşmesi’ni feshetme girişimi Anayasa’ya aykırıdır ve yok hükmündedir. Tam da bu sebeple bizler Cumhuriyet Halk Partisi olarak bugün iptal başvurumuzu, yürütmenin durdurulması talebimizi de içerecek şekilde, Danıştay'a sunduk.
“Ne kadar farklı yönlere çekilmek istenirse istensin, İstanbul Sözleşmesi, kadınların yaşam hakkını koruma, şiddete/tacize/tecavüze uğramalarını, öldürülmelerini engelleme ve faillerini cezalandırma sorumluluğunu Devlet'e yükleyen bir sözleşmedir. Temel gayesi, kadına karşı şiddeti tüm yönleriyle önlemektir.
‘Biz kadınlar yaşayacağız’
“Yaşanan ayrımcılığı, insan hakkı ihlallerini önle diyor yani. Bu noktada, aile yapısını bozacak bir durum yok. Israrla söylüyoruz; başka bir şey yok. Ama devletin kadını her türlü şiddetten koruma, gerekli önlemleri alma yükümlülüğü var. Şiddetin çıkmaya cesaret bulamayacağı eşitlikçi bir toplum yaratmak için gerekli önlemleri almak var. Türkiye tarihinde ilk defa, bir insan hakları sözleşmesinden çıkma girişimi kabul edilemez; kabul etmiyoruz.
“Şu da bilinmelidir ki: Kadınları kâğıtlarda değil, vicdanlarda koruyacağız demek; kadınları, onlara şiddet uygulayan, taciz ve tecavüz eden, öldüren erkeklerin vicdanına ve insafına bırakmak demektir. Kadın erkek eşitliğine ve kadınlar başta olmak üzere herkesin insan haklarına inanan kadınlar olarak Mustafa Kemal Atatürk’ün Cumhuriyet kadınına biçtiği 100 yıllık haklarımızdan asla vazgeçmeyeceğiz. Biz kadınlar varız, yaşayacağız! İstanbul Sözleşmesi’ni de yaşatacağız.”
Ne olmuştu?
Türkiye, Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile 20 Mart 2021 Cumartesi İstanbul Sözleşmesi’nden tek taraflı olarak feshedildiğini duyurdu. Fesih kararı 23 Mart 2021 Pazartesi günü Avrupa Konseyi’ne de bildirdi.
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’ndan yapılan açıklamada “Fesih kararının” nedeni olarak “Sözleşme’nin eşcinselliği meşrulaştırıyor olması” iddia edildi.
Kadınlar, 20 Mart’tan beri Türkiye’nin birçok ilinde İstanbul Sözleşmesi’ni savunmaya devam ediyor.
İstanbul Sözleşmesi hakkında
Tam adı “Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi” 11 Mayıs 2011'de İstanbul'da imzaya açıldı ve ilk imzalayan ülke Türkiye oldu. Sözleşme 1 Ağustos 2014'te yürürlüğe girdi.
Sözleşme, ''kadına yönelik şiddet'', ''aile içi şiddet'', ''kadına yönelik toplumsal cinsiyete dayalı şiddet'', ''kadın'' kavramlarını tanımlıyor.
Uluslararası alanda kadına yönelik ve aile içi şiddetle ilgili ilk bağlayıcı belge olma özelliğini taşıyan sözleşme şunları içeriyor:
İstanbul Sözleşmesi psikolojik şiddet, ısrarlı takip, fiziksel şiddet, tecavüz, zorla evlendirme, kadın sünneti, kürtaja zorlama, zorla kısırlaştırma, tecavüz ve taciz dahil cinsel şiddet olmak üzere kadına yönelik şiddetin tüm türlerini kapsıyor.
Sözleşme çerçevesinde ev içi şiddet, aynı evde yaşıyor olsun ya da olmasın mevcut ya da eski eş ya da partnerler arasında yaşanan her türlü şiddet edimini içerecek şekilde kadının korunmasını esas alıyor.
Kadınları konumlandırırken "aile" olmayı, evlilik birliği içinde bulunmayı ya da aynı evi paylaşıyor ya da paylaşmış bulunmayı gerektirmiyor.
Sözleşmenin getirdiği yükümlülükler öncelikle devlet görevlilerine yönelik. Devlet kendi adına hareket eden görevlilerinin İstanbul Sözleşmesi'nin gereklerini yerine getirmesini sağlamak zorunda.
Devletlerin sorumluluğu bununla sınırlı değil. Şiddeti gerçekleştiren ister kadının sevgilisi, ister kocası, ister babası, ister patronu olsun, yani kim olursa olsun şiddetin önlenmesi, soruşturulması, cezalandırılması, zararın tazmin edilmesi yükümlülüğü de devlete ait.
TIKLAYIN - İstanbul Sözleşmesi'nin tüm maddeleri...
TIKLAYIN - 7 Soru, 7 Yanıt: İstanbul Sözleşmesi Nedir, Ne Getiriyor?
TIKLAYIN - İstanbul Sözleşmesi nedir, ne değildir?
TIKLAYIN - “İstanbul Sözleşmesi 4 partinin de ortak fikriydi”
(EMK)