Seçime birkaç gün kaldı. “Erdoğan kaybedecek mi, Meclis çoğunluğu kimde kalacak?” sorularının gelecek hafta cevaplarını öğreneceğiz.
Erdoğan'ın kaybetmesi ve yeni bir iktidarın gelmesi için altılı masanın dört partisi CHP listelerinden seçime giriyor. Bunlardan biri de DEVA Partili Evrim Rızvanoğlu.
1980 yılı Van doğumlu iş insanı Rızvanoğlu, siyaset yaşamına da DEVA Partisi ile başladı.
Evrim Rızvanoğlu anlatıyor.
“Bölgenin en genç adayıyım”
DEVA Partisine geçişiniz, siyasetçi olma kararını nasıl aldınız?
Aslında hiç aklımda olmayan bir şeydi ama genel başkanımız "Sen yapmayacaksın ben yapmacağım, o zaman siyaseti kim yapacak?" dediğinde çok etkilenmiştim.
Gerçekten bizim gibi yeni nesil insanların da bu işin içine girmesi gerektiğine o gün karar verdim. Daha sonra parti kuruluşu oldu, doğa hakları çevre politikalarından sorumlu genel başkan yardımcısıyım.
Şimdi de milletvekili adaylığı İstanbul ikinci bölge sekizinci sıradan da milletvekili adayıyım.
Partimizin ve CHP listelerinde de bu bölgenin en genç kadın adayıyım.
“Tedirginlik yaratmak istiyorlar”
Peki, güncelden başlayalım. Erzurum'da bir olay yaşandı. İmamoğlu'na taşla saldırdılar. Seçime giderken bu olayların devamlarını bekliyor musunuz? Nasıl değerlendiriyorsunuz?
Gerçekten, önceki gün yaşanan olaylara öncelikle çok üzüldüm. Bu görüntüler, bu ülkeye asla ve asla yakışmıyor. Vatan dediğin sadece toprak değil, orada yaşayan insanları da içinde barındıran bir şey. Ben bu toprakları ve bu milleti çok seviyorum ve o sahneler hepimizin içini acıttığı gibi benim de çok içimi acıttı. Fakat son senelerde özellikle 21 senelik bir rejimin en son özellikle 4-5 senesi bu baskılar çok arttı. Ha, bundan sonraki süreçte ne olur? Gördüğümüz görüntüler oldukça düşündürücü. Ama umut ediyorum yanlıştan dönülür ve böyle bir şey bir daha yaşanmaz.
Bu bir demokratik bir seçim kazananı da olacak, kaybedeni de. Kim ülke için iyi olacaksa onun kazanacağını da ben umutla bekliyorum. Tabii ki millet ittifakı olarak bu ülkeye iyi geleceğimizi düşünüyorum.
Biz Taksim'deyiz şu anda ve bugün bir saha gezisine çıkacağız. Ekip arkadaşlarımız bile "Acaba bir sıkıntı olur mu?" diye tedirginlik yaratıyor.
Aslında ülkeye yaşatmak istedikleri tam da bu. O yüzden artık bunları düşünüyor olmamız lazım. İnşallah da buradan Çankaya Köşkü'ne 13. Cumhurbaşkanı olarak Sayın Kılıçdaroğlu'nu yollayacağız.
Kendisi bu ülkeye çok iyi gelecek. Dili, tarzı, harama karışmaması ki benim için çok kıymetli, gençlere ve kadınlara verdiği kıymet, ülkedeki tüm sorunlara hakim olma ve en önemlisi ortak akıl ve istişareyle götürmesi Türkiye'yi iyileştirecek. Genel başkanlarımız da aynı şekilde yılların devlet adamı, başarılı bir süreç yöneticisi. Bu sahneleri yeniden görmememiz için güvenilecek isimler.
“Değişim rüzgarları var”
Sahada bu süreçte nasıl tepkiler aldınız ve bir değişim görebiliyor musunuz? "Artık bize doğru daha yoğun bir akış var" diyebilmeniz mümkün mü?
DEVA Partisi kurulalı üç sene oldu. Ben üç senedir hep sahadaydım. O yüzden benim saha tecrübem son 20 günde gelişmedi. Üç senedir ben 81 ile üç kere gezdim, bazılarına 10 defa gittiğim oldu. Sahanın nabzını tutmak çok kıymetli.
Çünkü her yeri böyle gezmezseniz ve bu ülkenin sosyolojisini anlamazsanız, bu ülkeyi yönetmeye de aday olmamalısınız. Tanımak ve anlamak lazım. Zaten bir değişime ihtiyaç var diye düşünerekten biz bu partiyi kurduk.
Ama şu bir gerçek, Millet İttifakı'nın birlikteliği sahaya çok güzel bir dil ve çok güzel bir tını getirdi. Herkes bir şey istiyordu, değişim. Bu birliktelik o kadar iç içe ve samimi birliktelik oldu ki sahada değişimin adını koyabildik.
