İspanya'nın başkenti Madrid'de AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Finlandiya Cumhurbaşkanı Sauli Niinistö, İsveç Başbakanı Magdalena Andersson ve NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg'le gerçekleştirilen dörtlü görüşmenin ardından Ortak Bildiri imzalandı.
Memoranduma ise Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Finlandiya Dışişleri Bakanı Pekka Haavisto, İsveç Dışişleri Bakanı Anne Linde imza attı.
İsveç Uluslararası İlişkiler Enstitüsü kıdemli uzmanı ve gazeteci Bitte Hammargren'e göre İsveç, Finlandiya ve Türkiye arasındaki üçlü anlaşmada tartışmalı birçok konu var. Bunlardan biri İsveç'in YPG/PYD'ye destek vermeme sözüyle ilgili.
"NATO angajmanını zorlamak"
Bitte Hammargren, bazı bilgileri TBC News, Amberin Zaman ve Ahval'deki bir haberden aldığı zincirinde özetle şu ifadelere yer verdi:
"Öncelikle İsveç, ABD ve Fransa'nın yaptığı gibi YPG'yi askeri olarak desteklemedi. İsveç ve Finlandiya'nın, Türkiye'nin AB'nin Ortak Güvenlik ve Savunma Politikasına katılımını destekleme taahhüdüne gelince, Fransa ve Yunanistan'ın bu kararı alkışlaması pek olası değil.
"Türkiye, üçlü anlaşmayı PKK'ye karşı daha derin bir NATO angajmanını zorlamak için kullanacak. Ancak NATO, Türkiye'nin PKK'ye karşı savaşını hiçbir zaman '5. Madde' meselesi olarak yorumlamadı. Ufukta da bunun gerçekleşeceğini sanmıyorum."
"Yeniden müzakere"
PKK Lideri Abdullah Öcalan ile yeniden görüşme iddialarına da değinen Hammargren, zincire şöyle devam etti:
"Bu arada Türkiye, tutuklu PKK Lideri Abdullah Öcalan ile yeni müzakerelere hazırlanıyor. Gelecekte Türkiye, bir zamanlar Norveç'in yaptığı gibi, müttefiklerinden PKK ile yeni barış görüşmeleri için kolaylaştırıcı adım atmalarını isteyebilir."
"Şeytan ayrıntıda gizli, yani üçlü mutabakatın sadece fiili ifadesinde değil, aynı zamanda yorumlanmasında ve uygulanmasında da gizli. İsveç ve Finlandiya gibi demokratik ülkelerde hukukun üstünlüğü ilkelerinden taviz verilmemelidir.
"Pragmatizm, hukukun üstünlüğünü gölgede bırakamaz"
"Sınır dışı etme ve iadelere gelince, memorandum 'suçluların' iadesine ilişkin Avrupa Sözleşmesi'ne açık bir atıfta bulunuyor. Türkiye derhal iade taleplerini gündeme getirdi, ancak Finlandiya veya İsveç'in hukukun üstünlüğü ilkeleri dışında herhangi bir uzlaşmaya varması skandal olacaktır.
"Siyasette pragmatizm daha yüksek bir hedefe ulaşmak için gerekli olabilir -örneğin Rusya saldırganlığı gündeminde NATO'nun güçlenmesi- ancak ne kadar ileri gidilebileceğinin bir sınırı olmalıdır. Pragmatizm, hukukun üstünlüğünü gölgede bırakmamalıdır. Yani İsveçli sosyal demokratlar şimdi bir yol ayrımındalar."
Memorandum maddeleri1. Bugün, NATO Genel Sekreterinin kolaylaştırıcılığında bir araya gelen Türkiye, Finlandiya ve İsveç'in temsilcileri müteakip hususlarda mutabık kalmışlardır. 2. NATO, müşterek savunma ve güvenliğin bölünmezliği ilkeleriyle ortak değerlere dayalı bir İttifaktır. Türkiye, Finlandiya ve İsveç Washington Antlaşması'nda belirtilen ilkelere ve değerlere bağlılıklarını ifade ederler. 3. İttifakın en temel unsurlarından biri üye devletlerin milli güvenliğinin yanısıra uluslararası barış ve istikrara doğrudan tehdit teşkil eden terörizmin tüm biçim ve tezahürleriyle mücadelede tam dayanışma ve işbirliğidir. 4. Müstakbel NATO Müttefikleri olarak Finlandiya ve İsveç, milli güvenliğine yönelik tüm tehditlere karşı Türkiye'ye tam destek verirler. Bu çerçevede, Finlandiya ve İsveç, PYD/YPG ve Türkiye'de "FETÖ" olarak tanımlanan örgüte destek sağlamayacaklardır. Türkiye de milli güvenliklerine yönelik tüm tehditlere karşı Finlandiya ve İsveç'e tam destek verir. Finlandiya ve İsveç terörizmi tüm biçim ve tezahürleriyle en kuvvetli şekilde reddeder ve kınar. Finlandiya ve İsveç, tüm terör örgütlerinin Türkiye'ye karşı gerçekleştirdikleri saldırıları açık ve net biçimde kınar, Türkiye'yle ve mağdurların aileleriyle en derin dayanışma duygularını ifade eder. 5. Finlandiya ve İsveç, PKK'nin yasaklanmış bir "terör örgütü" olduğunu teyit eder. Finlandiya ve İsveç, PKK ve diğer tüm terörist örgütlerin, bunların uzantılarının faaliyetleri ile iltisaklı kuruluşlar ve paravan örgütler içerisinde yeralan veya bu "terör örgütleriyle" bağlantısı bulunan şahısların faaliyetlerini engelleyeceklerini taahhüt eder. Türkiye, Finlandiya ve İsveç bu terör örgütlerinin faaliyetlerini engellemek amacıyla aralarındaki işbirliğini artırmaya karar vermişlerdir. Finlandiya ve İsveç, bu terör örgütlerinin emellerini reddeder. 