Turhaner Ailesi ve depremde hayatını kaybeden bütün insanların anısına saygıyla...
Maraş merkezli depremlerde resmi kayıtlara göre 216 binanın yıkıldığı İskenderun'da AFAD ekiplerinin üç gün sonra ve ekipmansız geldiği bir enkazda beş kişilik Turhaner Ailesi ile 12 yurttaş hayatını kaybetti. Kız kardeşini, eniştesini ve yeğenlerini kendi elleriyle enkazdan çıkarmaya çalıştığını söyleyen ailenin yakını Ü.U. "Saatlerce yardım bekledik. Bir Allah'ın kulu gelmedi. AFAD ekibi tam üç gün sonra geldi. Ama bu kez de yanlarında ekipman yoktu. Eğer geldiklerinde müdahale edilseydi buradaki insanlar kurtulacaktı. İnsanlar ölüme terk edildi" diyor.
İskenderun'da ilk durağımız olan çadır kentte 3-4 saatlik uykunun ardından Samandağ istikametine doğru yol alıyoruz. Ancak sonraki günlerde Antakya'dan birkaç kez daha İskenderun'daki bu çadır kente gidip geliyoruz.
Kimse oturduğu mahalleden gitmek istemiyor
İskenderun'da çadır kentin bulunduğu Mustafa Kemal Mahallesi'nde çoğunluk memur kesimi yaşıyor. Çadır kentte konuştuğum depremzedelerin aklı hep evlerinde. Mülklerindeki haklarını nasıl alacaklarına, yeniden bir evlerinin ne zaman olacağına dair dertleniyorlar. Apartmanlarının olduğu yere yeni bir bina mı yapılacak yoksa ev, ilân edilecek rezerv alanlarda yapılacak TOKİ konutlarından mı satılacak?
Kimisinin yaşadığı apartman yıkılmış. Kimisininki ağır hasarlı. Apartmanın arsa payı nasıl paylaşılacak? Arsalarına emlak değeri değil, rayiç bedeli üzerinden fiyat biçilecek ama alacakları para TOKİ'nin yapıp satacağı duyurulan konutlarda oturmaya yetecek mi? Kafaları karışık. Ancak kimse oturdukları mahalleden gitmek istemiyor.
İskenderun'daki çadır kentte depremzede bir çocukla tanışıyorum. 16 yaşındaki Muhammet'in depremde iki katlı müstakil evlerinden çıkarken düştüğü için ayağı kırılmış. Çadır kentte Afet Gönüllüsü abla ve ağabeyleri onu hastaneye götürmüş ve ayağı bir süre alçıda kalmış.
Güvercinler Muhammet'in en büyük uğraşı
Muhammet ile sohbet ediyoruz bir süre. Depremden önce günlerinin nasıl geçtiğini soruyorum. Sekizinci sınıftan sonra okulu bırakmış. Arkadaşlarıyla değil ama okul müdürüyle yaşanan bir sorundan dolayı okulu terk etmiş. Bir oto lâstik tamircisinde günde 12 saat 800 lira haftalıkla çalışıyor. Ustam diyor, "dükkânı bırakıp gidiyordu. Bütün işi ben yapıyordum." Beş yıl önce başladığı işte ustalaşmış ama asgarî ücretten katbekat düşük ücrete çalışmış hep. Yine de ailesinin geçimine katkı sağlamış.
"Evin çatısında kuşlarım vardı abi" diyor. "Kuşları ne yaptın?" diye soruyorum. Bir bahçeye taşımış kuşları ve hâlâ orada bakıyor. Güvercinleri onun hayattaki en büyük uğraşı, sırdaşı olmuş.
Muhammet, yıllar önce ailesiyle Suriye'nin Halep şehrinden gelmiş. Türkiye'ye geldiği günü ise hatırlamıyor. "Türkçeyi öğrenmişsin" deyince, "Abi ben burada büyüdüm" diyor. İki küçük kız kardeşi, bir de kuzeni var yanında. Onlarla da tanışıyoruz. Masum bakışlı çocuklar çadır kentin içinde bazen oyuna dalıp yaşadıkları psikolojiden azıcık uzaklaşsalar da deprem, yıkım, ölümler; çevrelerinde ne olup bittiğini anlamaya çalışıyorlar.
Gündüzleri İskenderun'un sokaklarında yüksek katlı binaların balkonuna veya penceresine dayalı bir ray üzerinde sürekli inip çıkan asansörleri görüyorum. Ev sahipleri hasarlı evlerinden eşyalarını kurtarmaya çalışıyor. Devlet nakliyede sınır fiyat açıklasa da eşya taşıtmak fiiliyatta 20-30 bin lirayı buluyor. Eşyasını nereye götüreceği bile meçhul, yani başka şehre gitmeyecekse üstüne bir de sağlam bir depo bulmak zorunda olan ev sahiplerinin yükü ağır. Nakliyeciler ise orta ve hatta ağır hasarlı binalara girerek eşyaları çıkarmakla nasıl hayatî bir risk altına girdiklerini anlatıyorlar. Afet şartları çok çetin geçiyor burada!
Cemevinin bahçesinde aşevi
Mustafa Kemal Mahallesi'ndeki cemevinin bahçesinde bir de aşevi var. Burada kurulan masalarda depremzedeler akşam yemeği yiyor. Cemevinin binası depremin ilk günlerinde bazı depremzede ve gönüllülerin kalmaları için açılmıştı. Fakat Defne depreminden sonra hasar aldığı için bina kapatılmış.
