Görsel: Ağlayan Çayır filminden alındı
“Ben Catrine. Babam Rum, anne tarafım Ermeni. Böyle olunca her iki dilin içinde büyüdüm. Büyüdükçe fark ettim, evden çıkıp okula gidince anladım, hem Rumcayı hem de Ermeniceyi bilenler az; dilimiz konuşulmuyor. Bizim olduğumuz yerlere bir sessizlik çökmüş.
“Buralarda katliamlar olmuş, çok acılar olmuş, çok...Önce Rumlar, Ermeniler gitmiş, sonra dillerimiz… Şimdi yapmaya çalıştığım ise kaybolan dilimin yakarışını duyurmak, aslında bu benim bu sesim.
"Bu sesi de duyan yok..."
"Kaybolan dilinin yakarışını duyulmasını" isteyen kadın Catrine Nikolao.
Rumca ve Ermenicenin her geçen yıl daha da az kullanıldığını ve sonraki kuşaklara aktarılması önünde engeller olduğunu söyleyen Catrine anlatıyor.
ÖNERİ: Catrine, bu haberi okurken buradaki şarkıyı dinlemenizi öneriyor. |
“Her iki dile de yatkınım”
“Annemden Ermenice, babamdan da Rumca öğrendim. Ama en çok okula başlayınca Rumcayı öğrendim çünkü anne ve babanın ortak dili, Türkçeydi.
“Ana dilim daha etkili çünkü annemin dili olduğu için pratiğim çok gelişti ama okuma ve yazmayı öğrenemedim. İbadet olarak ise anne tarafına yatkın oldum herhalde, her iki dine de hayranlığım var.
“Anadili hakkımız”
“Bizler İstanbullu Rumlar olarak şanslıyız; çünkü İstanbul'da okullarımız var. Anadilinde eğitim alabiliyoruz ama Hataylı bir çocuk Ortodoks dinine mensup olduğu için Rumca'yı Rum okulunda öğrenebiliyor, fakat İstanbul’a gelip Rum İlkokulu’na gelince Arapça eğitim alamıyor. Örneğin bir çocuk, Hristiyan Rum değil, Ortodoks Hristiyan olduğu için Rum okulunda okuyor anadili Arapça fakat bu dili okulunda öğrenemiyor.
“Oysa aynı çocuk İngiltere’de İngilizce eğitimli bir okulda ona özel Arapça eğitim veren öğretmenden kendi dilinde ek olarak özel ders alabiliyor.
"Anadili eğitimi bizlerini her dilin hakkı. Ancak böyle bir eğitim hakkı tam olarak yok. Bunların düzeltilmesi gerekli herkes ana dilinde eğitim alabilmeli.
“Umutluyum”
“Benim mücadelem hak hukuk adalet ve eşitlik üzerine Çocuklarımızın anadilinde eğitim alabilmesi üzerine. Yasal düzenlemelerin yapılacağını ve çocuklarımızın, bizlerin bu hakkı alacağına inanıyorum. Bunu da mutlaka başaracağımıza umudum var.
“Anadili saygı duyulması ve korunması gereken bir değer ve bu yüzden çocuklarımızın anadilini öğrenme hakkına sahip olmaları için elimizden gelen her şeyi yapmalıyız.
“Bizler, Rumlar, Ermeniler, bu topraklardan gittik. Sayımız giderek azalıyor, biz bu toprakların parçasıyız. Bizim dilimiz, bizim geleneklerimiz, ibadetlerimiz de öyle. Bizim sayımız azaldıkça dilimiz de azalıyor. Sonraki kuşaklara aktarılamıyor.
“Ben dilim kaybolmasın diye mücadele ediyorum. Herkesin anadili değerli, benim için de benim dillerim değerli. Bu diller sadece benim zenginliğim değil, bu toprakların zenginliği bizim dillerimiz.