6. Buna ilaveten, Finlandiya 1 Ocak 2022 tarihinde yürürlüğe giren Ceza Yasası'nda yaptığı bir dizi değişiklikle cezalandırılabilir terör suçları kapsamına yeni faaliyetler eklemiştir. 1 Ocak 2022 tarihinde yürürlüğe giren bu son değişikliklerle terörist grupların faaliyetlerine katılım suçunun kapsamı genişletilmiştir. Aynı zamanda, kamusal alanda terörizmi tahrik eylemleri ayrı bir suç olarak cezalandırılmıştır. İsveç, yeni ve daha etkin bir Terör Suçları Kanunu'nun 1 Temmuz itibariyle yürürlüğe gireceğini ve hükümetin terörle mücadele mevzuatını daha da tahkim edeceğini teyit eder. 7. Türkiye, Finlandiya ve İsveç aralarında artık hiçbir milli silah ambargosu bulunmadığını teyit ederler. İsveç, NATO Müttefiklerine yönelik olarak silah ihracatına ilişkin milli mevzuatını tadil etmektedir. Gelecekte, Finlandiya ve İsveç'ten yapılacak savunma sanayii ihracatı Müttefik dayanışmasına ve Washington Anlaşması'nın 3. Maddesi'nin ruhuna ve lafzına uygun biçimde yürütülecektir. 8. Türkiye, Finlandiya ve İsveç bugünkü görüşmelerden sonra müteakip somut adımları atacaklarını taahhüt ederler: Terörizmle, örgütlü suçlar ve diğer ortak sınamalarla mücadelede mutabakat temelinde işbirliğini geliştirmek için kolluk kuvvetlerini ve istihbarat kuruluşlarını da içeren her düzeyde hükümetlerarası yapılandırılmış bir diyalog ve işbirliği mekanizması tesis edeceklerdir. Finlandiya ve İsveç, ilgili NATO belgelerinin ve politikalarının hükümleriyle uyumlu biçimde terörizmle mücadeleyi kararlılık ve azim içinde yürütecek ve yerel mevzuatlarını bu doğrultuda güçlendirmeye yönelik gerekli tüm adımları atacaklardır. Finlandiya ve İsveç, Avrupa İade Sözleşmesi'yle uyumlu biçimde, Türkiye tarafından sağlanan bilgi, delil ve istihbaratı dikkate alarak Türkiye'nin terör zanlılarına dair sınır dışı veya iade taleplerini ivedilikle ve bütün boyutlarıyla işleme koyacak ve Türkiye'yle iade ve güvenlik işbirliğini geliştirmek için gerekli ikili ahdî düzenlemeler yapacaklardır. Finlandiya ve İsveç, 5. paragrafta kayıt altına alındığı çerçevede, PKK "terör örgütü"nün ve bütün uzantıları ile iltisaklı kuruluşlarının ve paravan örgütlerinin para toplama ve eleman devşirme faaliyetlerine yönelik soruşturma başlatacak ve bunları yasaklayacaklardır. Türkiye, Finlandiya ve İsveç dezenformasyonla mücadele edeceklerini taahhüt edecek ve yasalarının, Türkiye'ye yönelik şiddeti kışkırtan faaliyetler dahil olmak üzere, terör örgütlerinin propagandası amacıyla istismar edilmesini engelleyeceklerdir. Finlandiya ve İsveç, silah ihracatına dair mevzuatlarının Müttefiklere yönelik yeni taahhütleri mümkün kılmasını ve NATO'daki üyelik statüleriyle mütenasip olmasını temin edeceklerdir. Finlandiya ve İsveç, Türkiye'nin askeri mobilite konusundaki PESCO projesine katılımı dahil olmak üzere, Türkiye ve diğer AB üyesi olmayan Müttefiklerin Avrupa Birliği'nin Ortak Güvenlik ve Savunma Politikası'nın mevcut ve müstakbel girişimlerine mümkün olan en geniş şekilde dahil edilmesine destek vereceklerdir. 9. Bu adımların hayata geçirilmesi için, Türkiye, Finlandiya ve İsveç Dışişleri, İçişleri ve Adalet Bakanlıkları, İstihbarat Servisleri ve Güvenlik Kurumlarından uzmanların katılımıyla bir Daimi Ortak Mekanizma tesis edeceklerdir. Daimi Ortak Mekanizma diğer ülkelerin katılımına açık olacaktır. 10. Türkiye, NATO'nun Açık Kapı politikasına uzun zamandır devam eden desteğini teyit eder ve Madrid Zirvesi'nde Finlandiya ve İsveç'in NATO üyesi olmak üzere davet edilmelerine desteğini ifade eder. |
(TY)