Cemevinin arka sokağında bir çadır kent daha var. Orada beş köpek yavrusuna rastlıyorum. Deprem olduğunda henüz yeni doğmuşlar. Gittiğimizde uyuyorlardı. Uyandırmak istemediğim için tanışamadığımız eniklerle başka bir gün geldiğimizde selamlaşıyoruz.
Aynı şekilde hem cemevinin bahçesinde hem de Afet Gönüllülerinin kurduğu çadır kentte kediler de var. Sevenleri mama ve suyunu ihmal etmiyor. Afet gönüllüsü Doğukan Akan onlarla özel olarak ilgileniyor. Hayvanlar felaketin, zorlu şartların içinde umut oluyorlar. Ruhumuzu kalbimizi onarıyorlar.
Bir gün cemevinin yakınlarında bir yerde dolaşırken bir sesle irkiliyoruz. İş makinelerinin acil yıkılması gereken bir binanın yıkımını yaptığını fark ediyoruz. Gelen ses ilk darbede çöken binanın oradan...
Ortalığı büyük bir toz bulutu kaplıyor. Göz gözü görmüyor. Çevredeki vatandaşlar kontrolsüz yıkım yapıldığı, asbest maddesini de içeren tozların yayılmasını önleyecek önlemler alınmadığı için tepki gösteriyor. Bir gürültü kopuyor. Herkes maske arayışına giriyor.
AFAD ekibinin ekipmanı yoktu
Maraş merkezli 7,8 ve 7,6 büyüklüğündeki depremlerde İskenderun'da 216 bina yıkıldı veya ağır hasar aldı. Resmî açıklamaya göre Hatay'da 19 bin 388 insan öldü ancak bu veriye kimse inanmıyor burada. Antakya'dan İskenderun'a dokunulmamış, arama-kurtarma çalışmasının yapılmadığı ve şimdi binlerce insanın naaşının hâlâ altında olduğu yüzlerce enkaz var.
Deprem sonrası ilk saatler hayatî önem taşıdığı hâlde yıkılan binlerce binanın enkazında ne AFAD arama-kurtarma çalışması yaptı ne de ilk günlerde tam bir seferberlik hâline geçildi. Deprem bölgesindeki halk başka illerden yardıma giden insanlarla birlikte araç ve ekipman olmaksızın enkaz altında kalan insanları kurtarmaya çalıştı.
6 Şubat Maraş depreminde yıkılan binlerce binadan biri de İskenderun Tren Garı'nın bulunduğu Çay Mahallesi'ndeydi. 17 insanın hayatını kaybettiği apartmanın enkazında beş kişilik Turhaner Ailesi de vardı. Ailenin enkaz altından sesleri duyulduğu hâlde vaktinde profesyonel bir müdahale olmadığı için aile kurtarılamadı. 40 yaşındaki anne Bahar Turhaner, 51 yaşındaki baba Cevat Turhaner ve çocukları 14 yaşındaki Narin, 11 yaşındaki Rüya, 8 yaşındaki Ahmet Baran Turhaner hayatını kaybetti.
Depremden hemen sonra akrabalarından haber alamadığı için Hatay'ın Karaağaç ilçesinden İskenderun'a doğru yola çıkan Turhaner Ailesinin yakını Ü.U. ailenin yaşadığı dört katlı binanın enkazıyla karşılaştığını söylüyor:
"Kız kardeşimi, eniştemi, yeğenlerimi kendi ellerimle enkazdan çıkarmaya çalıştım. Saatlerce yardım bekledik. Bir Allah'ın kulu yoktu. AFAD ekibi tam üç gün sonra geldi. Ama bu kez de yanlarında ekipman yoktu. Olsaydı da pek bir şey yapacaklarını sanmıyorum. Çünkü çoğu sonradan AFAD gönüllüsü olmuş, deneyimsiz kimselerdi."
Bu yara ömrü boyunca içinde kalacak
Üç gün sonra gelen AFAD ekibinin kendilerine enkazda insan olup olmadığını sorduğunu, ancak hiçbir şey yapamadan döndüğünü dile getiren Ü.U. "Yakınlarımın yaşadığı dört katlı bu binanın enkazında kesinlikle profesyonel bir arama-kurtarma çalışması yapılmadı. O an enkaz altından sesleri duyuyorduk. İçlerinde ağlama sesi gelen bir bebek de vardı. Ekip gittikten sonra ertesi gün sesler kesilmeye başladı. Eğer geldiklerinde müdahale edilseydi buradaki insanlar kurtulacaktı. İnsanlar ölüme terk edildi" diyor.
Kendi de depremzede olan ailenin yakını, depremden sonra çocuklarının psikolojisi bozulduğu için çocukları başka bir ilde yaşayan halalarının yanına gönderdiğini söylüyor. "Kızını, torunlarını, damadını kaybeden annem bu yaşananlardan sonra artık konuşamıyor. Bu yara ömrü boyunca içinde kalacak" derken sesi titriyor.
TIKLAYIN - İSKENDERUNLU DEPREMZEDE: İHTİYAÇLARIMIZI ARTIK DEVLET KARŞILAMALI
YARIN: SAMANDAĞ/ATAKÖY'DEN BİR AİLENİN HİKÂYESİ
(SE/AÖ)