Fotoğraf: bianet arşiv
Haberin İngilizcesi için tıklayın
İsviçre makamları Avrupa'da bir ilke imza attı. Türkiye'de kendisine ağır şiddet uygulayan eşini öldürmekten yargılanan ve bir süre hapis yatan Yasemin Çakal'a “politik oturum hakkı” tanıdı.
Kendisine sistematik şiddet uygulayan kocası Özkan Kaymaklı'yı 10 Temmuz 2014'de öldürüp meşru müdafaa hakkını kullanan Yasemin Çakal, 4 Temmuz 2017’de “korku ve heyecan altında işlediği suça ceza verilmesine yer olmadığı” gerekçesiyle tahliye edilmişti.
TIKLAYIN - Yasemin Çakal Davasında Ne Oldu?
Tehdit ediliyordu
Tahliye olduktan sonra tehditler almaya devam eden Çakal, İsviçre Göç Bürosu'na sığınma talebinde bulunmuştu.
Türkiye'de şiddete uğrayan ve yıllarca hapishanede tutulan Çakal İstanbul Sözleşmesi'nin yürürlükte olduğu İsviçre'de bir mülteci kampında yaşıyordu.
Çakal'a "oturum hakkı verildi" haberini feminist avukatlar sosyal medya üzerinden “Buradaki mahkemelerde kendi hayatına sahip çıktığı için, adeta öldürülmediği için "suçlu" kabul edilen #YaseminÇakal'ın başvurusunda avrupada bir ilk gerçekleşti, İsviçre "adli suç" olarak kabul edilen bir kategoride Yasemin'e politik oturum hakkı tanıdı” mesajıyla duyurdu.
Şuraya bir güzel haber bırakalım, sistematik erkek şiddetine maruz kalan, o sabahların birinde kendinin ve oğlunun hayatını savunduğu/savunmak zorunda kaldığı için yargılanan, yıllarca hapishanede kalan #YaseminÇakal hakkında önce karar verilmesine yer olmadığı ve tahliye kararı
— feminist avukatlar (@feministavukatt) April 1, 2021
"Avrupa'da bir ilk"
Feminist avukatlar kararın bir ilk olduğunu belirterek şu bilgileri de paylaştı:
"Sistematik erkek şiddetine maruz kalan, o sabahların birinde kendinin ve oğlunun hayatını savunduğu/savunmak zorunda kaldığı için yargılanan, yıllarca hapishanede kalan #YaseminÇakal hakkında önce karar verilmesine yer olmadığı ve tahliye kararı verilmişti. Üst mahkeme bu kararı kaldırıp hapis cezası verdi. Yasemin burada nefes alamadığı için tüm zorlukları göze alıp gitti, politik oturma başvurusunda bulundu.
"Dün İsviçre'de ve Avrupa'da bir ilk gerçekleşti, "adli suç" olarak kabul edilen bir kategori için politik oturma hakkı tanındı. Çünkü erkek şiddeti münferit değil, tesadüf değil politik. Bu kararın erkek şiddetine maruz kalan tüm kadınlar için nefes aldırıcı olmasını umarken, bu içerikte düzenleme getiren #İstanbulSözleşmesi'ni anmamak da mümkün değil. Ha bir de kadın dayanışmasının sihrini."
Mesajda Yasemin Çakal'ın bir videosu da yer aldı.
“Tüm kadınlar için çok önemli”
"Üç yıl boyunca hep bunu düşündüm. Ölebilirdim. Mucize bir şekilde hayatta kalan bendim. Cezaevine girdiğimde babam da abilerim de herkes hayatına devam etti. Olan bana olmuş.
"Gerçekten gitmediğim için hayatımı kurmadığım için çok üzüldüm. Seneler önce arkama baktığım için döndüm. Hapisten çıkınca hemen arkama bakmadan buraya geldim. Ama hakkımı da aldım. Sadece kendim için değil tüm kadınlar için çok önemli bir karar. Politik oturum almam çok önemli.”
Ne olmuştu?
Yasemin Çakal, sistematik şiddet gördüğü kocası Özkan Kaymaklı’yı 10 Temmuz 2014’te öldürdü.
Çakal, defalarca polise şikâyette bulunmuş, ailesinden yardım istemiş ve kocasının kendisini ölümle tehdit ettiğini belirtip bir süre sığınakta kalmıştı.
10 Temmuz 2014’te kocası, Yasemin Çakal’ı kemerle boğmaya çalışıp çocuğunu dirseğiyle sıkıştırırken, Çakal masada duran bıçakla onu öldürdü.
4 Temmuz 2017'de Bakırköy 13. Ağır Ceza Mahkemesi, “Meşru savunmada mazur görülebilecek heyecan, korku ve telaşla sınırı aşması sonucunda eylemi gerçekleştirildiği kabul edildiğinden, ceza verilmesine yer olmadığına” ve tahliyesine karar verdi.
Feminist avukatlar, ceza verilmemiş olsa da, Çakal'ın beraat etmesi gerektiğini söyleyerek İstinaf Mahkemesi’ne başvurdu. Ölen kocanın ailesi ise ceza verilmesi istemiyle İstinaf Mahkemesi’ne başvurdu.
Tahliye olduktan sonra tehditler almaya devam eden Çakal, İsviçre Göç Bürosu'na sığınma talebinde bulundu.
Türkiye'de şiddete uğrayan ve yıllarca cezaevinde yatan Çakal İstanbul Sözleşmesi'nin yürürlükte olduğu İsviçre'de bir mülteci kampında yaşıyordu.
(EMK)