Haberin İngilizcesi için tıklayın
Hatay'ın Antakya ilçesine bağlı olan Dikmece Mahallesi'nde tarım arazileri kamulaştırılan depremzedelerin nöbet eylemi üçüncü gününde (1 Ağustos) devam ediyor.
Dikmeceli yurttaşlar tarafından kaydedilen görüntülerde, yüklenici firmaya ait iş makinelerinin sabah saatlerinden itibaren tarım arazilerinde çalışmalara başladığı, kolluk kuvvetlerinin de alanda konuşlandığı görüldü.
Buna karşılık Dikmeceliler de mahalle girişinde bir araya gelip inşaat çalışmalarının yapıldığı alanın yakınlarına yürüdü. Yurttaşlar sık sık "Dikmece Köyü satılık değildir", "Arapça "Ma rıhna, nıhna hon" (Gitmedik, buradayız) sloganları attı.
CHP'nin Hatay milletvekilleri Nermin Yıldırım Kara, Mehmet Güzelmansur ve Servet Mullaoğlu ile Yeşil Sol Parti Adana Milletvekili Tülay Hatimoğulları Oruç da Dikmeceli yurttaşlara destek ziyaretinde bulundu.
Öte yandan, dün (31 Temmuz) kolluk kuvvetlerinin darp ederek gözaltına alındığı 7 kişiden 3'ü akşam saatlerinde, 4'ü ise bugün sabah saatlerinde serbest bırakıldı.
TIKLAYIN - Dikmece'de nöbetin ikinci günü: "Askerler bizi değil kepçeleri koruyor"
Hatimoğulları: Zeytinlikler yurttaşın geçim kaynağı
Yeşil Sol Parti Adana Milletvekili Tülay Hatimoğulları, "deprem konutları adı altında acele kamulaştırma başladığından beri" Dikmece halkının ayakta olduğunu belirterek şunları söyledi:
"Dikmece, depremle yerle bir olan kentimizin en yoksul köylerinden biridir. Buradaki zeytinliklerle tarım arazileri yurttaşın geçim kaynağıdır. Bugün Akbelen'de ağacına sahip çıkan kadınlar, Cudi'de cayır cayır yakılan ormanlar ve Dikmece'de kesilmek istenen zeytin ağaçları, istimlak edilen tarım arazileri bu ülkenin ciğeridir, canıdır. Dikmece halkına etmedikleri zulmü bırakmayarak canımıza kast etmek istiyorlar. Bizim canımızdır bu ağaçlar, geçim kaynağımızdır."
Torba yasanın 25. maddesine dikkat çeken Hatimoğulları, bu maddenin Hatay'daki zeytinliklerin imara açılmasına olanak sağladığını belirterek, "Zeytinlik yasası bu ülkede 84 yıl önce kanunlaşmıştır. Ve 84 yıldır zeytinler bu ülkenin gözü gibi korunmaktadır. Ne yazık ki AKP iktidarı döneminde her yeri imara ve talana açtılar, şimdi de bu köyün zeytinliklerine göz dikmiş durumdalar" dedi.
İnşaat çalışmalarının yapıldığı tarım arazilerinde jandarma ve TOMA konuşlandırıldı |
"Neden sadece bizim köylerimiz kamulaştırılıyor?"
Hatioğulları ayrıca, "Burada, özellikle Arap Alevilerin yoğun yaşadığı köylerde, mahallelerde acele kamulaştırmaların yapıldığını görüyoruz. Bunun temel nedenlerinden birinin, buradaki demokratik yapının değiştirilmek istenmesi olduğunu düşünüyoruz. Bunu, buradaki yurttaş da öyle hissediyor" ifadelerini kullandı.
"Neden sadece bizim köylerimiz kamulaştırılıyor?" diye soran Hatimoğulları, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Arap Alevi halkı bunu soruyor. Herkes bu hassasiyeti gözetmek zorunda. Ezcümle, zeytinlikler bizim kültürel değerimizdir. Zeytinlikler, tarım arazileri bu köylünün geçim kaynağıdır. Zaten depremde her şeyini kaybetmiş insanlara ikinci bir tramvayı, açlık ve yoksulluğu yine yaşatmaya kalkmayın. Depremi 'Allah'ın lütfu' görerek, kalkıp burada projeler yapmaya, demografik yapıyı değiştirmeye, köylüleri buradan sürmeye hiç kimsenin hakkı yoktur."