Elimizle yaptığımız bir kalp işareti bile insanlara iyi geldi. Dün Emirgan Korusu'ndaydım. Herkes kalp yapıp bana el sallıyor. Sahada ihtiyaç olan umut. İnsanlar umudu duymuyorlardı. Değişim rüzgarı vardı ancak Millet İttifakı ile bu rüzgar güç kazandı. Vatandaşın sahada bu birliktelikten çok mutlu olduğunu düşünüyorum.
Tepkilere gelince; Genel Başkanımız Sayın Ali Babacan çok uzun zamandır siyasetin en üst makamlarında yer aldı. Bu kadar sene bakanlık yapıp adının temiz kalması da hiç kolay değil. Onun selamı ile gittiğimiz vatandaş da üç senedir bir kere bile ters tepki vermedi. Çok bagajsız ve bariyersiz gezdik.
O yüzden de sahada çok rahattık. Şimdi CHP listelerinde olduğumuzu ve bunun sebebini anlatıyoruz. Vatandaşımız da bu birlikteliği makul görüyor. Bizi bu birlikteliğe süreç getirdi. Değişen seçim yasaları ve süreçler böyle bir ittifakları mecbur kıldı. Cumhur ittifakına baktığımızda çok farklı partileri ve siyasetleri görüyoruz. Neyse ki onlar gibi sorunlar da yaşamıyoruz.
“Çevreci milletvekili olacağım”
Çevre politikalarınızı anlatır mısınız?
Biz DEVA Partili 26 kişi olarak CHP listelerindeyiz. Ben de 8. sıradayım ancak buna güvenerek çalışma yürütmüyorum. Son sırada yer alıyormuş gibi çalışıyorum, bunun da daha hakkaniyetli olduğuna inanıyorum. Bize düşen şu anda Evrim Rızvanoğlu'nun nereye gideceği değil, memleketin nereye gideceğini düşünmek.
Elbette CHP'ye verilen oylarla ben de meclise gitmiş olacağım ve çok da isterim. Genç bir kadın olarak da hem gençlerin hem de kadınların gündemini çok önemsiyorum ancak iklim konusunda son üç senedir iyi çalışmalar yaptık. İklimle mücadele, uyum politikalarına uzun zamandır emek veriyorum. Bu yüzden iklim politikaları konusunda çok daha iddialı olacağımı, çevreci bir milletvekili olacağımı söyleyebilirim.
Çevre denildiğinde götürülecek o kadar konu var ki seçmek zor. En yakın örneği deprem. Bizim gündemimizden de hiç düşmedi elbette. Bölgede çok uzun haftalar kalıp birçok yere gittik.
Bir tek Adıyaman'a gidemedim. Bir çevre katliamı ile de karşı karşıya kaldık. Çok büyük bir moloz, yıkıntı atığı ve bunların doğru şekilde gönderilememesi ile asbet riski bulunuyor. Bu yıkıntı atıklarının asbestten arındırılması, doğru brandalama ve maskeler ile çalışmak gibi birçok önlem gerekiyor.
Bölgede depremden kaynaklı yaşamını yitiren vatandaşlarımızın üzüntüsü zaten çok büyük ancak bu alınmayan önlemler yüzünden hala bölgede yaşayanların da hayatları riske atılıyor. Bilimden yararlanarak, yapacağımız ilk şey deprem bölgesine gidip asbest sorununu ve yeraltı sularına sızma koşullarını araştırmak olacak. Emin olabilirsiniz ki meclis çevre sorunlarına ilişkin hiç boş kalmayacak.
Millet ittifak'ı sadece cumhurbaşkanlığında değil aynı zamanda meclis çoğunluğu için de kurulmuş birliktelik. Deva Partisi de bu iktidarın bir parçası. İktidar bu hali ile kurulursa sizi de bir bakanlık koltuğunda görebilir miyiz? Bu yönlü tartışmalarınız var mı?
Millet İttifak'ı ilk kurulduğu zaman genel başkanlar ortak bir görüşle çıktılar. "Eğer bürokraside yer almak istiyorsanız, sayılarda düşüş olmaması için milletvekilliği başvurusunda bulunmayın." dediler.
Ben de bu süreçte daha genç ve yeni bir siyasetçi olarak mecliste bulunmayı ve meclise belli konuları taşımak isterim. Elbette herkes bunu isteyebilir. Ama benim için bu dönemin milletvekilliğinin daha doğru olacağını düşündüm. İlerleyen dönemde neden olmasın?! Partimizde çok iyi isimler var, onları bakanlık koltuğunda görmeyi çok isterim. Öyle de olacağına inanıyorum.
(HY/EMK)