“Dillerimiz kaybolmasın, 'anadili haktır' diyorum. Tüm okurlarınızın hem kendi anadillerine hem de başkalarının anadilinde eğitim hakkına sahip çıkmasını isterdim. Benim anadili mücadelem böyle…”
Okuma önerileriSamim Akgönül / Türkiye Rumları/ İletişim Yayınları/ 2017 Ari Çokona / 20 Yüzyıl Başlarında Anadolu ve Trakya’daki Rum Yerleşimleri/ Literatür Yayınevi/ 2016 Bula Bozis/ İstanbullu Rumlar/İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları/2012 Kemal Yalçın Emanet Çeyiz Mübadele İnsanları / Bir Zamanlar Yayıncılık/2006İzleme önerileriAğlayan Çayır Yönetmenliğini Theo Angelopoulos’un yaptığı "Ağlayan Çayır", 20. yüzyılın başlarında göç etmek zorunda kalan Yunanlara adandı. Başrolünde ağulu bir müzik olan bu ağıt Bolşevik devrimi sonrası Odessa’dan sürülen Rumların, ağaları önde, Selanik yakınlarında olduğu düşünülen bir çayıra gelmeleriyle başlar. Filmin bu ilk sahnesi aynı zamanda Angelopoulos’un kullanacağı göstergeleri tanıttığı bir sekans. Odessa’dan gelen grubun ağası ve onun ailesi filmin başkahramanları, Angelopoulos’un kendi babasının adını verdiği Spiro Ağa, Odessa’dan gelirken yanında bir de küçük Eleni getirir. İlk sahneden son sahneye kadar erkeklerin yarattığı tüm acılar bu kadının etrafında geçecek biçimde anlatılır. Zorba Özgün adı Alexis Zorbas. Filmin Türkiye'de İki Arkadaş adıyla da gösterildiğine dair kayıtlar bulunuyor. Senaryosunu Nikos Kazancakis'in aynı adlı romanından Mihalis Kakoyannis'in uyarlayıp yazdığı filmin yönetmeni ve kurgucusu da Mihalis Kakoyannis. Hayattan fazlaca bir beklentisi olmayan mutsuz İngiliz yazar, Yunan Basil'e (Alan Bates) Yunan adalarından biri olan Girit'te bir maden ocağı miras kalmıştır. Hayatına yeniden bir çeki düzen verme umudunu taşıyarak adaya gelen Basil burada aşırı davranışları olan, kaba saba ama hayata şehvetle bağlı orta yaşlı bir Yunan olan Alexis Zorba (Anthony Quinn) ile tanışır. Kendisini adeta himayesine alan Zorba'nın kendisine kabul ettirmeye çalıştığı hayat tarzının bir parçası da yenilgileri umursamamaktır. Zorba'ya göre yenilgiler hayatın kaçınılmaz parçalarıdır ve ancak yenilginin sürekli olarak tadılması ile hayatın zaferlerinin tadına varılabilir. Zorba sayesinde Yunanların dünyevi zevklerini keşfettikçe Basil'in hayata bakış açısı git gide değişmeye başlar. Dedemin İnsanları Çağan Irmak'ın kendi çocukluğunu konu aldığı filmde mübadele sonucu Girit adasından Türkiye 'nin İzmir şehrine göçen dedesi ile geçirdiği son yaz mevsimini anlatır. Filmde 12 Eylül 1980 İhtilali 'nden sonra yaşanan olaylara dayanamayıp intihara sürüklenen dedesinin hüzün verici hikâyesine yer veriliyor. Dinleme önerileriAyşenur Kolivar - Ti Trihas To Yefir [ Bahçeye Hanımeli © 2012 Kalan Müzik ] ΠΟΝΤΟΣ - ADEM EKIZ - Επεγ'ναμε σά παρχάρεα (ΜΕ ΣΤΙΧΟΥΣ) Furtuna Girit Türküsü ( Natassa Mpofiliou - Sto Pa Kai Sto Ksanaleo ) |
BİR DİL BİR KADIN BİR HİKAYE Bu podcast söyleşisi, Anadili Kadınları'nın ortak emeğiyle yayına hazırlandı. @AnadiliKadin YARIN: ZAZACA / ÇİĞDEM KILIÇGÜN- UÇAR ANLATIYOR |
(EMK)