Mullaoğlu: Süreç iyi yönetilmedi
bianet'in telefonla ulaştığı CHP Hatay Milletvekili Servet Mullaoğlu, "Evet, devlet kamulaştırma yapabilir. Ancak sürecin iyi yönetildiğini düşünmüyorum. Daha önce gelip köylülerle, TMMOB'un ilgili odalarıyla görüşülerek bir bilgilendirme yapılabilirdi" dedi.
Köylülerin, bölgede orman vasfını yitirmiş araziler ve hazine arazileri olduğu yönündeki aktarımlarına dikkat çeken Mullaoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Yine başka bölgelerde, örneğin Altınözü'nün alt taraflarında yine hazine arazileri var. Ama bütün ihtiyacın bu bölgeden karşılanması haklı olarak halkın tepkisini çekiyor. Dolayısıyla hükümetin buradaki kararını yeniden gözden geçirmesi gerekiyor. Geçimini tamamen zeytincilikten karşılayan köylülerin dile getirdikleri sıkıntıların dikkat alınması gerekiyor."
Güzelmansur: Zeytinliklere afet evleri yapılmasını istemiyoruz
bianet'in telefonla ulaştığı CHP Hatay Milletvekili Mehmet Güzelmansur ise Dikmece'deki süreci başından beri takip ettiğini belirterek, "Gerek TOKİ Başkanı'yla gerek Bakan'la [Çevre ve Şehircilik] bu konuları görüştüm. Halkın mağduriyetini dile getirdim. Ekili arazilerinin istimlak edilmesi nedeniyle sıkıntı çekiyorlar. Ayrıca burada birçok zeytinlik arazi de var" dedi.
"Halkın sakin olmasını ve askerimizle karşı karşıya gelmesini istemiyoruz" diyen Güzelmansur, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ankara'da bu konuyu çözmeye çalışıyoruz. Alternatif yerler sunduk. Orman vasfını yitiren yerler olabilir, hazine arazileri olabilir. Bunlar varken ekili arazilere ve zeytinliklere afet evlerinin yapılmasını istemiyoruz. Halkın görüşü alınarak ve kimse mağdur edilmeden bu sürecin atlatılmasını istiyoruz."
Yıldırım: Planlı ve sağlıklı bir süreç yürütülmüyor
Bianet'in telefonla ulaştığı CHP Hatay Milletvekili Nermin Yıldırım Kara ise Dikmece, Gülderen, Karaali ve diğer mahallelerde yapılan acele kamulaştırmanın metodunun ve planlamasının yanlış olduğunu belirterek, "Çünkü orada zeytinlik alanlar var. Tarım alanları var. Bu planlamanın yanlış olduğunu, şeffaf ve halka hesap verebilir olmadığını Meclis kürsüsünde de vurgulamıştım" dedi.
Deprem bölgesindeki orman ve zeytinlik alanları imara açan düzenlemenin 14 Temmuz'da Meclis'ten geçtiğini ancak deprem konutu ihalelerinin çok daha öncesinde yapıldığına dikkat çeken Yıldırım, bölge halkının rızası olmadan yapılan çalışmaların sorun yaratacağını belirterek şunları kaydetti:
"Bölge halkı zeytin bahçelerini vermek istemiyorlar. Süreç, planlı ve sağlıklı bir şekilde yürütülmedi, hala da yürütülmüyor. İnsanlar bilgi alamadılar. İtiraz noktamız bu. Ayrıca bölgenin farklı hassasiyetleri de var. 'Bizi bölgeden çıkarmak mı istiyorlar?' diye soruyor insanlar, bu noktada çekinceleri var. Biz bu hassasiyetleri de kamuya, idareye hep sözlü olarak ifade ettik. O yüzden bu planlamada tekrar bir revizyon, tekrar bir tadil yapılması gerekiyor."
(VC)